Anksiyete: Bir Kişiden Diğerine Geçebilen Bir Duygusal Virüs mü?

Guangzhou Üniversitesi ve Güney Çin Normal Üniversitesi'nin yeni araştırması, bebeklik döneminde anneden ayrılmanın ardından ergenlik kaygısının başkalarına aktarılmasının altında yatan sinir mekanizmalarını ortaya koyuyor.

İnsanların ve kemirgenlerin sosyal etkileşim yoluyla stresi partnerlerine aktarabildikleri bilinmektedir.

Ancak, gerçek stresten farklı olabilen, dolayısıyla iletilen stres ve ilişkili kaygıdan kaynaklanan sosyal etkileşimin benzersiz sinir mekanizmalarını ortaya koyan ve iletilen strese ilişkin kapsamlı bir anlayış eksik olduğu anlaşılmaktadır.

Araştırmanın baş yazarı Jinxiang Jiang ve meslektaşları, “Hayatın erken dönemlerinde yaşanan ciddi stres örnekleri (ELS), yaşamın ilerleyen dönemlerinde anksiyete gibi nöropsikiyatrik hastalıkların gelişmesi için bir risk faktörüdür” dedi.

Yeni Çalışmalara Göre Anksiyete Bulaşıcı

Fareler üzerinde yapılan yeni araştırmalara göre anksiyetenin bulaşıcı olduğunu gösterdi.

“Araştırmalar, bu olgunun altında yatan moleküler ve devre tabanlı mekanizmalara odaklandı, ancak kardeşlerin olduğu evlerde veya gençlikteki arkadaşlıklar sırasında başka bir bireyin ELS deneyimine tanık olmanın bile bireyleri daha sonraki bir zaman noktasında nasıl etkilediği hakkında çok az şey biliniyor.

“Bebeklik döneminde anneden ayrı kalma, ELS ve sonrasına yönelik bir araştırma modeli olarak sıklıkla kullanılıyor, ancak başka bir anneden ayrı kalma deneyimine tanık olmanın etkileri henüz keşfedilmemiş.”

Araştırmalarında, Dr. Jiang ve ortak yazarlar,bebeklerin anneden ayrılma deneyimine tanık olmanın daha sonraki bir zaman noktasında (ergenlik) sinaptik gücü ve davranışı değiştirip değiştirmediğini araştırmak için fareleri kullandılar.

Fiziksel ve sosyal acıyı kodlayan ön singulat korteksteki bir nöron popülasyonunun yanı sıra kaygı benzeri davranışların aktarımında sinaptik güçte önemli değişiklikler buldular.

Anksiyete

Kas ağrıları, mide bulantıları, baş dönmesi ve ağrısı anksiyetenin belirtileri arasında yer alır.

Bulgular duygusal bulaşmanın beyni uzun süreli etkileyebileceğini gösteriyor.

Yazarlar, “Sonuçlarımız, duygusal bulaşmanın beyin fonksiyonu üzerinde ciddi bir etkiye sahip olduğunu ve iletilen kaygının tedavisi için potansiyel bir hedef belirlediğini gösteriyor” sonucuna vardı.

Sağlık Haberleri