Haber: Ali Isıyel
TÜİK'in bugün yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de 'mutlu' olduğunu beyan edenlerin oranı yüzde 52,4'e düştü. Bir önceki yıl bu oran yüzde 53,4 olarak açıklanmıştı. Kendini 'mutsuz' olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 12,1'den yüzde 13,1'e yükseldi.
Kadınlar daha 'mutlu'
Mutlu olduğunu söyleyen erkeklerin oranı 2018 yılında yüzde 49,6 iken bu oran 2019 yılında yüzde 47,6'ya düştü. Kadınlarda ise 2018 ve 2019 yılının oranları değişmeyerek yüzde 57 olarak açıklandı.
Evli bireylerin mutluluk oranı yüzde 55,6 olarak belirlenirken; bu oran bekarlarda yüzde 45,1 olarak gerçekleşti. Öte yandan evli kadınlar, evli erkeklere göre daha mutlu olduğu beyan etti. Evli erkeklerin yüzde 50,6'sı kendini mutlu olarak tanımlarken; bu oran kadınlarda yüzde 60,2 olarak gerçekleşti.
En mutsuz yaş grubu değişti
TÜİK verilerine göre Türkiye'nin en 'mutsuz' yaş grubu ise 55-64 yaş arası. En düşük mutluluk oranı 2018 yılında yüzde 47,8 ile 45-54 yaş grubu olarak görünürken; bu oran 2019 yılında yüzde 48,7 ile 55-64 yaş aralığında gözlendi. Mutsuzluğun sebebinin ekonomik olması muhtemel. Zira emekli maaşlarıyla geçinemeyen yurttaşlar çalışmak zorunda kalıyor ancak Türkiye 50-64 yaş arası istihdamın en düşük olduğu Avrupa ülkesi olarak dikkat çekiyor. Avrupa Birliği ortalaması 50-64 yaş arası istihdamda yüzde 66,2 iken bu oran Türkiye'de yalnızca yüzde 41. Yani emekli maaşıyla geçinemeyen yurttaşlar, iş de bulamıyor.,
En mutlu kesim 'okul bitirmeyenler'
Eğitim durumuna göre mutluluk beyanları istatistiklerine bakıldığında, ilkokul mezunu dahi olmayan kesimin en mutlu olduğunu beyan eden kesim olduğu göze çarpıyor. Yüzde 55,4'ü mutlu olan kesimi yüzde 52,7 ile yükseköğretim mezunları izliyor. Bununla birlikte Türkiye'de en mutsuz kesim lise ve dengi okul mezunları. Bu kesimde mutluluk oranı yüzde 50,8'de kalıyor.
Yargı mensupları ya 'mutsuz' ya da çekiniyor!
Kamu hizmetlerinde çalışanların memnuniyet oranları incelendiğinde dikkat çekici oranlar göze çarpıyor. En mutlu kesim yüzde 75,5 ile asayiş hizmetlerinde çalışanlar olurken; en mutsuz kesim ise adli hizmetler çalışanları. Yüzde 53,5'i mutsuz olan adli hizmetler çalışanlarının yüzde 23,1'inin ise 'fikri yok'. Fikri olmadığını belirtenlerin fişlenme korkusu taşıyıp taşımadığı ise sosyologların cevaplandırması gereken sorulardan biri olarak TÜİK raporunda yerini alıyor.
Öte yandan eğitim hizmetlerinde çalışan kamu görevlileri ise mutsuzluk düzeyinin en yüksek olduğu kesim. Yüzde 21 oranında mutsuz olduğunu belirten eğitim hizmetleri görevlilerinin yalnızca yüzde 54,8'i mutlu olduğunu beyan ediyor.
Her 10 kişiden 3'ü geleceğinden umutsuz
Kendi geleceğinden umutlu olduğunu belirten bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 70 olarak açıklandı. Bu oran bir önceki sene yüzde 72,1 olarak açıklanmıştı. Aynı oran 2013 yılında ise yüzde 77 olarak belirlenmişti.
İstikrarlı mutsuzlaşma: Geleceksiz gençler
Türkiye'de yurttaşlar son yıllarda hızla ve istikrarlı bir biçimde mutsuzlaşıyorlar. 2003 yılında Türkiye geneli mutluluk oranı yüzde 59,6 iken; mutsuz olduğunu beyan edenlerin oranı ise yalnızca 7,3 olarak gerçekleşmişti. 2019 yılına gelindiğinde Türkiye'de yurttaşların yüzde 52,4'ü kendini mutlu olarak tanımlarken; kendini mutsuz olarak beyan edenlerin oranı ise yüzde 13,1'e yükseldi.
Kendi geleceğinden umutlu olduğunu belirten bireylerde ise yine son 6 yılda gözle görülür ve hızlı bir düşüş var. Türkiye'de geleceğinden umutlu olanların oranı 2013'te yüzde 77, 2018'de yüzde 72,1 olarak açıklanırken 2019 yılında bu oran yüzde 70'e kadar düşmüş durumda.
Gençlerde ise durum daha da vahim. 2010 yılında kendini mutlu olarak tanımlayan 18-24 yaş arası gençlerin oranı yüzde 63,9 iken bu oran 2019 yılında yüzde 56,7'ye kadar düştü. Bu oran, gelecekten umutlu olma oranının azalmasıyla birlikte düşünülünce beyin göçünün geldiği korkunç boyutun gerekçesini de açıklıyor.
Ekonomik kriz ve sosyal hayattaki kutuplaşma, bireyleri mutsuzluğa ve geleceğe umutsuz bakmaya itiyor. Geçtiğimiz temmuzda açıklanan göç istatistiklerinde, 2018'de Türkiye'den yurt dışına göç eden insan sayısı 323 bin 918 olarak açıklanmıştı. Bu sayı, bir önceki yıldan yüzde 27,7 daha fazla olarak belirlenmişti. Bu durumu daha da vahimleştiren oran ise bir önceki yılın verilerinde ortaya çıkıyor. Bir önceki yıl, ondan önceki yıla göre yurt dışına göç yüzde 42,5 artmıştı.
Mutsuzluğa paralel rakamlar: Genç işsizliği
DİSK'in geçtiğimiz hafta yayımladığı geniş tanımlı işsizlik rakamlarına göre, ümitsiz işsizlerin sayısında dikkat çekici bir artış vardı. 2018 yılının kasım ayında 522 bin olan ümitsiz işsizlerin sayısı 2019 yılının kasım ayında 715 bine yükseldi. Bununla beraber istihdamda da daralma devam etmiş, mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam sayısı 2019'da 145 bin azalarak 28 milyon 169 bine gerilemişti.
En çok yükselen işsizlik türü kentsel genç kadın işsizliği olarak görülürken, genç işsizliği de yüzde 23,6'dan yüzde 24,5'e çıkmıştı. NEET yani ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı ise korkunç; yüzde 25,2! Yani Türkiye'deki her dört gençten biri ne okuyor, ne çalışıyor.