İstanbul'un kanalizasyondan parkinson çıktı

2017 yılında Tuzla'daki bazı mahallelerde yayılan koku paniğe yol açmıştı. Mahallelilerin 'genzimizi yaktı' dediği kokunun ise tetrakloroetilen ve trikloroetilen maddelerinden kaynaklandığı ortaya çıkmıştı. Öte yandan bu kimyasal maddelerinin de sanayi tesisleri tarafından kaçak döküldüğü belirlenmişti. İSKİ laboratuvarında yapılan tahlille kimyasalların parkinsona yol açtığı belirlendi.

İstanbul'un Tuzla ilçesinde 2017 yılında İstasyon, Yayla, Evliya Çelebi ve Postane mahallelerinde yayılan bir koku, bölge sakinlerinin genzini yakarak paniğe yol açmıştı. Sızıntının, aynı sektörlerde ve çoğunlukla aynı amaçla kullanılan tetrakloroetilen ve trikloroetilen maddelerinden kaynaklandığı ortaya çıkmıştı. Kimyasalların sanayi tesisleri tarafından bölgedeki atık su kolektör hattına kaçak döküldüğü anlaşılmıştı. Kimyasalların içeriği, İSKİ laboratuvarında yapılan tahlil sonucu belirlenmişti. Kokuya neden olan kimyasalı döken 4 kamyon ise yakalanmıştı. Belirlenen kimyasalların parkinson hastalığına neden olduğu belirlendi.

Geçmişte kafeinsiz kahve ve daksil gibi birçok üründe yaygın kullanılan trikloroetilenle ilgili yeni bir çalışma, bu kimyasalın birçok Parkinson vakasının önemli bir nedeni olabileceğini ortaya koydu.
Halihazırda düşük ve kanser riskiyle de ilişkilendirilen trikloroetilen, bugün eskisi kadar yaygın değil ama yanıcı bir madde olmadığı için boya sanayisi, kuru temizleme veya metal malzemelerin yağını gidermede kullanıldığı biliniyor.

Trikloroetilen aslında daha önce de Parkinson'la ilişkilendirilmişti. Bir grup bilim insanı daha 1969'da renksiz bir kimyasal olan bu maddenin Parkinson'la bağlantılı olabileceğini yazmıştı. Yeni araştırmanın arkasındaki bilim insanları ise maddenin Parkinson hastalığındaki rolünün unutulduğunu ve o zamandan beri büyük ölçüde gözardı edildiğini savunuyor.

Parkinson's Disease adlı bilimsel dergide yayımlayan araştırmacılar, şu ifadeleri kullandı: Kimyasala maruz kalma ve hastalığın başlangıcı arasındaki süre onlarca yıl olabilir. Independent Türkçe'nin aktardığına göre bireyler, kimyasala maruz kaldıklarının farkında olsalar bile bunu çoktan unutmuş oluyor. Araştırma ekibine göre bu durum, birçok Parkinson hastasının aslında geçmişte trikloroetilene maruz kalmış olabileceği ama bunun çoğunlukla gözden kaçırıldığı anlamına gelebilir.

ABD'deki Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Dorsey, E. Ray'in liderliğindeki ekibin ele aldığı çalışmalardan biri, 2011'de 198 ikiz üzerinde yapılmıştı. Araştırmada bu kişilerden trikloroetilene maruz kalanların Parkinson hastalığına yakalanma olasılığı 5 kat fazla olduğu öne sürülmüştü.

2017'DE TUZLA'DA SIZINTI OLMUŞTU

2020'de trikloroetilenin en büyük ihracatçıları arasında ABD (20,2 milyon solar), Çin (15 milyon dolar), Japonya (7,94 milyon dolar), Hollanda (6,54 milyon dolar) ve Güney Afrika (2,34 milyon dolar) yer aldı.

Aynı yıl Türkiye de 2,16 milyon dolarlık trikloroetilen ithal etti.

MAHALLELİNİN GENİZİ YANMIŞTI

Trikloroetilen, Türkiye'de 2017'deki bir kimyasal sızıntıyla gündeme gelmişti.

Tuzla'da meydana gelen olayda İstasyon, Yayla, Evliya Çelebi ve Postane mahallelerinde yayılan bir koku, bölge sakinlerinin genizlerini yakarak paniğe yol açmıştı.

Sızıntının, aynı sektörlerde ve çoğunlukla aynı amaçla kullanılan tetrakloroetilen ve trikloroetilen maddelerinden kaynaklandığı ortaya çıkmıştı.

Kimyasalların sanayi tesisleri tarafından bölgedeki atıksu kolektör hattına kaçak döküldüğü anlaşılmıştı.

Kimyasalların içeriği, İSKİ laboratuvarında yapılan tahlil sonucu belirlenmişti. Kokuya neden olan kimyasalı döken 4 kamyon yakalanmıştı.

PARKİNSON HASTALIĞI NEDİR?

Parkinson hastalığı beyin hücrelerinde kayıpla seyreden, kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen ve yavaş ilerleyen bir hareket bozukluğu.

Nörodejeneratif bir hastalık olan Parkinson; mimiklerin azalması, konuşmanın monotonlaşması ve bozulması, gövdenin hafif öne eğik pozisyon alması, hareketlerde yavaşlama, titreme, kollarda ağrı gibi belirltiler gösterebiliyor.

İleri evrelerde hastaların yatağa ve tekerlekli sandalyeye bağımlı olmasına ve sürekli bakıma ihtiyaç duymasına yol açabiliyor.

İlk kez 1817 yılında titrek felç olarak literatüre geçen hastalık çoğunlukla 40 ila 70 yaşlarında görülüyor.

Parkinson'un ileri yaşlarda daha fazla görülmesi de aslında hastaların trikloroetilenin daha yaygın kullanıldığı geçmiş yıllarda kimyasala maruz kalmış olabileceğini düşündürüyor.

Sağlık Haberleri