Merkez Bankası piyasaya uydu

Faiz oranları yüzde 10,25'ten yüzde 15'e yükseltildi.

Naci Ağbal başkanlığındaki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) faiz oranlarını açıkladı. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 475 baz puanlık artışla yüzde 10,25'ten yüzde 15'e yükseltti.

TCMB Para Politikası Kurulu'nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

"Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10,25’ten yüzde 15’e yükseltilmesine; tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar vermiştir.

"Küresel ekonomi üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma göstermiştir. Ancak, son dönemde artış gösteren Covid-19 vakaları nedeniyle önümüzdeki dönemde küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikler yükselmiştir.

"İktisadi faaliyette toparlanma devam etmektedir. Artan vaka sayıları nedeniyle getirilen kısmi kısıtlamalar, başta hizmetler sektörü olmak üzere iktisadi faaliyetin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikleri arttırmaktadır. Diğer yandan, salgın döneminde sağlanan güçlü kredi ivmesinin gecikmeli etkileriyle artan iç talep, ithalat kanalıyla cari işlemler dengesini olumsuz etkilemektedir.

"Türk lirasındaki değer kaybının gecikmeli etkileri, uluslararası gıda fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir. Kasım ayına ilişkin takip edilen veriler, enflasyonda yakın dönemdeki döviz kuru oynaklığı kaynaklı bir yükselişe işaret etmekle birlikte, para politikasındaki kararlı duruşla beraber bu artışın geçici olacağı değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, net ve güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.

"Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla sürdürülecektir.

"Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir.

"Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlama ve sürdürme temel amacına enflasyon hedeflemesi rejiminin gerektirdiği şeffaflık, öngörülebilirlik ve hesap verebilirlik ilkelerini uygulayarak ulaşacaktır. Bu ilkeler ışığında, Merkez Bankası fonlaması temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılacak ve bu faiz oranı parasal duruş için tek gösterge niteliğinde olacaktır.

"Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır. Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır. 

Karar açıklandığı sıralarda, saat 13.58 itibariyle dolar  7.70 TL'ydi.

Karatepe: Merkez Bankası piyasaların beklentilerini karşıladı

İktisatçı Yalçın Karatepe, Birgün Ekonomi Editörü Ozan Gündoğdu, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Karar Yazarı İbrahim Kahveci ve Halk TV programcısı Emin Çapa faiz kararını Halk TV'de Can Coşkun'un sunduğu Haber Masası'nda değerlendirdi.

Karatepe,  "Merkez Bankası kararı piyasa beklentileriyle paraleldir. Merkez Bankası şunu söylemiş oldu 'Ben artık tabelayı da fiili duruma uyduracağım'. Merkez Bankası bu kararla piyasaların beklentilerini karşıladı" dedi.

"Türkiye’nin sorunu sadece Merkez Bankası’nın alacağı faiz kararıyla çözülecek bir durum değildir. Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikası normal koşullarda ekonomiye yön verir ama Türkiye’de hiçbir şey normal uygulanmıyor. Türkiye’nin sorunu yönetim modelinden kaynaklanıyor. 18 yıldır içinde yürüdükleri çizgi bizi bugün buraya getirdi."

Gündoğdu: Doların fendi Erdoğan'ı yendi

Ozan Gündoğdu ise  “Doların fendi Erdoğan’ı yendi' denilebilir" dedi.

"Bir şekilde dolar kurunu kabul edilebilir bir seviyede tutmayı arzuluyor hükümet. Bunun için de Erdoğan’ın kurallarına uymayan ama piyasanın kurallarına uyan bir faiz artışı gerçekleşmiş oldu. Beklenti de buydu. Bu haliyle hükümet ciddi bir çelişkiler yumağı içerisinde. Enflasyon faiz düşürülerek düşürülecekse faizi arttırmak enflasyonu arttırmak anlamına gelmez mi? Faizin artması dolar kurunu baskılasa da şu an itibariyle bizim piyasamızda kolayca sürdürülemez.

