Haber: Ali Isıyel
Samsun Valiliği, Çarşamba Biyokütle Enerji Santrali için yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak "ÇED Gerekli Değildir" kararı vermiş, kararın yürütmesinin durdurulması için Samsun 3'üncü İdare Mahkemesinde dava açılmıştı. Mahkeme heyetinin talebi üzerine hazırlanan bilirkişi raporu, 27 Ocak'ta dava dosyasına eklenmişti. Ancak bilirkişi raporu tam bir skandal olarak tarihe geçecek cinsten.
Kopyala yapıştır rapor
Sözkonusu bilirkişi raporu, toplamda 36 sayfadan oluşuyor. Bunun 11 sayfası bilirkişilere yöneltilen soru ve dava dosyasının özeti ile kurum görüşlerini özetleyen proje tanıtımından; geriye kalan 25 sayfanın büyük çoğunluğu ise şirketin hazırlattığı proje tanıtım dosyasından kopyala yapıştır yöntemiyle alınan cümleler, şirketin çevre etkileri hakkındaki taahhütleri ve resmi kurum görüşlerinden oluşuyor.
Bilimsellikten uzak
Samsun Çevre Platformu'nun (SAMÇEP), dava dilekçesinde belirttiği çevreye ve insan sağlığına, Çarşamba Ovası'ndaki temiz su kaynaklarına ve tarımsal faaliyetlere gelebilecek muhtemel zararlarla ilgili endişeler bilirkişi raporunda teknik olgularla birlikte açıklığa kavuşturulmadığı gibi sözkonusu zararların oluşması durumunda bölgenin eski hâline getirilebilmesine ilişkin önlemler de dikkate alınmadı.
SAMÇEP konuya ilişkin açıklamasında "Sicil itibariyle Valilik ya da Bakanlık memuru konumunu aşamayan, bağımsız ve özgün bir duruş sergileme olanağından mahrum, koro halinde Vali ya da Bakandan ilham alarak görüş belirtmek ve imza atmak durumunda kaldıkları için ilgili kurum yazılarının hiç bir ilmi değeri yoktur" ifadelerine yer verdi.
Sözkonusu bilirkişi raporundan bazı ifadeler ise şöyle:
- Samsun Bölge İdare Mahkemesinin yürütmeyi durdurma kararı hiçe sayılarak ve bilimsel bir gerekçe gösterilmeksizin "Kuru Mutlak Tarım Arazisinin tarım dışı amaçlı kullanımı uygundur" cümlesi bilirkişi raporunda açık yasa hükümlerine rağmen yalnızca Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün bir talimatnamesine atfen yer aldı. Oysa anayasaya göre hiçbir talimat, tüzük ve/veya yönetmelik yasa hükümlerine aykırı olamaz.
- Aralarında Ziraat Fakültesi profesörünün de yer aldığı bilirkişi heyetinden çıkan raporda "...Alanda yapılan incelemelerde tesis çevresinin ekili alanlar ile kaplı olduğu, yerleşik hayatın devam etliği.. Dolayısı ile tesisin yapılacağı ortamda zaten doğal bir hayat olmayıp bölge halkı tarafından oluşturulan günlük aktivitelerin çok yoğun gerçekleştiği bir işleyiş söz konusudur....” deniliyor. Bu ifadeye göre sözkonusu alan; hem tamamen tarım alanı hem de doğal hayatın olmadığı bir bölge, hem mutlak tarım arazisi hem de tarım dışı amaçlarla kullanılabilir bölge olarak ifade edilmiş oluyor.
- Raporda ayrıca "son birkaç on yılda, biyokütle yakıtının gerçekten yararlı ve sürdürülebilir olup olmadığı üzerine tartışmalar sürmektedir. Biyokütle ürünlerinin yanmasından karbon nötr ve neredeyse sıfır CO2 emisyonu..." gibi ifadeler de yer alıyor. Son birkaç on yıldan kastın ne olduğu son derece muğlak iken; bilim insanlarından oluşan bir bilirkişi heyetinin karbon türevi olan bir maddenin yanıp ortaya 'neredeyse sıfır CO2' çıkacağını iddia etmesi de ilginç bir durum olarak kayıtlara geçiyor.
