Bilim Kurulu Üyesi Yavuz: İlk kez elimizde koronavirüse karşı etkinliği kanıtlanmış bir ilaç var

Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, pandeminin başından beri ilk kez "Kovid'e karşı da etkinliği ispatlanmış" bir ilacın kullanıma girdiğini söyledi. Yavuz, "Molnupiravir" etken maddeli antiviral ilaca, hangi hasta gruplarında öncelik verileceğine dair önemli açıklamalarda bulundu.

İngiltere başta olmak üzere, ABD ve Avrupa'da da koronavirüs tedavisi için kullanıma giren "molnupiravir" etken maddeli ilaç, artık ülkemizde de hastalara ücretsiz olarak verilmeye başlandı.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, ilacın kimlerde nasıl kullanılacağına dair değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Yavuz, molnupiravir'in, pandeminin başından beri Kovid'e karşı da etkinliği "klinik çalışmalarla" kanıtlanmış ilk ilaç olması nedeniyle önemli olduğuna işaret ederek "Kovid-19 ile ilişkili olarak bütün aşamaları geçmiş, yani hem klinik öncesi aşamaları sonra da Kovid-19 için klinik çalışmalarını da tamamlamış ilk ilaç. Bu anlamda sevinçliyiz. Klinik çalışmalarda da hem ölümü, hem hastane yatışı yüzde 30 oranında azalttığı gösterilmiş bir ilaç. FDA ve EMA tarafından da güvenli bulunmuş. Şu an İngiltere de kullanmaya başladı. Bizde de kullanmaya başlanmak üzere" dedi.

'İlk 5 günde başlanması kritik önem taşıyor'

İlacın, klinik çalışmalarda etkinliği gösterilmiş grupta öncelikli olarak kullanılacağını söyleyen Prof. Dr. Yavuz, "Klinik çalışmalarda, semptomlarının ilk 5 gününde olan kişilerde erkenden başlanınca etkisinin yüksek olduğu gösterildi. Bu çok kritik bir şey. Çünkü zaten salgının en başından beri biz bunu biliyoruz, erken başlanırsa tüm viral enfeksiyonlarda başarılı olabiliyor ilaçlar, gripten de biliyoruz bunu. Semptom başlangıcının ilk 5 gününde olan hastalara vereceğiz ilacı. Ayrıca bütün hastalara değil, sadece Kovid-19 açısından ölme riski en yüksek olan gruba verilecek. Riski en yüksek olan grupsa yaşlılar, 65 yaş üstü vs, buna göre önceliklendirme yapılarak o gruplarda kullanılacak bu ilaç. Bu tarz yeni ilaçlar kullanıma girdiği zaman, tüm dünyada olduğu gibi, bizde de klinik çalışmalarla bu ilaçların etkinliği ve güvenilirliği takip edilmeye devam edilecek" diye konuştu.

'Risk grubundakiler nezle deyip geçiştirmesin, test yaptırsın'

Molnupiravir'in etkinliği ve güvenilirliğinin, Kovid için de gösterilmiş olması nedeniyle farklı bir konumda olduğunu belirten Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kovid-19'u en ağır geçirecek grup, özellikle yaşlılar, bağışıklığı baskılanmış olanlar, kanser tedavisi alanlar, organ nakli olmuş olanlar ya da ileri HIV enfeksiyonu yani CD4 seviyesi çok düşük olanlar ya da doğumsal bağışıklık yetmezliği olanlar gibi belli gruplar var. Bunlar en riskli gruplar. Bu kişiler bir kere hafif semptom bile olsa, Omicron da zaten hafif başlayabiliyor, yüzde 25 daha hafif seyrediyor diğerlerine göre, mutlaka test yaptırması gerekir. Çünkü 5 günden sonra başladığınız tedavinin bir anlamı olmuyor. Zaten onun çalışması da yapılmıştı, 5'nci günden sonra tedavi başlananlarda bu ilaç etki etmiyor. Dolayısıyla semptomlarınız varsa, ağır geçirme grubundaysanız, erkenden testi yaptırmanız, ilacın sizde yapacağı faydasında çok kritik. Basit bir nezle demeyip mutlaka gidip testini yaptırmasını tavsiye ediyoruz bu grup hastaların."

