Türkiye'nin en büyük pandemi merkezi olarak salgının başından bu yana on binlerce hasta tedavi eden Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi, Sancaktepe Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Çekmeköy Devlet Hastanesi'nin Başhekimi ve aynı zamanda Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, aşı takvimi ile ilgili 4'üncü doz aşıların açılması ve çocukluk çağındakilere Covid-19 aşılamaları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
'Asıl büyük dalga sonbaharda'
Delta varyantının baskın hale geldiğine ve asıl büyük dalganın sonbaharda beklendiğine işaret eden Prof. Dr. Yiyit, "Delta varyantına hazır olabilmek için mRNA aşısının, yani BioNTech'in en az iki doz yapılmış olması gerekiyor. Biz bu dalgayı sonbaharda bekliyoruz eğer olacaksa. Sonbahara kadar herkesin iki doz BioNTech aşısının tamamlamasını istiyoruz. İnaktif virüs aşısı yani Sinovac olmak isteyenlerin ise Delta varyantından korunabilmek için iki doz aşı olması şu an için yeterli görünmüyor. Bu kişiler de üç doz Sinovac aşısı ya da iki doz Sinovac üzerine bir doz BioNTech aşısı yaptırmalı" dedi.
'4'üncü doz sadece seyahat engeli içindi, aşı yarıştırmak anlamsız'
Önceki gün açılan 4'üncü doz aşı hakkıyla ilgili oluşan kafa karışıklığına ise açıklama getiren Prof. Dr. Yiyit bunun, "daha önce yapılan aşıların işe yaramadığı" şeklinde bir polemiğe dönüştürülmesinin çok yanlış olduğuna vurgu yaptı.
Yiyit, "Dünyada bazı ülkeler inaktif virüs aşılarını kendi aşı takvimlerinde kabul etmiyorlar. Bu ülkelere gidecek vatandaşların da kendi aşı takvimlerine uyacak şekilde bir mRNA aşısı ya da benzeri bir aşıyla aşılanmış olmasını istiyorlar. Ülkemizde de bazı vatandaşlar, eğitim ve iş benzeri nedenlerle farklı ülkelere seyahat etmeleri gerektiğini belirterek mağdur olduklarını ifade etmeye başlamışlardı. Bu vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermek adına, gerekçesi olanlara daha önce iki doz Sinovac aşısı olup bir doz BioNTech aşısı yaptırmış olanlara seyahat mağduriyetini gidermek adına bir doz daha BioNTech aşı imkanı tanındı. 4'üncü dozlar bu yüzden açıldı. Gerekçesini beyan ederek insanlara aşılarını olma imkanı verildi. Burada bilimsel anlamda bir ihtiyaç söz konusu değil. Kati surette inaktif virüs aşılarının verileri ile alakası yok bu uygulamanın. Buradan yola çıkarak aşıları yarıştırmak ya da bu aşılara herhangi bir ithamda bulunmanın hiçbir manası yok" diye konuştu.
'Önceki piklerde inaktif aşı ile korunduk'
Geçtiğimiz iki pikte de inaktif aşıların işe yaradığının en başta salık çalışanlarındaki kayıpların görülmemesinden anlaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Yiyit, "İki doz Sinovac, biz sağlık çalışanlarını çok iyi korudu. Özellikle Alfa varyantında çok iyi korunduk. Hatta son dalgada yaşlılarımızın yoğun bakıma giriş ve yatışları oldukça düştü. Biz sağlık çalışanlarının da kötü haberlerini duyamaz oldunuz çünkü bizler iki doz Sinovac ile girdik son dalgaya. Bunun etkilerini yatış yaş ortalamasında da gördük. O yüzden inaktif virüs aşısı konusunda herhangi bir tereddütümüz yok. Çoklu doz yapılması da zaten beklenen ve doğal bir şeydi. İnaktif virüs aşıları zaten böyledir, çoklu dozlar ister, çocukluk çağı aşılarından da biliyoruz bunu. Yola çıkarken de zaten Sinovac için, 6 ay sonra üçüncü dozun yapılması gerekeceğini hep konuşmuştuk. İşte o vakit geldi şu an. Yani Sinovac'ı yok saymadık" dedi.
Üçüncü doz aşı olacakların mRNA aşısı da olabileceğini, Sinovac'la da devam edebileceğini belirten Prof. Dr. Yiyit, dünyada da benzer uygulamaların olduğunu ve bu nedenle hatırlatma dozunda alternatif sunulduğunu açıkladı.
