Haber: Ali Isıyel
İtalya'da corona virüsü salgını ciddi bir hâl aldı. Şu ana kadar 7 kişinin yaşamını yitirdiği ve 50'nin üzerinde vakanın tespit edildiği ülkede Başbakan Guiseppe Conte dün yaptığı açıklamada yurttaşlara mümkün olduğunca dışarı çıkmayın çağrısında bulundu. Ülkenin Sağlık Bakanı Sperenza ise durumun bir paranoyadan ibaret olduğunu ve bu kadar büyütülecek bir şey olmadığını dile getirdi.
Ancak başbakanın açıklamaları, halk arasında paniğin başlamasına yetti. Conte'nin çağrısından sonra İtalyalılar marketlere ve eczanelere hücum etti. Milano'da market rafları boşalırken, maske ve dezenfektan bulmak da neredeyse imkansız hâle geldi, karaborsacılık baş gösterdi.
Salgının en çok vurduğu bölge olan Lombardia Milano'da yüksek lisans yapan Türk vatandaşı Berkem Vural, halktv.com.tr'ye yaşadıklarını ve olan biteni anlattı. Vural, askeri bölgede güvenlik görevlisi olarak çalışan bir kişinin "Askeri bölgeye kamyonet yığdılar, gerekirse şehri boşaltmak istiyor olabilirler" iddiasını da dile getirirken; önleyici sağlık hizmetlerinin çok yetersiz olduğunu ve virüslü bir hastanın hastalığı başka yerlere çok rahat bir biçimde taşıyabileceğini ifade etti.
Berkem Vural'ın yaptığı açıklamalar şöyle:
Lombardia'nın coğrafi konumu
Politecnico di Milano'da okuyorum. Burası yönetimsel bölgelere ayrılmış durumda. Benim bulunduğum bölge Lombardia. Burası İtalya'nın ekonomik anlamda lokomotifi diyebileceğimiz bir yer. Milano zaten moda başkenti. Şu sıralar da 'Fashion Week' yani moda haftası denilen organizasyonlar vardı. Bunun dışında bankacılık sisteminin büyük kısmı buradan ilerliyor. Aynı şekilde kuzeyde olduğu için Avrupa'nın diğer ülkelerine de karayolu bağlantısını sağlayan konumda. Aynı zamanda Brescia ve Bergamo gibi sanayi merkezlerine de yakın.
Salgın ilk olarak nasıl başladı?
İlk olarak bir anda Lodi diye Milano'nun güneydoğusunda küçük bir kent var. Burada 77 yaşındaki bir kadının öldüğü söylendi corona virüsünden. Önce kimse ciddiye almadı yaşlı olduğu için. Ardından "tespit edildi, görüldü" gibi haberler çıktı. Birçok okulda zaten sınavlar bitmişti. Lomardia'da en çok yabancı öğrencinin olduğu iki üniversiteden biri Politecnico di Milano. Bu üniversitede sınavlar bitti ve bu pazartesi okul başlayacaktı fakat şöyle bir mail aldık, "Lombardia Belediyesinin kararıyla 1 hafta boyunca bu bölgedeki tüm okullar kapanacak. Sınavlar askıya alındı, dersler iptal" denildi. Bir haftanın sonunda da bu iş devam edecek mi diye bakılacağı söylendi. Mailin geldiğinin ertesi günü yurttaki İtalyan öğrencilerin hepsi ailelerinin yanına dönmeye başladı.
İnsanlar panik hâlinde mi yoksa soğukkanlı bir tavır mı sergiliyorlar?
Herkes gergin durumda burada. Yurtta bulunan ortak alanda birçok kişi yemek yapmayı bile bıraktı. Bir tane Çinli iş insanı İtalyan biriyle görüşme yapıyor. Daha sonra İtalyan iş insanı hastalanıp karantinaya alınıyor. Bu esnada temasa geçtiği herkes de karantinaya alınıyor. Bu kişilere test yapılmaya başlandıktan sonra art arda gelen pozitif sonuçlar hâliyle Lombardia Belediyesi okulları tatil etme kararı alıyor. Başbakan Conte de "Mümkün olduğunca dışarı çıkmayın" açıklamasını yapıyor. Sağlık Bakanı ise durumun paranoyadan ibaret olduğunu, büyük bir sıkıntı olmadığını ifade ediyor. Sağlık Bakanı'nın bu açıklamasının ardından 2 günde vaka sayısı 200'e çıktı. Böyle olunca bir kriz ortamı oluştu. Hemen olağanüstü hâl ilan edildi. İtalyan arkadaşımla konuştuğumda İtalyan medyasının da Türkiye gibi olduğunu anladım. Buradaki medya da ikiye ayrılmış durumda hükûmete yakın ve muhalifler olarak. Dolayısıyla ne olduğu belirsiz bir durum var. Net bilgiler alınamıyor. İki taraf farklı şeyler söylüyor ama bu şüphe bile yetti. Conte'nin "Mümkün olduğunca dışarı çıkmayın" açıklamasının hemen ardından marketler rafları adeta boşaldı. İnsanlar evlerine stok yaptı. Burada marketler akşam saat 20.00'da kapanır. Yakınımızda bir market var, bu market epey büyük bir market. Bizdeki 5M Migros'a tekabül ediyor diyebilirim. Sahipleri de sağ görüşlü. Sağ görüşlüler normalde hükûmetin 'itidal' çağrısına harfiyyen uyarlar. Buradan alışveriş yapanlar da sağ görüşlü kesim genelde. Buna rağmen raflar adeta boşaldı.