"Bu kış geçmiş kıştan çok daha zor geçecek. Dolardaki hareketliliğe en çok odaklanan kesimler orta gelir grubundaki kesimler. Kentli orta grubundaki insanlar paralarını dolarda tutuyorlar bu faiz artışı insanların dolarını satmasına sebep olmayacak. Bu faiz artışı tüketicilerin dolarlarını satmasına yetecek büyüklükte olmadığı için dolar daha sonra gördüğü yeri hatırlayacaktır.

Sayek Böke: Acı reçetenin uygulanıyor olduğunu görüyoruz

Selin Sayek Böke "Bir acı reçeteden bahsediyordu iktidar. Esasında acı reçetenin uygulanıyor olduğunu görüyoruz" dedi.

"Türkiye çok uzun süredir iktidarın yaratmış olduğu bozuk düzen nedneiyle ağır bir fatura ödüyor. Halk ödüyor bu faturayı ve o acı reçete ağırlaşarak devam ediyor.

"Şimdi biraz önce bu acı reçete içerisindeki tabloyu çok net ortaya koydu sayın Emin Çapa dedi ki 'Erdoğan'ın bilim ve akılla uyuşmayan fikirlerinin sınamasının maliyetini üstlendi halk'.

"Nitekim bugün faiz artışı ile somutlanmış olan adımlarda bu açı reçetenin ne derece yaygın olduğunu bize gösteriyor.

"Erdoğan döndü dedi ki 'Faiz enflasyonun sebebidir' ve enflasyonu düşürme iddiasıyla faiz politikasını siyaseten müdahale ederek baskıladı.

"Her şeye tek kişi karar veriyor. O derece ki bu faiz, enflasyon ilişkisini bilimle çelişen bu ilişkiyi iktidar döndü Kalkınma Planına yazdı cümle olarak.
Yani bilimden kopulmuş olmasını bir kurumsal yapıya dönüştürdü. Bizim anladığımız manada kurumlar, kurallar gitti.

"Bir kişinin deneyine hapsedildi ülke. Maliyeti ne oldu diye baktığımızda bu sene başından bu güne kadar dolar neredeyse Türk Lirasına karşı  yüzde 40'ın üzerinde değer kazandı.

"Paramız eridi gitti. Beraberinde ne oldu faiz de artmış oldu. Yani hem faiz yüklenmiş oldu ülkeye. Hem paramız değer kaybetmiş oldu acı reçeteden kastımız bu.

"Hem enflasyon yüksek acı reçeteden kastımız bu hem de işsizlik 10 milyon kişinin evinden vurmuş vaziyette acı reçeteden kastımız bu.

"İki şey söylememiz gerekiyor. Birincisi koskoca ülkeyi ve ekonomiyi faiz totoya kilitledir 10 gündür. Oysa ki bu ülkenin ekonomisinin içinde bulunduğu krizi bir tek faiz politikası çözemez. Faiz politikası bütüncül bir politika çerçevesinin bir parçası ve ayağıdır.

"Onu yoksayarak iş yaptığınız zaman faiz politikası da anlamını yitirir. Bu faiz artışının ortaya çıkaracağı halin halk açısından ne anlama geldiğini şurdan da altını çizmeliyiz.

"Pandemi ile mücadele kapsamında zaten borçlu olan halka yeni borçlar yüklenmiş. KOBİler neredeyse 850 milyar lira borçlu. Tüketici 810 milyar lira borçlu. Bu faizler o borç yükünün faizleri. İktidarın deneyi, iktidarın bilimden uzaklamış olması, iktidarın kaynakları halktan yana değil ranttan yana kullanmış olmasının maliyeti borçlu olan halka yüksek borç olarak dönüyor.
Aynı zamanda üreticiye yüksek üretim maliyeti olarak dönüyor. Çünkü Türk Lirası bu düzende ısrar edildiği için müthiş değer kaybetmiş vaziyette.

"Piyasaların ne beklediği, piyasaların ne beklediğine yönelik bir ekonomi politikası ile sınırlı kalmamak gerekiyor.

