HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kobani olayları gerekçe gösterilerek dün parti yönetici ve üyelerine yönelik yapılan gözaltılara ilişkin partisinin genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi.
HDP bileşeni partilerin başkan ve eşbaşkanlarının da katıldığı toplantıda Buldan, “Dün söyledik, bugün de hep birlikte tekrarlamak isteriz; dün yapılan operasyon siyasi bir operasyondur, bir intikam operasyonudur” dedi.
Buldan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Dayanışma içindeki herkese teşekkür ederiz"
Dün olağanüstü MYK toplantımızı gerçekleştirdik ve son gelişmeleri, yapılan operasyonu çok detaylıca tartıştık ve bu operasyonun ne anlama geldiğini MYK üyelerimizle birlikte konuştuk ve bir planlama çizmeye çalıştık. Dün sabah yapılan operasyonun hemen ardından gözaltına alınan arkadaşlarımızı Ankara’ya getirdiler. O saat itibariyle hem bizlere hem de partimize çok yoğun bir sahiplenme gerçekleşti. Buradan, geçmiş olsun dileklerini ileten siyasi parti temsilcilerine, kadınlara ve bizimle dayanışma içinde olan herkese teşekkür etmek istiyoruz. Bugün de HDP bileşen partilerinin eşbaşkanları aramızda, onlar da bizimle dayanışma duygularını paylaşmak üzere genel merkezimize geldiler. Bu toplantıyı hep birlikte gerçekleştiriyoruz.
"HDP’nin büyümesini hazmedemeyenlerin operasyonu"
Dün söyledik, bugün de hep birlikte tekrarlamak isteriz; dün yapılan operasyon siyasi bir operasyondur, bir intikam operasyonudur. Hâlâ 7 Haziran seçimlerini hazmedemeyen, HDP’nin büyümesini hazmedemeyen iktidarın başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’dan intikam alma operasyonudur. 4 yılı aşkındır Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ cezaevinde. 4 yılı aşkındır milletvekillerimiz, belediye eşbaşkanlarımız tutuklu. O günden bugüne kadar operasyonlar hız kesmeden devam etti. Siyasi soykırım operasyonlarına hiçbir şekilde ara verilmedi. HDP’nin, Kürtlerin tüm kazanımları gasp edilmeye çalışıldı. Belediye eşbaşkanlarımız tutuklandı, belediyelerimize kayyımlar atandı; her gün yeni yeni operasyonlar gerçekleşti, il ve ilçe yönetimlerimizdeki arkadaşlarımız gözaltına alındılar, siyasetten uzak tutulmaya çalışıldılar. Bu operasyonların dün itibariyle de devam ettiğini belirtmekte yarar var. Yeni bir operasyonla karşı karşıya değiliz, yeni bir operasyon yapılmıyor HDP’ye. Bu operasyon daha önce yapılan operasyonların devamıdır, bir darbe girişimidir. AKP’nin siyasi darbelerinin bir devamıdır.
"Demokrasiye vurulan hançerdir"
Dün gözaltına alınan arkadaşlarımızın isimlerine bakıldığı zaman ne amaçla gözaltına alındıkları çok açık şekil anlaşılabiliyor. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın hepsi bu ülkenin barışı, demokrasi ve özgürlükleri için mücadele eden arkadaşlarımızdır. Ayhan Bilgen, Kars halkının iradesidir ve Kars halkına hizmet etmekten başka bir suçu yoktur. Sırrı Süreyya Önder, barış ve müzakere sürecinde bizzat yer alan ve bu ülkenin barışına katkı sunan bir arkadaşımızdır. Ayla Akat Ata, kadın çalışması ve mücadelesi yürütmüştür ve kadın mücadelesi yürütmek suç değildir, olmamalıdır. Eski MYK üyelerimiz Nazmi Gür’ün de Ali Ürküt’ün de Beyza Üstün’ün de Altan Tan’ın da, önceki DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna’nın da hiçbir suçu yoktur. Bu arkadaşlarımız demokrasi ve barış mücadelesinden başka bir şey yapmadılar. Şu an gözaltında olan bütün arkadaşlarımız, MYK üyemiz Alp Altınörs de dahil olmak üzere bütün arkadaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bu, demokrasiye vurulan bir hançerdir. Bu operasyonla Türkiye demokrasisi ile hukuk ve adalet ayaklar altına alınmıştır. Bu siyasi operasyonun amacı aslında bellidir. Türkiye’yi yönetemeyen AKP yaşanan krizlerden kaynaklı, kolay lokma olarak gördüğü HDP’yi bir kez daha hedef almıştır. HDP’yi hedef almasının sebebi, ülkeyi yönetememesidir. Gündemi başka bir yere taşımak istemesindendir. AKP bugün yürüttüğü hiçbir siyasette başarılı olamamaktadır. Ekonomik krizin, açlığın, sefaletin, yoksulluğun, pandeminin, savaş politikalarının tutmadığı bir süreçte yeni yeni gündemler yaratmaya çalışan AKP hükümeti, gaz meselesinde istediğini elde edememiş, Ayasofya ve İstanbul Sözleşmesi meselesinde istediğini elde edememiş, savaş politikalarında istediğini elde edememiştir. Şimdi farklı bir algı operasyonunu Türkiye halklarının önüne getirmeye çalışmaktadır.
