Cezaevi yönetiminden eşi İbrahim Gökçek’i kaybeden Sultan Gökçek’e: Eşin birkaç gün daha tutar herhalde kendini ölmez

323 gün ölüm orucunda bulunan ve eylemine son verdikten sonra yaşamını yitiren Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in eşi Sultan Gökçek, cezaevinde yaşadıklarını anlattı.

Silivri 9 No'lu Kapalı Cezaevi'nden Halk TV’ye mektup gönderen Sultan Gökçek, eşi İbrahim Gökçek ile ölmeden önce telefon görüşmesi yapmak istediğini ve bunun cezaevi idaresi tarafından yasaklandığını anlattı.  Gökçek, “Son bir kez eşim yaşıyorken telefonda konuşmak istedim hapishane idaresi 'Birkaç gün daha tutar herhalde kendini ölmez' diyecek kadar insanlıktan çıkabildi ve görüştürmediler."

“Eşimi son bir kez göremedim, ancak mezarına gidebildim”

“8 aydır tutukluyum ve bu 8 ayda hayatımda çok şey değişti.” diyen Gökçek,  eşinin yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Eşim İbrahim Gökçek ölüm orucunda yaşamını yitirdi. Sizin de bildiğiniz üzere yaşayacak diye umutlarımızın yeşerdiği birazcık olsun sevinebildiğimiz bir zamanda vücudundaki her şeyin 'Adalet istiyorum' , 'Konser yapmak istiyorum' diye diye tükendiğini öğrendik. Haksız tutuklamalar insana işkencedir, işkence olsun diye tutuklanıyoruz, suçlu olduğumuz için değil. Bu süreçte bana iki kat işkence yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Eşimi son bir kez göremedim, ancak mezarına gidebildim. Bütün bunları yazmak dahi çok zor o yüzden kalemin kağıdın başına geçemiyordum ama yazmak zorundayım. Başka acıların aynı şekilde yaşanmaması için. Tahliye taleplerimize kulaklarını tıkadılar. Son bir kez eşim yaşıyorken telefonda konuşmak istedim hapishane idaresi 'Birkaç gün daha tutar herhalde kendini ölmez' diyecek kadar insanlıktan çıkabildi ve görüştürmediler. İbrahim birkaç gün daha kendini tutamadı çünkü 1.5 kan değeri kalmıştı ve bir insanın değil o şekilde yaşaması nefes alması dahi imkansız ama o bizim için bizler için son damlasına kadar yaşamak için direndi."

“Bu koridorlarda katil, hırsız, tecavüzcüler yok onlar tahliye ediliyorlar”

Gökçek, ölüm orucunda olan avukat Ebru Timtik’in de zayıfladığına dikkat çekerek,  “Silivri Hapishanesi'nin durumu ülkenin içinde bulunduğu durumu çok iyi anlatıyor. Bir hücre yanımda Av. Ebru Timtik 180 gündür ölüm orucunda. Siz göremiyorsunuz onu biz el kadar camdan onun el kadar kalmış vücudunu görüyoruz, yanımda yine bir avukat var, bir arka koridorda gazeteci Hülya Kılınç. 3. koridorda yine gazeteci Barış Pehlivan ve bir sonraki koridorda yine avukat ve Grup Yorum üyesi var. Silivri'nin her koridorunda sanatçı, avukat, gazeteci var. Kimin susturulmaya çalışıldığı çok açık değil mi? Bu koridorlarda katil, hırsız, tecavüzcüler yok onlar tahliye ediliyorlar çünkü."

“Emniyetin canıma kastı olduğunu düşünüyorum”

Yargılamasının kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle yapıldığını söyleyen Gökçek, “Tahliye ediliyorum, kültür merkezimiz basılıyor gözaltına alınıyorum ve tutuklanıyorum. Hapishane kapısından adımımı atıyorum tekrar gözaltı kararı var deniliyor ve tekrar tutuklanıyorum. Ve şu an yargının, emniyetin benim canıma kastı olduğunu düşünüyorum. Benim gibi düşünen, şarkılarımızı dinleyen, söyleyen herkese kastı olduğunu ve yaşama hakkı tanımadığını düşünüyorum. Keza şarkı sözlerimiz dahi hapishane idaresi tarafından güvenlik gerekçesi gösterilerek yasaklanıyor ve verilmiyor. Biz her gün hapishanede Grup Yorum şarkıları söylüyoruz ama daha bir tane duvar yıkılmış değil demek ki yıkılan başka şeyler, yerler var. Şarkılarımızı söylemekten asla vazgeçmedik bunun için canımızı ortaya koyduk, İbrahim ve Helin'i kaybettik. Hâlâ konserlerimiz yasaklanıyor ve haksız tutukluluğumuz devam ediyor. Bu haksız tutukluluğu kabul edecek halimiz yok, mahkemelerde de adalet yok, emir-talimatla çalışıyorlar.” dedi. 

 

Özel Haber Haberleri