"Türkiye ekonomisinde ciddi bir işsizlik sorunu var, ağır bir borçluluk sorunu var. Ciddi bir üretimsizlik hali var. Bugün atılan adım piyasaları coşkulandırabilir ama piyasa dediğimiz şey faiz ve döviz nedeniyle halk açısında yüktür ve acı reçetedir esasında. Çünkü halk borçlu ve üretici de döviz girdisine bağımlı kalmış vaziyette. Bugün ortaya çıkmış olan tabloda düzenin değişmediğini bilakis var olan dışa bağımlı düzen içerisinde piyasaları memnun etmeye dayalı bir yaklaşımı aşamayacak, kalıcı olmayan çözümlere yönelik bir çerçeveyi bir kez daha karşımıza çıkarıyor."

"Erdoğan'ın bir şeyden haberi olmaması mümkün mü?"

Emin Çapa, Sayek Böke'ye "Sayın Erdoğan'ın haberi yok deniyor, sonradan öğrendi deniliyor Merkez Bankası'nda para kalmadığını. Bu faiz artışından da Erdoğan'ın haberi olmadığına inanır mısınız?" sorusunu yöneltti.  

Sayek Böke ise soruya şöyle yanıt verdi:

"Erdoğan'ın bir şeyden haberi olmaması mümkün mü? O tek adam rejimini ayakta tutan anlayışın değişmediği sürece Türkiye bu krizi aşamaz.
Bilakis daha önce de Erdoğan, esnafla ve üretici ile yaptığı toplantılarda yüksek sesle algıyı yönetmek adına faizi ezdirmeyeceğiz dedikten sonra Merkez Bankası'nın faiz arttırdığı dönemler oldu.

"Yani şunun altını çizelim, partili bir cumhurbaşkanı, partili bir Merkez Bankası başkanı üstelik Merkez Bankacı olmayan bir Merkez Bankası başkanı ve sadece isimlerin değiştiği ama düzenin değişmediği bir yerde krizin aşılması mümkün değil.

"Türkiye'de bütün kararların altında imzası olan bir kişi o da partili Cumhurbaşkanı Erdoğan. Bu karardan da haberdar, eğer haberdar değilse de 120 milyar doların heba olmasından o da başlı başına bir skandal ve kriz esasında."

Kahveci: Aslında sıfır artırım yaptı

İbrahim Kahveci, Can Coşkun’un, okuyucu yorumlarından aktardığı “Şimdi ne olacak?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Faiz kararıyla beraber Türkiye nasıl bir yoksulluğa mahkum olduğunu gösterdi. Faizi arttırsanız bir dert, arttırmasanız bir başka dert. Piyasalara mahkum olduk, mahkum edildik. Piyasalar önemlidir ama biz acı tarafından mahkum olduk.

“Faizi arttırmadık, kur yükseldi daha büyük faiz , enflasyon artışı ve zamlar olarak daha büyük maliyet gelecek. Faizi arttırdık şimdi finansal piyasalarda, faiz artışını olumlu karşılayan… Peki insan piyasası ne olacak?"

“4 buçuk milyon kayıtlı işsiz var. Geniş tanımlı 10 buçuk milyon işsizlik var. 1 buçuk milyon daha yeni işsiz eklendi. Faiz arttırımıyla yeni işsizler eklenecek. Türkiye yoksulluğa mahkum edilmiş durumda.

“Sıfır artırımdır. Repo piyasasındaki işlem yüzde 15’ti zaten. Merkez Bankası’nın bütün fonlaması 14.80. Merkez Bankası faiz arttırmadı aslında sıfır artırım yaptı. Arka kapıdan sattığı malı vitrinin önüne koydu, ama aynı ürün.

“Madem olabiliyormuş dün neredeydiniz? Hatta Berat Alkbayrak da faiz artırımına yönelik bazı işaretler verdi. Madem öyle bunlar niye gittiler?"

Erdoğan "Yüksek faize yatırımcımızı ezdirmememiz gerekiyor" demişti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün (18 Kasım) yaptığı konuşmada "Yüksek faize yatırımcımızı ezdirmememiz gerekiyor. Bunun için sizlerle istişareye önem veriyoruz" demişti

Türkiye Haberleri