"Operasyon Türkiye halklarına"
Bugün yapılan siyasi soykırım operasyonu sadece HDP’ye yapılmamıştır. Bu aynı zamanda Türkiye halklarına yapılan bir operasyondur. AKP hükümetinin, açlığın, yoksulluğun pençesine düşen Türkiye halklarına yönelik bir algı operasyonu yürüttüğünü biliyoruz. 6-8 Ekim olayları denilen mesele IŞİD barbarlığına karşı Türkiye halklarının göstermiş olduğu bir protestodur. Orada katledilen 53 insanın 47’si zaten HDP’lidir. Ancak hiçbir soruşturma açılmamış, öldürülen kişilerin isimleri telaffuz edilmemiştir. Bir kişi ön plana çıkarılarak bunun üzerinden algı operasyonu yapılmak istenmiştir. Defalarca TBMM’de “6-8 Ekim araştırılsın” diye önerge vermemize rağmen AKP oylarıyla reddedilen, araştırma komisyonu kurulmasına izin verilmeyen bir süreci konuşuyoruz. Bugün üzerinden tam 6 yıl geçmişken AKP’nin yeni bir şeymiş gibi ortaya koyduğu bu 6-8 Ekim olaylarının hakikatini Türkiye halklarına anlatmaya devam edeceğiz. İstedikleri kadar TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını engellesinler. Biz bu konuda ısrarcıyız, bu konuda Türkiye halklarının toplumunun bu gerçeği bilmesi ve anlaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Olaylar asla anlatıldığı gibi değil. Partimize, eski eş genel başkanlarımız başta olmak üzere ismi geçen herkese büyük bir yalan ve iftira ile bir saldırı gerçekleşiyor. Ama biz HDP olarak bütün bu süreçleri, kimlerin nerede katledildiğini Türkiye halklarıyla, Türkiye toplumuyla paylaşmaya ve gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz.
"Yalanlarınıza kanacak bir taban yok"
Biz HDP olarak, biz Kürtler olarak, biz kadınlar olarak, biz muhalifler olarak sizin ağababalarınızı da gördük. Sizin bu coğrafyada, bu topraklarda Kürtlere nasıl zulmettiğinizi geçmiş dönemlerden biliyoruz. Kenan Evren, Tansu Çiller dönemlerinden biliyoruz. Kürtlerin bu zulmü, bu baskıyı, bu şiddeti ilk defa yaşadığını düşünenler şunu bilsinler ki Kürtler yıllardır bu zulümle karşı karşıya ama hiçbir zaman baş eğmedi. Kürtler de muhalifler de kadınlar da… Bugün de aynı kararlılıkla, aynı şekilde ifade ediyoruz; asla sizin oyunlarınıza, yalanlarınıza boyun eğecek bir siyasi parti değiliz. Sizin yalanlarınıza kanacak bir siyasi parti tabanı yok karşınızda. Bu partiye 6 milyondan fazla insan oy verdi, umut tazeledi. Siz her seçimde kan kaybediyorsunuz, şimdi olası bir seçim ihtimaline karşı yeniden kazanmanın yol ve yöntemlerini arıyorsunuz. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor, Türkiye halkları ve toplumu sizi biliyor ve tanıyor. Kaybedeceksiniz. Saldırdıkça kaybedeceksiniz, saldırdıkça Türkiye toplumu sizden başta seçimlerde olmak üzere demokrasi ve hukuk çerçevesinde bunun hesabını mutlaka soracaktır. Zulmettiğiniz toplum, siyasi partiler, kadınlar bütün bu kesimler size bunun hesabını hukuk çerçevesinde ve seçim sandıklarında mutlaka soracaktır. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Eğer saldırı AKP’deyse mücadele muhalefette olmalıdır. Bugün daha fazla bir arada olmanın, daha fazla omuz omuza olmanın, daha fazla birlikte yürümenin yol ve yöntemleri bulunmalıdır. Türkiye halkları hep birlikte kazanacak, buna inancımı ifade etmek istiyorum. Bizler kazanacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ezilen herkes bu sürecin kazananı olacaktır. HDP, bu sürecin kazananı olacaktır. HDP baş eğmedi, baş eğmeyecektir; diz çökmedi diz çökmeyecektir, bu da size dert olsun. (HABER MERKEZİ)