Tarihte ilk başarılı organ naklinin 1954 yılında Amerika Boston’da canlıdan canlıya yirmi üç yaşında tek yumurta ikizi olan iki kardeş arasında yapıldığını biliyor muydunuz? Bu nakli yapan doktorun İkinci Dünya Savaşı'nda insanda deri nakli üzerine çalışmaları vardı. Baktı ki organ reddi diye bir durum var. O yüzden ilk naklini tek yumurta ikizlerinden yaptı. İşte şimdi hikayesini okuyacağınız Serkan Özcan ve Erkan Özcan da tek yumurta ikizi… 45 yıldır askerlik hariç hiç ayrılmadılar. Birbirlerinden ayrılmamak için evlenmediler bile. 45 yaşında, gün geldi bir böbreği paylaştılar.
Uşak’ta yaşayan ve tek yumurta ikizi olan Serkan Özcan ve Erkan Özcan kardeşler, artık böbrek kardeşi. 1977 yılından beri ne Uşak’tan ne de birbirlerinden ayrılmayan kardeşler, 2004 yılında annelerini, 2012 yılında da babalarını kaybetti. 8 kardeştiler ama 3 abilerini de trafik kazasında kaybettiler. Eşleri uzak yerlerde oturmak ister diye evliliğe bile yanaşmadılar. 15 yıldır yaşadıkları yerde bir kahvehane işleten Özcan kardeşlerden, Serkan Özcan hastalanınca kahvehaneyi de kapattılar. Erkan Özcan, 10 ay boyunca diyalize giren ve gözlerinin önünde günden güne eriyen kardeşine; “Oğlum seni kurtaracağım” dedi ve organ nakli merkezi araştırmaya başladı. 5 gün içerisinde işlemler tamamlandı ve Serkan Özcan, ikizi Erkan Özcan’ın böbreği sayesinde diyalizden kurtuldu, sağlıkla taburcu oldu.
“Allah bizi ayırmasın”
Serkan Özcan,10 ay boyunca haftada üç gün diyaliz tedavisi görürken yaşadıklarını ve nakil sürecini şu sözlerle anlattı: “Ben böbreklerimi yüksek tansiyondan kaybettim. Kahvede oturuyordum, müşterilere bakıyordum, burnumdan kan gelmeye başladı. ‘Erkan bana bir şeyler oluyor’ dedim. Acile gittik, tansiyonum 24’e çıkmış. Eğer burnumdan kan gelmeseydi ya beyin kanaması geçirecektim ya da felç olacaktım. 15 gün hastanede yattım. Ondan sonra haftada üç gün diyalize bağlanmaya başladım. Ailede kimsede böbrek hastalığı yoktu. Ben eridikçe kardeşim de üzüldü. Bensiz kahvehaneyi de işletmek istemedi. Kapattık. ‘Seni kurtaracağım’ dedi ve nakil merkezi aramaya başladı. Allah ondan razı olsun. 45 yıldır hep birlikteydik ama bu çok başka. Allah ayırmasın. Ölürüm, dayanamam.”
“Parmağı kopsa kendiminkini veririm, böbrek ne ki!”
Kardeşine hiç düşünmeden böbreğini veren Erkan Özcan, yaşadıklarını kimi zaman sevinçten kimi zaman hüzünden göz yaşları içerisinde anlattı:
“Biz abilerimizi, annemizi, babamızı kaybettik. 3 tane abimizi trafik kazasında kaybettik. Organlarının gerçekten can vereceğini bilmiş olsaydım ben yemin ediyorum bağış yapardım. Abim organlarını askerde bağışladı diye cahillikten tepki göstermiştik. Birinin canına can katacağını bilsem ben şu anda yemin ediyorum istesinler her şeyimi veririm. Serkan benim canım. Ben diyalizde dört saat kardeşimin başında bekliyordum. Dayanamıyordum. Abimle ablama biz gidiyoruz dedik ve geldik. Ameliyattan çıktım. Beşi çeyrek geçiyordu. Ben altı buçukta yürümeye başladım. Bir tane ağrı kesici yaptırmadım. Hemen kardeşimi gördüm. Benim canım kardeşim iyi olduktan sonra hiç sıkıntı yok. Benim tek varlığım o. Şu an benden mutlu olan bir insan yok. Organlarınızı bağışlayın. Bunda korkulacak hiçbir şey yok. Yemin ediyorum bana diyecekler ki ‘Erkan, Serkan'ın parmağı kopmuş’. ‘Buradan çekin ona yapıştırın’ derim, böbrek ne ki. O benim canım, ciğerim. Bu saatten sonra bizi sadece ölüm ayırır.”
“Hiçbir nakil tek yumurta ikizi kadar başarılı olamaz”
İkiz kardeşlerden yüzde 99.9 uyumlu olan böbrek naklini gerçekleştiren Organ Nakli Cerrahı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, nakil sürecini şu sözlerle anlattı:
“Hastalarımız tek yumurta ikizi, nadir vakalardan. Uşak’tan geldiler. Serkan, yüksek tansiyon sebebiyle böbreklerini kaybetmiş. 10 ay diyalize gördükten sonra ikizi Erkan, kendisine böbreğini vermek istiyor. Tabii salgın dönemi de vardı ama çok iyi korunmuşlar, Covid-19 olmamışlardı. 6’da 6 uyumlu dediğimiz nakiller de dahil olmak üzere hiçbir nakil ikiz kardeş kadar başarılı olamaz. Hele hele tek yumurta ikizi kadar hiç olamaz. Ameliyat süreci zaten sorunsuz geçti. Vericinin ameliyatı, laparoskopik oldu. Üçüncü gün taburcu oldu. Alıcının ameliyatı zaten normal bir ameliyat gibi oldu, böbreği hemen çalıştı. Prensipte böbreğin atma risk yok. Çünkü genetik olarak tamamen aynı. Ama biz yine de tedbirli davranıyoruz. İlaçlara başladık ama bu ilaçları çok hızlı ve çok erken dönemde keseceğiz. Verici taburcu olduktan sonra yine kardeşine baktı. ‘Biz ayrılamayız’ diyorlar. Böyle bir hikayede mutlu sonu yazdığımız için çok mutluyuz. Sağlıklı, uzun, güzel ömürleri olsun.”