Haber: İrem Yıldırım
Almanya'da ırkçılık dalgası giderek büyürken, son bir haftada 3 nargile kafe ırkçıların kurşunlarının hedefi oldu. Türklere ait iş yerleri kundaklandı. Hanau'daki kurşunlanan 2 nargile kafede 5'i Türk vatandaşı 9 kişi yaşamını yitirdi. Bu olaylar üzerine Almanya'da ve Avrupa'da ırkçılık tartışmaları yeniden alevlendi. Peki, Fransa'da durum nasıl?
Fransa'da durumun daha çok İslamofobiye kaymış olduğunu görmekteyiz. Fransa, Avrupa'da en fazla Müslümanın yaşadığı ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor. Fransa'da 2019'da İslam karşıtı saldırılar, bir önceki yıla göre yüzde 54 artış gösterdi.
Fransa'nın Dijon şehrinde bölgesel bir toplantı yapılan okul gezisinde aşırı sağcı yerel bir siyasetçinin, bir öğrenci velisine başörtüsünü çıkarması için bağırması, akabinde 29 Ekim’de Fransız Senatosu okul gezilerinde gönüllü olan Müslüman öğrenci velilerinin başörtü takmasını yasaklayan bir kanun tasarısını onayladı. 2016 yazında bir çok belediye kamusal plajlarda tesettüre uygun mayoların giyilmesini yasaklamalarıyla gündeme gelmişti.
İslamofobiye karşı kolektif, 2019'da 'Müslüman karşıtı ırkçılığın' kötüleştiği konusunda uyardı
Fransa’da “Collectif contre l’islamophobie en France” kuruluşu Müslümanları hedef alan fiil ve hakaretlerde artış gözlemlenmekte olduğunu dile getirdi. Kuruluşa göre medya ve siyasi iklimin tetiklediği bir artış gerçekleşti.
Verilere göre, 2019 yılı Müslüman karşıtı ırkçılık açısından çok parlak bir yıl değil. Salı sabahı Fransa'daki İslamofobiye Karşı Kolektif'in (CCIF) yıllık raporunun yayınlanması vesilesiyle yaptığı açıklamada, saldırılar 2018'e göre %17 ve iki yılda ise %77 oranında bir artış gözlemlendi. Farklı bir hesaplama yöntemine sahip olan İçişleri Bakanlığı ise 2018'de % 54 artışla 2019'da 154 Müslüman karşıtı olay olduğunu belirtti.
Saldırılar en çok kadınları hedef alıyor
Yetkililer esas olarak ibadet yerlerine yönelik saldırılar olduğunu belirtti ve bu saldırıların büyük çoğunluğu, neredeyse üçte ikisi, kadınları hedef alıyor. Derneğin genel müdürü Jawad Bachare, şiddet eylemlerinde o anın atmosferi göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Bachare'ye göre medyaya yansıyan özellikle de siyasi açıklamaların eylemlerin artışına yol açması kaçınılmaz bir gerçeklik. Bu fenomenle karşı karşıya olan CCIF, 'İslamofobiyi belirli bir ırkçılık türü olarak tanımaya', 'işverenleri ayrımcılıkla mücadele mevzuatı konusunda eğitmeye' ve medyayı 'tanınmış bağımsız kurumlardan uzmanlar' davet etmeye çağırıyor.
CCIF: Collectif contre l’islamophobie en France (Fransa'da İslamobiye Karşı Kollektif Derneği)