- SAMPÇEP'in dava dilekçesine atıfla yazılan "... yüksek sıcaklığa sahip kirlenmiş suyun Karadeniz'e salınımı ile balıkçılık yapılan Samsun'da balıkçılık faaliyetleri de azalacaktır" iddiasına yanıt olarak kullanılan "... denizde kirlenme ve balıkçılık üzerinde olumsuz bir etki oluşmayacağı; suyun floristik ya da faunistik açıdan çevrede olumsuz bir etki yaratmayacağı..." ifadeleri kullanılıyor. Oysa SAMÇEP'in dava dilekçesinde böyle bir iddia bulunmuyor. Platform bununla ilgili olarak "Kim bilir hangi ÇED davasının raporunu kopyalayıp buraya yapıştırdınız" diyerek tepki gösterdi.
Bilirkişi heyetinde kimler var?
Bilirkişi heyeti; İnşaat Yüksek Mühendisi Hidrolog Prof. Dr. Salim Serkan Nas, Harita Yüksek Mühendisi Dr. Kemal Çelik, Biyolog Prof. Dr. Serdar Makbul, Ziraat Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Turan Karadeniz, Çevre Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Yüksel Ardalı'dan oluşuyor.
Heyette yer alan Turan Karadeniz, Salim Serkan Nas, Kemal Çevik gibi isimler ÇED davaları için hazırlanan raporların gediklileri gibi birçok davada karşımıza çıkıyor. Çanakkale'de Cengiz Holding'e ait CENAL Termik Santrali, Karaburun Termik Santrali, Kirazlıdere I ve II Termik Santralleri ve Kirazlıtepe Madeni gibi birçok çevre davasında sürekli olarak şirketler lehine raporlar hazırlıyor.
Heyetin skandalları bununla da bitmiyor. İçlerinden bir kısmı için Cenal, Karaburun ve Kirazlıdere I ve II termik santralleri için birbirinin kopyası raporlar hazırladıkları ve dolayısıyla gerçeğe aykırı beyanda bulundukları gerekçesiyle suç duyurusunda da bulunulmuş.
Yine bu heyet içerisindeki Turan Karadeniz için Kaz Dağları'nda binlerce ağacın katledilmesi ile gündeme gelen Kirazlıtepe Madeni davasındaki bilirkişi raporunda sahte imzası olduğuna dair iddialarla gündeme gelmişti.
Yasal süreç başlatılacak
SAMÇEP, konuya ilişkin yasal süreç başlatacaklarını ifade etti.
SAMÇEP'ten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Eğercili ve çevre mahalleleri gezilip görülmeden gerçeğe aykırı, soyut ve afaki bir rapor tanzim edilmiştir.
Bu yörenin kıymetli toprakları nedeniyle ve daha ziyade sınır davaları yüzünden onlarca cinayet işlenmiştir. Arazisine ve kendi topraklarına sahip çıkmayı namusu kadar kutsal bilen yöre insanı, toprağa bağlı yaşamaktadır. Yakıt girdilerine göre, yanma sonucu oluşacak kimyasal kütle hesaplarının uzman kimyacı bilirkişilerce incelenmesi halinde, ortaya çıkacak çevre kirliliğinin insan, doğal hayat ve tarım arazileri üzerinde yaratacağı olumsuzluklar tek bir çırpıda görülecektir.
Bilirkişi Raporu kisvesi altında İdare Mahkemesi Heyetine bilim, akıl ve gerçek dışı bu raporu sunmak, bilirkişilik etiğine ve yasanın amir hükümlerine açıkça aykırıdır. Aynı zamanda bilirkişilerin yansızlık, tarafsızlık ve doğruluk ilkelerini ihlal ettiklerini göstermektedir.
Bu kişilere bundan böyle bilirkişilik yaptırılmaması için Samsun Bölge Bilirkişilik Kurul Başkanlığını göreve çağırıyouz.
Ayrıca gerçeğe aykırı rapor tanzim etmekten haklarında yasal süreç başlatacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.
Bu bilirkişi raporu bölgemizde halkımızda infial yaratmış, bilim insanlarına ve akademiye duyulan güveni sarsmıştır.
Bu durum karşısında bölge çiftçisinin en önemli örgütlenmesi olan Ayvacık ve Terme Ziraat Odalarımız ile Ziraat ve Kimya Mühendisleri Odalarımız bilimden, çifçiden, doğadan ve kamusal çıkarlardan yana davaya müdahil olma kararı almışlardır. Bu mücadelenin parayla değil kolektif emekle, özveri ve dayanışmayla yürütülebileceğini herkese göstereceğiz.
Bu dava artık Çarşamba Ovasında yaşayan herkesin davasıdır.
Bu dava artık Samsun Halkının davasıdır.
Hukuktan, hukukun adilce uygulanması talebimizden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.