Prof. Dr. Yiyit, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada da biliyorsunuz mRNA aşısı ile vektör aşılarını çaprazlayan ülkeler oldu. Yani hatırlatma dozlarını farklı aşılarla yapan ülkeler oldu. Bağışıklığı da güçlü uyardığını onlar da gösterdi"
'Aşı takvimi tamamlayanlar risk altında'
Delta varyantıyla beraber hastaneye yatış ve yoğun bakım hasta profillerindeki değişimlere de dikkat çeken Prof. Dr. Yiyit, Sinovac aşısı olup üçüncü doz zamanı gelmiş olanların bir an önce aşılarını tamamlamaları gerektiğini söyleyerek "Genelde yatan hastalarımız, aşı olmayan ya da aşı takvimini tamamlamamış hastalardan oluşuyor. Aşı takvimini tamamlamamış olandan kastımız da şu, iki doz BioNTech aşısını tamamlamamış ya da iki doz Sinovac olup üçüncü dozunu Sinovac veya BioNTech ile tamamlamamış kişiler. Delta varyantı bu şekilde hakim virüs olacaksa ki öyle görünüyor, bundan korunmanın tek yolu aşı takvimini tamamlamaktan geçiyor. Bundan da kastımız, ya üç doz Sinovac yaptırmak, ya iki doz Sinovac üzerine bir doz BioNTech olmak ya da iki doz BioNTech olmak" dedi.
'İki dozun korunduğunu düşünüyorlar'
Delta varyantıyla beraber yoğun bakımlarda iki doz Sinovac'lı hasta sayısında da artış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yiyit, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu an yoğun bakımlarda iki doz Sinovac olmuş hastalarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Bunun en önemli sebebi de, bu hastaların üçüncü doz zamanı geldiği halde yaptırmamış olması. İlk iki dozlarını oldular, üzerinden uzun bir süre geçti ve antikorları düşmeye başladı. Bu grup, ilk başı olan grupta biliyorsunuz ve yüksek riskli grup. 65 yaş üzeri, ek hastalığı olanlar. Kendilerini iki doz aşının hala kurduğunu düşünüyorlar. O yüzden de rahat hareket ediyorlar. Aşıların etkisinin geçtiğinin farkında değiller. Üzerine yaş ve ek hastalıklar da eklendiği için, yoğun bakım vakalarında bu grup artmaya başladı. Bu grubun bir an önce aşılanması lazım. Sonbahar mevsimi onların kötü haberlerini duyacağımız bir mevsime dönmesin lütfen. Şu an en riskli grubumuz öncelikle aşısızlar (ağırlıkla genç grup). Diğeri de iki doz Sinovac olup üçüncü dozunun vaktinin geldiğinden hala bihaber olan 65 yaş üzeri riskli grup. Bu iki grubu şiddetle uyarıyorum, lütfen aşılarımızı olalım, yoğun bakımlarımız ve servislerimiz bu sayede boş kalmaya devam etsin"
'Kronik hastalığı olan çocuklara da 12 yaş üzeri olabilecek'
Çocuklara 12 yaş üzerine aşı hakkı tanınmasıyla ilgili durumu da değerlendiren Prof. Dr. Yiyit, kronik ve altta yatan hastalığı olan 12 yaş üzeri çocuklara aşı hakkı açıldığına işaret ederek, bunun dışındakilerde 15 yaş üzeri çocuklara aşı hakkının tanındığını söyledi.
Prof. Dr. Yiyit, "Çocuklarımız gözbebeğimiz, onları korumak istiyoruz. Ülkedeki bağışıklık oranının da artırılması istiyoruz. Bu anlamda da Bilim Kurulu olarak dünyadaki verileri göz önünde bulundurup bazı düzenlemeler önerdik. Kronik hastalığı olan 12 yaş üzerindeki bütün çocuklara aşılamanın yolu açıldı. Dünya'da birçok ülke şu anda 12 yaş üzerini zaten aşılıyor. Ama biz yine de biraz temkinli bir ülke olarak 15 yaş üzerine aşıyı açtık. 12 yaş içinse altta yatan kronik hastalık şartı getirildi, iki doz aşı şeklinde açıldı takvim. Amaç Eylül ayı gelmeden çok büyük bir bağışıklık oluşturmak ve çocuklarına eğitim ve hayatının sekteye uğratmadan yürütülmesi" diyerek sözlerini noktaladı.