Göbek Deliğindeki 3 Sır! Vücudun Kristal Küresi Gibi

Göbek deliği bugünlerde piercing takmak için kullanılsa da, önemli hastalıkların habercisi. Göbek deliğine bakarak kanser olup olmadığınızı bile anlayabilirsiniz. Detaylar şöyle...

Göbek deliğiniz, vücudunuz hakkında pek çok ipucu verebilir. Bazıları için bu, endişe verici bir nokta olabilirken, diğerleri için bir moda aksesuarı olarak görülebilir. Ancak ne olursa olsun, göbek deliği bir zamanlar annenize bağlandığınız yeri temsil eder. Doğumda kesilen göbek kordonu geriye küçük bir kütük bırakır ve birkaç hafta sonra düşer.

Göbek deliği genellikle içe doğru kıvrımlıdır ve bir "innie" olarak bilinir. Bu noktadan itibaren, göbek deliği toz ve tüy biriktirmekten başka bir işe yaramaz gibi görünür. Ancak, aslında derinliği birkaç milimetreden daha fazladır ve fetusa kan taşıyan damarların erişim noktasıdır.

Göbek deliği, fetüse oksijen ve besin taşıyan damarın yanı sıra oksijeni alınmış kan ve atık ürünleri taşıyan damarları da içerir. Bebek doğduktan sonra, plasentayla bağlantısı kesilir ve göbek damarları doğal olarak kapanır. Ancak bazı durumlarda, kesilmiş kordonun üzerinde bırakılan küçük kütük, yeni doğan bebekler için faydalı olabilir.

Göbek aynı zamanda karın duvarındaki bir portal gibidir. Embriyonik gelişim sırasında, bağırsaklarınız karın boşluğunuzdan geçerek göbeğinizin içine girer ve daha sonra geri döner. Bu nedenle, göbek bir zayıflık noktasıdır ve bağırsağın bir bölümünün herhangi bir boşluktan içeri girmesi durumunda göbek fıtığı oluşabilir.

Göbek çevresindeki deride, karaciğer ile göbek arasında bir bağlantı olan yüzeysel damar yatakları bulunur. Bu damarlar, karaciğere giden büyük bir damar olan hepatik portal damara kan akıtır. Ancak bazı durumlarda, portal damardaki yüksek basınç bağlantı damarlarında basınç oluşturabilir, bu da göbek çevresindeki damarların genişlemesine ve derinin altında belirgin hale gelmesine neden olabilir.

Son olarak, göbek deliğinde görülen bazı belirtiler mitolojiye dayanabilir. Örneğin, göbek ile karaciğer arasındaki bağlantıya "caput medusae" veya Medusa'nın başı adı verilir. Bu belirtiler genellikle sağlık hakkında önemli ipuçları verebilir.

Göbek deliği, iç hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynar. Ancak, göbek deliğinin sizin için bir moda aksesuarı mı yoksa endişe verici bir nokta mı olduğuna karar vermek size kalmış.

ABD'li Rahibe Mary Joseph Dempsey, hayatının çoğunu Minnesota'daki bir hastanedeki hastaların bakımına adadı. Hemşire olarak eğitim aldı, daha sonra doktor William Mayo'nun cerrahi asistanı oldu. Bu görev süresi boyunca ilginç bir gözlemin altını çizdi.

O zamanlar (19. yüzyılın sonları), karın ve pelvis kanserleri genellikle çok daha sonra teşhis ediliyordu ve daha yaygındı. Kanserin bir organda veya bölgede başlayıp daha sonra diğerine yayıldığı bu sürece metastaz diyoruz.

Mary Joseph, metastatik kanserli bazı hastaların göbeklerinde yeni bir şişlik veya nodül bulunduğunu farketti. Dempsey ve Mayo'nun (her ikisi de 1939'da) ölümünden sonra başka bir doktor olan Hamilton Bailey, bulguyu doğruladı ve tanıya Rahibe Mary Joseph'in nodülü adını verdi.

Nodül serttir, rengi değişkendir ve aslında kanserin göbek dokusuna yayılmasından kaynaklanır. Artık daha fazla kansere, geniş yayılma meydana gelmeden önce teşhis konulduğu için, bu günlerde bu kadar yaygın görülmüyor.

MEDUSA'NIN BAŞI

Göbek deliğindeki bir başka belirti adını mitolojiden alıyor.

Göbek etrafındaki deride, daha derindeki dolaşıma doğru geri beslenen yüzeysel damar yatakları bulunur. Aslında kanı, bağırsaktan emilen besinlerle dolu, karaciğere giden büyük bir damar olan hepatik portal damara akıtırlar.

Portal damardaki basınç çok yükselirse (çoğunlukla alkol sirozu gibi karaciğer hastalıklarının bir sonucu olarak), bağlantı damarlarında da basınç oluşur. Damarların duvarları arterlerden daha incedir ve basınç altında balonlaşma eğilimindedir.

Sonuç olarak, göbek etrafındaki normalde küçük olan damarlar genişler ve her yöne doğru yayılarak derinin altında görünür hale gelir. Saçları yılanlarla dolu bir kafaya benzeyen bu işarete caput medusae veya Medusa'nın başı adı verilir. Yunan mitolojisinde, kahraman Perseus tarafından başı kesilen gorgon Medusa, kendisine bakan herkesi taşa çevirme yeteneğine sahipti.

GÖBEK DELİĞİNDEKİ KİR BİRİKİNCE

Ve bu konuda, göbeğimizdeki tüm o kir, döküntü ve ölü deri de onurlu (ya da belki de onursuz) bir şekilde anılmalıdır; bu kirin boşlukta uzun süre birikmesi, zamanla sertleşmesine ve taşlı bir kütle oluşturmasına neden olabilir. Buna omfalolit veya göbek taşı diyoruz.

Yani göbek, iç hastalıkların teşhisinde güvenilir bir kristal küre gibidir.

Sağlık Haberleri