İngiliz yayını "Guardian"ın haberine göre melanom dünya çapında her yıl 132.000'den fazla insanı etkiliyor. Bu son derece agresif bir kanser türüdür. Bu kötü huylu tümör sadece cildin yüzeysel katmanlarını etkilemez. Bulgar doktorlar, virüsün alttaki dokulara kolaylıkla nüfuz edip diğer organlara geçebileceği konusunda uyarıyor.
Melanom maligniteleri, normal olarak tüm insanların derisinde (aynı zamanda gözlerde ve beyin zarında) bulunan melanosit adı verilen hücrelerden kaynaklanır. Melanositler cilde rengini veren pigmenti üretir ve bu pigmentle doldurulur. BTV'nin aktardığına göre dermatologlar, ciltteki bu normal hücrelerin tümörlü hücrelere dönüşmesinin, vücudun ultraviyole ışığa maruz kalmasıyla başlatılan ve sürdürülen genetik bir süreç olduğunu açıklıyor.
Benler (nevi), esas olarak melanositlerden oluşan iyi huylu cilt oluşumlarıdır. Bu alandaki uzmanlar, malign melanomun hem altta yatan, dönüşüme uğramış bir nevüs üzerinde hem de bir benin hiç bulunmadığı bir cilt bölgesinde ortaya çıkabileceğini de açıklıyor.
Gelecekte beklenen ne?
Şu anda ana tedavi cerrahidir, ancak bazen radyasyon terapisi, kemoterapi, immüno-onkoloji tedavisi ve bazı ilaçların reçetelenmesi gibi yardımcı tedaviler de kullanılmaktadır. Uzmanlar artık her hastaya özel olarak tasarlanmış yeni enjeksiyonları test ediyor ve vücuduna, hastalığın geri dönmesini önlemek için kanser hücrelerini avlaması için 'emir veriyor'. Aşama 2 çalışması, aşıların, halihazırda teşhis edilmiş melanom hastalarında kanserin tekrarlama riskini önemli ölçüde azalttığını buldu. Yeni tedavinin son faz 3 denemesi şu anda devam ediyor. Deneme, University College London Hastaneleri NHS Foundation Trust (UCLH) tarafından yürütülüyor.
Denemenin ulusal koordinatör araştırmacısı Dr. Heather Shaw, İngiliz medyasına bu enjeksiyonların melanom hastalarını tedavi etme potansiyeline sahip olduğunu ancak aynı zamanda akciğer ve mesanedeki kötü huylu tümörler de dahil olmak üzere diğer kanser türlerinde de test edildiğini söyledi.
"Uzun zamandır gördüğümüz en heyecan verici şeylerden biri. Kanserle savaşmak için gerçekten çok ustaca bir araç," diye iddia ediyor Dr. Shaw.
Aşı nedir?
Aşı kişiye özel bir neoantijen tedavisidir. Hastanın bağışıklık sistemini tetikleyerek kendi vücudunun kanserle savaşabilmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Aşı mRNA-4157 (V940) olarak biliniyor. Her spesifik hastada ortaya çıkan tümör neoantijenlerini hedef alır. Bunlar tümör üzerinde bulunan ve bağışıklık sistemi tarafından potansiyel olarak tanınabilen belirteçlerdir. Enjeksiyon, kodlanmış 34 neoantijeni taşıyor ve uygulandığında, belirli hastanın kanserindeki benzersiz mutasyonlara dayalı bir anti-tümör bağışıklık tepkisini aktive ediyor.
Bu aşıyı kişiselleştirmek için hastanın ameliyatı sırasında çıkarılan tümörden DNA elde ediliyor. Bu süreç boyunca, belirli bir hastanın tümörüne özel özel bir enjeksiyon hazırlamak için yapay zeka da kullanılıyor. Aşının küresel 3. aşama denemesine yaklaşık 1.100 kişi katılacak. Yeni aşının test edilmesine katılan ilk hastalardan biri, Hertfordshire'daki Stevenage'den 52 yaşındaki Steve Young'du. "Çok heyecanlıyım. Bu, kanseri yenmek için en iyi şansım" dedi Guardian'a.