Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Güven Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümünden Doç. Dr. Sinan Bülent Avcı, karpal tünel sendromundaki vaka artışlarının başlıca nedenlerinin artan cep telefonu ve klavye kullanımı ile toplumdaki obezite artışı olduğunu kaydetti.
Avcı, hastaların, uzmanlara kolaylıkla ulaşabilir hale gelmesinin de hastalığın bilinilirliğini ve konulan teşhisleri artırdığına işaret ederek, "Ele gelen üç adet sinir vardır ve median sinir bunlardan biridir. Avuç içine doğru gelirken el bileğinde karpal tünel denen dar bir bölgeden geçer. Sinir burada sıkışırsa parmak uçlarında uyuşma ve elde güçsüzlük yakınmaları olur. Buna karpal tünel sendromu diyoruz." bilgisini verdi.
Avcı, karpal tünel sendromunun belirtilerine ilişkin, "Tipik belirtisi başparmaktan yüzük parmağına doğru olan dört parmağın uçlarında uyuşma olmasıdır. Kişi sıklıkla geceleri uyuşma ile uykusundan uyanır ve elini sallama ihtiyacı hisseder. Zamanla elini kullanırken de uyuşma hissetmeye başlar. Tuttuğu cisimleri düşürebilir. Hastalık daha da ilerlerse elini çok güçsüz hissetmeye başlar." açıklamasında bulundu.
Karpal tünel sendromunun bazı insanlarda daha sık görüldüğünü aktaran Avcı, "Muhtemelen bazı genetik ve yapısal faktörler söz konusu. Diyabet, hipotiroidi gibi hastalıkları olanlarda daha sık görülüyor. Obezite de diğer bir risk faktörü. Onun dışında ellerini tekrarlayan küçük hareketlerle kullanan bazı meslek grupları da risk altında. Bilgisayar kullananlar, vibratörlü makine operatörleri, üretim hattı işçileri, müzisyenler gibi. Gebelikte de karpal tünel yakınmaları oldukça sık görülüyor." ifadelerini kullandı.
"Yaşa ve cinsiyete göre görülme olasılığı değişiyor"
Sinan Bülent Avcı, karpal tünel sendromunun yaşa ve cinsiyete göre değişkenlik gösterebildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Son zamanlarda genç popülasyonda karpal tünel sendromu bulgularında yaşlılara nazaran daha hızlı bir artış var. Muhtemelen klavye ve cep telefonu kullanımının artması bunda en önemli etken. Ancak yakınmalar gençlerde daha hafif seyrediyor ve cerrahi tedavi oranı daha az. Yaş ilerledikçe de karpal tünel sıklığı ve şiddeti artıyor. Yaşlılar genelde daha ilerlemiş bir safhada doktora başvuruyor ve cerrahi tedavi gerektirme olasılıkları daha yüksek oluyor. Araştırmalar son yıllarda karpal tünel sendromu tanısının daha sık konulmaya başlandığını gösteriyor. Kadınlarda erkeklere nazaran 2 ila 5 kat daha sık görülüyor."
Hastanın şikayetlerini dinledikten sonra dikkatli bir muayene ile karpal tünel sendromu tanısını koymanın genellikle mümkün olduğunu bildiren Avcı, "Bunun yanı sıra sinir iletim testleri de sıklıkla kullandığımız yardımcı bir yöntem. Boyun fıtığı olasılığı varsa servikal MR, el bileğinde başka bir sorundan şüphelenirsek de el bileği MR gerekebilir. Gerekirse kan şekeri ve tiroid fonksiyon testleri de yaptırılabilir." ifadelerini kullandı.
Karpal tünel sendromu tanısı koydukları çoğu hastanın yakınmalarının çok fazla olmadığını belirten Avcı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu kişilerin ellerini kullandıkları aktivitelerde yapacakları değişiklikler, işyerlerinde yapılacak ergonomik ayarlamalar ile yakınmaları büyük oranda geçer. Bunun yanı sıra gece uyuşmaları fazla ise el-bilek atelleri faydalı olabilir. Fizyoterapi de faydalı olmaktadır. Yakınmaları fazla olan ancak sinir iletim testinde sinirde hasar az olan veya hiç olmayan hastalara yukarıdaki tedavilerin yanı sıra karpal tünel içine enjeksiyon yapılabilir. Hastanın yakınmaları fazla ve yukarıdaki tedaviler bir fayda sağlamadı ise sinir iletim testlerinde sinirde de hasar fazla tespit ediliyorsa cerrahi tedavi önerilir."