İzmir'de etkili olan 6.9 büyüklüğündeki depremin ardından üçüncü güne girildi. İlk 72 saatin arama kurtarma faaliyetleri açısından önemi ise yanlış anlaşılıyor.
AKUT Onursal Başkanı Nasuh Mahruki, Can Coşkun'un sunduğu Haber Masası'nda ilk 72 saatin ne anlama geldiğini anlattı.
Mahruki'nin sözleri şu şekilde:
72 saat konusunda bir yanlış anlaşılma var. Kitlesel afetlerde profesyonel ekiplerin her enkaza ulaşabilmesi 72 saat ve daha fazla zaman alabilir. Yani 72 saat vatandaş kendi başının çaresine bakmak zorunda kalabilir. Deprem anında hayatta kalanlar içgüdüsel olarak, çevredekilere yardım etmek istiyor.
Bunu Amerikalılar 1985 Mexico City depreminde gözlüyorlar. Büyük bir deprem. Bir bakıyorlar ekipler gelene kadar sivil halk dünyanın işini yapmış. Daha sonra 'Toplum Acil Durum Müdahale Takımı' diye bir eğitim modeli geliştiriliyor. Türkiye'deki çeşitli kurumlar da bu eğitimi kullanıyorlar.
"Susuzluğa bir hafta açlığa bir ay dayanılabilir"
Bunu 1999 Depremi'nden sonra 3 gönüllümüzü Amerika'ya göndererek Türkiye'ye ilk biz getirdik. İstanbul'da 960 kadar mahalle var. Bunlarda 20 kişilik gönüllü ilk müdahale ekibi oluşturulmalı. Uzman ekipler yetişene kadar hemen müdahale edilebilmeli. Yüzeydeki yaralılar denilen bir faz var. Yani bir duvarı kırdığınızda, bir pencereyi kırdığınızda erişebiliyorsunuz. Pek çok insan böyle kurtarılıyor. Kitlesel afetlerde enkazlardan çıkarılanların yüzde 95'i çevredekiler tarafından kurtarılıyor. 72 saat bunun için önemli. Güçlü, yaşama azmine sahip birisi susuzluğa bir hafta kadar, açlığa bir aya kadar dayanabilir. 72 saatten sonra da insan kurtarılır. On, on beş gün sonra da kurtarılır. 1999 Depremi'nde bir çekiçle 8 kişiyi çıkaran bir delikanlı gördüm.