'Türkiye Mart'ta pik noktasına ulaşacak'

Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, İstanbul'da test pozitiflik oranlarının yüzde 30'lardan 20-23'lere gerilediğini ve vaka sayılarının da azaldığını ancak Türkiye genelinde halen yüksek pozitiflik oranları olduğunu ve Omicron'un henüz pik noktasına ulaşmadığını da kaydederek şu bilgileri verdi: "İstanbul'da vaka sayısı olarak bakarsak, bizim kendi hastanemizde de genelde sayı ve pozitiflik oranı İstanbul'u yansıtıyor, şu anda yüzde 20-23 gibi bir test pozitiflik oranı var. Vaka sayısı da yarı yarıya azalmış görünüyor. Özellikle okulların tatil olması ile birlikte, İstanbul'da sayılar gittikçe azaldı. Ama tabii Türkiye geneline baktığımızda, Ankara'nın mesela, İstanbul'un 2 hafta önceki dönemini yaşadığı haberlerini alıyoruz. Çok arttı orada vakalar ve yavaş yavaş her yerde bu Omicron, İstanbul'da gösterdiği gibi etkisini gösterecek. Mart ortasına kadar Türkiye'de pikini tamamlamış olacak diye düşünülüyor. Analizler, modellemeler bunu gösteriyor."

'DSÖ'ye göre Ba.2 baskın olacak ama Delta yok olacak mı bilmiyoruz'

Omicron'dan sonra ortaya çıkan BA.2 varyantı hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Yavuz, "DSÖ'nün tahmini, BA.2'nin baskın hale geleceği yönünde. Çünkü bütün varyantlarda gördük, hangisi daha fazla bulaşıyorsa o baskın hale geliyor. Bir sürü senaryolar da var aslında, örneğin BA.2 baskın hale gelebilir ama Delta kaybolacak mı acaba? Biz de halen arada Delta da görebiliyoruz gerçekten. Ama BA.2'nin de kliniği Omicron ile benzer. İlk Danimarka'dan vs elde edilen veriler bunu gösteriyor. Hastalık şiddetinin çok da farklı olmadığı görülüyor. Hindistan'da da BA.2 yayılımı devam ediyor. Oradan da gelecek sonuçlarla birlikte, daha sağlam verilerimiz olacak" dedi.

'İngiltere ve Danimarka ile Türkiye'yi kıyaslamak yanlış'

İngiltere ve Danimarka gibi bazı Avrupa ülkelerinde tam açılmaya gidilmesini de değerlendiren Prof. Dr. Yavuz, Türkiye'nin bu iki ülke ile aynı olmadığını, tam doz ve ek doz aşılanma, antikor bağışıklık oranı ve ölüm sayısı bakımından Türkiye'nin daha çok ABD ile benzer durumda olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle noktaladı:

"Danimarka ve İngiltere'de aşılanma oranları bize göre çok yüksek. İngiltere'de aynı zamanda daha önceki salgınlardan çok etkilendikleri için, toplamda elde ettikleri bağışıklık çok daha yüksek. 6 ay önce bile toplumda yüzde 90'ın üzerinde bir antikor pozitifliği vardı yaptıkları çalışmalarda. Omicron sırasında ölümlerde çok fazla artış görmediler. Pandeminin başlangıcından beri görülen en yüksek ölüm sayılarının yüzde 20'si civarında kaldı sayılar. Bunlara güvenerek açıldılar. Bize benzeyen Amerika. Aşılı oranı vs bizimle benzer. Ama onlar mesela şu anda ölüm sayısı bakımından en yüksek noktaya ulaştı. Pandeminin başından beri kaydedilen en yüksek ölüm sayısının yüzde 80'ine ulaştılar. Türkiye'de de biraz ölüm sayılarının artmasının nedeni, aşılananların oranı hala düşük. Bir de tabii ki ek dozların eksik kalması. Özellikle yaşlı ve riskli grupların ek aşı dozlarını yaptırmaması gerçekten çok zararlı oluyor onlar açısından. Bu gruplarda hatırlatma dozları, ilk aşı dozları kadar kritik şu anda. Çok yaşlı bile olsa, aşılarla çok hafif seyrediyor, ben kendi ebeveynlerimde de tecrübe ettim. Aşılı olanlarda çok çok hafif seyrediyor, hiçbir sıkıntı yaşamıyorsunuz."

Sağlık Haberleri