Muhabir: Ali Isıyel
Gaziantep'in Şahinbey ilçesinde yapımına 2012 yılında başlanan ve Gaziantep'in en büyük, Türkiye'nin ise ikinci en büyük camisi olması planlanan Akkent Camii, Fethullahçı cemaat ile AKP'nin ters düşmesi sonrası yıllarca atıl durumda kalmıştı. Yapımına 7 yıl sonra yeniden başlanan caminin mevzuata ve yasalara aykırı olarak tahta olan iskelesi, yıllarca yağıştan, rüzgârdan ve diğer dış etmenlerden etkilenerek çürüdü. 14 Kasım 2019 tarihinde, inşaat mühendisi Korkut Küçükcan, ahşap iskelenin çökmesi sonucu enkaz altında kaldı. 34 saat boyunca enkaz altından çıkarılamayan genç mühendis, hayatını kaybetti.
Olağandışı 'olağan' işler: 21b usulüyle ihaleye çıkartıldı
Korkut Küçükcan'ın enkaz altında kalarak can verdiği cami, dünyada ve Türkiye'de süren Covid-19 salgını nedeniyle ekonomik sıkıntılar yaşanırken ihaleye çıktı. Henüz Küçükcan'ın ölümünün davası sürerken, soruşturma bitirilmemişken ve yurttaşların paraya ihtiyacı varken caminin Şahinbey Belediyesi tarafından 21b usulüyle sessiz sedasız 3 firma çağrılarak ihaleye çıkarılması tepki çekti.
Belediye, cami inşaatını 38 milyon 106 bin 906 lira bedelle ihaleye çıkarttı. Abdurrahman Şirin İnşaat, 29 milyon 831 bin lirayla en düşük teklifi verdi. İhaleye katılan diğer firmalardan Metro Mühendislik Gıda Maddeleri, Ergezen Yapı Ticaret 31 milyon 940 bin lira teklif ederken; Biktaş Yapı ise 33 milyon 972 bin lira teklif etti.
CHP'li Yılmazkaya: Zaten 8 yıl beklenmiş, 6 ay daha beklenemedi mi?
Halk TV'ye konuşan CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya ise ihaleye tepki gösterdi. Yılmazkaya, "Cami inşaatına elbette karşı değiliz ancak henüz Korkut Küçükcan'ın yasını tutarken, devletin paraya ihtiyacının olduğu ve iş yerlerinin kapandığı bu dönemde böyle bir ihalenin zamanı değildi. Küçükcan'ın ölümü aydınlanmadı, dava sonuçlanmadı daha, salgın sürüyor. Bunlar bittikten sonra yapılsaydı ne olurdu? Zaten 8 yıl beklenmiş, 6 ay daha beklenemedi mi?" ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
Yapımına 2012 yılında başlanan Akkent Camii inşaatı 3 dekar alana oturtulmuş ancak EdaCan İnşaat'ın sahibi Ahmet Selim Ener FETÖ üyeliğinden hapse girince inşaat durdurulmuştu. Dev caminin inşaatı ruhsatsız bir biçimde başlamış, demir iskele olması gerekirken 60 metre yüksekliğine ahşap iskele kurulmuştu. Mevzuat gereği, 13 metreden daha yüksekte ahşap iskele kurulması yasak.
Yıllarca hava şartlarına ve dış etmenlere maruz kalan ahşap iskeleye betonarme yapının yükleri de eklenince facia kaçınılmaz hâle gelmişti.
CHP Gaziantep Milletvekili Bayram Yılmazkaya ise Anayasanın 98'inci Meclis İç Tüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca ihmâller zincirinin araştırılması istemiyle araştırma komisyonu kurulması talebinde bulunmuştu. Bu talep değerlendirmeye alınmadı. Soruşturma süresince dava dosyasına konulmayan deliller olduğu da iddia edilenler arasındaydı. Konuyu yakından takip edenler, Halk TV'ye yaptığı açıklamada belediyenin istenilen dosyaları geç gönderdiğini ya da göndermediğini belirtti. Küçükcan'ın enkaz içerisinde bulunan baretinin de dava dosyasında bulunmadığı ifade edilenler arasındaydı.
EdaCan İnşaat'ın FETÖ üyeliğinden içeri giren sahibi Ahmet Selim Ener de 10 yıl öncesine kadar basit bir muhasebeciyken, 10 yılda milyonlarca liralık iş hacmine sahip bir 'iş adamı' hâline geldi. Ener'in, içerideyken birkaç yere 'bağış' yaptığı ve serbest kaldığı iddia edilirken, şu an hâlen Şahinbey Belediyesi ve TOKİ de dahil olmak üzere birçok yerden iş aldığı biliniyor.