Fotoğraflardan da anlaşıldığı gibi bir talan, istifçilik furyası başladı. Bu çok tehlikeli bir durum. Dolayısıyla herkes birbirini galeyana getirmeye başladı. Özellikle yurt çevresinde, sabah markete giden "Sular bitiyor, su alalım yoksa su kalmayacak" gibi bir paranoya başladı. Milano çok kozmopolit bir kent. Roma örneğin, turistik açıdan İtalya'nın lokomotifi ve aynı zamanda bürokrasi tabii ama Milano gerek üniversiteleri, gerek sanayisiyle burası İtalya'nın ekonomik yükünü çeken, entelektüel yükünü çeken bir bölge. Bu nedenle de kozmopolit bir yapıya sahip. Çalıştığım iş yerinin WhatsApp grubunu da takip ediyorum. Orada da sürekli bu paronaya konuşuluyor. Metroya binmek istemiyorlar çünkü ilk görüldüğü yer olan Lodi'ye bağlanıyor bu metro. Codogna'da süresiz dışarı çıkma yasağı ilân edildiği haberi duyulunca da insanları iyice galeyana getirdi ve iş yerine 2 gün gelmeyin diye bize mesaj geldi. Dolayısıyla kimse duruma dair net bir bilgiye sahip değil. Söylentiler üzerinden hareket ediliyor. Kimse durumun ciddi mi yoksa Sağlık Bakanı'nın dediği gibi paranoyadan ibaret mi bilmiyor. Sınavların da bitmesiyle Türkiye'ye dönen öğrencilerin çoğu İtalya'ya gelmekten vazgeçti. En azından biletlerini açığa alıp ertelediler gelişlerini. Buradan da bilet alımları oldu tabii.
"Karaborsacılık ortaya çıktı, maske ve dezenfektan bulunamıyor"
İşin asıl korkunç tarafı, istifçilikle birlikte karaborsacılık da ortaya çıktı. İki arkadaşımla bir buçuk saat boyunca çevredeki bütün eczaneleri araştırdık ve bir tane bile maske bulamadık. İnsanların toptan aldığını öğrendik. Dezenfektanların tamamı tükenmiş durumda. Dolayısıyla önlemimizi de alamadık. Dün böyle bir karmaşa vardı, bugün biraz baktığımda hayat devam ediyor gibi görünüyor. Fakat insanlar yine de toplu taşıma araçlarına binmekten imtina ediyorlar. Genelde özel araçlarını kullanıyorlar. Dün pazar günüydü tabii, sokakların boş olması anlaşılabilir. Buradaki insanlar pazar günleri çok dışarı çıkmayı tercih etmiyorlar. Aileleriyle zaman geçirmeyi daha çok tercih ediyorlar.
"Askeri bölgeye kamyonet yığmışlar"
Yurdun karşısı askeri bölge ve 24 saat güvenlik var. Güvenlikle de buradaki Türkler olarak muhabbet kurmuştuk zaten. Kendisiyle konuştuğumuzda bize gece otobüslerin, kamyonetlerin geldiğini söylediler. Gerekirse şehri boşaltmak için gelmiş olabileceğini söyledi bize. Bize "Çok kötü şeyler olacak, askeri alana bu araçları yığdılar" dedi. Biz de bunun üzerine korktuk açıkçası. İmkanı olan mümkün olduğunca Lombardia'dan kaçmaya çalışıyor. İki telefon numarası var; biri ciddi anlamda kendini hasta hissedersen arayacağın numara, diğeri ise bir yere seyehat edeceksen eğer "Beni kontrol edin" diyebilmek için arayacağın numara. Biz de ikinci numarayı aradık. Bir uzmana bağladılar bizi, "Boğazında yutkunurken bir his var mı?" gibi sorular soruyorlar. Yok dersen, herhangi bir kontrol yapmıyorlar. Zaten hastanelerin çoğu olağanüstü hâl sebebiyle "Çok hasta değilseniz gelmeyin" tavrında. Bu yüzden virüsün taşıyıcıları da çok rahat bir şekilde giderken başka yerlere götürebilir bu hastalığı...
Türkler geri dönecek mi?
Burada Kosovalı bir arkadaşım var büyük bir öğrenci kulübüne üye. Ondan dün gece "Duyum aldık ama resmi değil, iki gün içerisinde karantina bölgesi ilân edilebilir bu bölge. Biz de tüm etkinliklerimizi iptal ettik. Önlemlerinizi ona göre alın" diye kendisine kulüpten mail geldiğini söyledi. Dolayısıyla biz de dün akşam dört arkadaş biletlerimizi aldık. Ancak tabii bu geçici bir önlem. Laboratuvar derslerine katılım zorunluğu olduğu için geri dönmek zorundayım. Bütün konserler iptal edildi, alışveriş merkezleri saat 17.00'a kadar açık. Bütün toplanmalar; A La Scala'da bile tüm opera gösterileri iptal edildi.
Türk yetkililerden bilgilendirme geldi mi?
Hayır. Sadece bir tweet atıldı 'Ciddi bir durum yok' diye. Büyükelçilik Roma'da tabii ama burada da çok güçlü bir konsolosluk var. Türkiye'deki İstanbul konsoloslukları gibi düşünebilirsin. Ancak bize hiçbir mail vs. gelmedi, kimse de iletişime geçmedi.