Diyaliz merkezlerinde tedavi gören hastaların ayda bir kez diyaliz tedavisi öncesi ve sonrasında kanları alınarak sonuçları değerlendiriliyor. Her ayın başında yapılan kan tahlilleri sonuçlarına göre hastaların tedavileri; nefroloji uzmanları, diyaliz hekimleri, diyetisyenler tarafından düzenlenerek, hasta veya hasta yakınlarıyla paylaşılıyor. Ay boyunca, düzenlenmiş tedavi ve uygulamalar uzmanlar tarafından yürütülüyor.
Merkezler bu tahliller için anlaşmalı oldukları laboratuvarlar ile çalışabiliyor. Ancak sonuçların güvenilirliği ve doğruluğu için kanların kısa süre içerisinde ve uygun koşullar sağlanarak laboratuvara ulaşması önemli. Bunun için de en ideali diyaliz merkezinin bulunduğu ildeki bir laboratuvar ile anlaşmak ve kanların en kısa sürede oraya ulaşması.
Böyle bir kargo şirketi yok
Diyaliz merkezleri maliyetleri düşürmek için çeşitli laboratuvardan fiyat teklifleri alıyor ve en ucuz olan yere de tahliller gönderiliyor. Çok şubeli olanlarda bu problem çok büyük. Örneğin Türkiye'nin 4-5 ayrı ilinde şubeleri olan diyaliz merkezleri bu tahlilleri tek merkezde yaptırdıkları için buralara kanları gönderirken hangi koşullarda ve ne kadar sürede gittikleri de çok önemli. Kanların özel muhafazalı şekilde belli derecede taşınmaları gerekiyor. Ayrıca, bazı özel tetkikler (örneğin parathormon için) -4 (eksi dört) derecede gitmesi gerekiyor ki bu da soğuk zincir uçak kargo şirketleri ile anlaşmak anlamına geliyor. Bu da aynı şehirde tahlil yaptırmaktan bile çok daha maliyetli olacağından merkezler bunu da tercih etmiyor.
Hatalı kararlara neden oluyor
Tüm şubelerin kanları tek merkezde tahlil edilmesi birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Örneğin merkezi İstanbul’da olup; Antalya, İzmir, Ankara’da şubeleri olan bir diyaliz merkezi eğer İstanbul’daki bir laboratuvarla anlaşmış ise tüm bu merkezdeki hastaların kanları karayolu kargo şirketleri ile İstanbul'a gönderiliyor. Kanlar diğer şirketlerin gönderdikleri kargolarla birlikte taşınıyor; aynı aktarma merkezleri kullanılıyor ve diğer paketler gibi laboratuvara kargo elemanları tarafından ulaştırılıyor. Ya da Ankara'daki laboratuvarla anlaşılmışsa bu kez de İstanbul, İzmir ve Antalya'dan kanlar Ankara'ya taşınıyor. Birçok kez bu nakliye ve nakliyedeki koşullar nedeniyle tahlillerin yanlış çıkması kaçınılmaz oluyor ve bu da hastanın tedavisinde yanlışlıklara, hatalı kararlar verilmesine neden oluyor. Öyle tuhaflıklar yaşanıyor ki; sonuçlar yanlış çıktığı için itiraz eden hastalardan ayda 2-3 kez kan alınması bile gerekebiliyor.
Sağlık Bakanlığı adım atmadı
Diyaliz merkezlerinin kendi bulundukları illerdeki laboratuvarlarla anlaşması, kanların kısa sürede ve sağlıklı koşullarda taşınması gerekliliğini Sağlık Bakanlığı yetkililerinin bilmesine karşın bugüne kadar bu konuda hiçbir çalışma yapılmadığı; sağlıksız koşullarda ve uzun sürelerde kanların taşınmasına ses çıkarmadığı anlaşılıyor.
Telefonlarımıza dönüş yok
Görüş almak için aradığımız Sağlık Bakanlığı konu ile ilgili bir açıklama yapmadı. Haberi, yayına aldığımız saatlerde de bakanlık yetkililerine ulaşmaya çalıştık ancak kendileri telefonlarımızı açmadı.