KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Diplomasi Muhabirleri Derneği'nden gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonu'na yapılan başvurularda önceliği iadeye verdiklerini belirterek şöyle konuştu:
"Bizim önceliğimiz iade yönünde, çünkü tazminatın finansmanı çok zor. Oradaki Rum veya İngiliz veya her kimse iade aldıktan sonra satabilir. Malların değerlerini bulabilmesi için altyapı çalışması, kanalizasyon ve yol çalışması yapıyoruz."
BBC Türkçe'nin "Maraş'ın askeri bölge statüsü kaldırılacak mı?" sorusuna da yanıt veren Tatar, "Evet, bu şu anda konuşuluyor, yasal altyapısı hazırlanıyor" dedi ve şöyle devam etti:
"Askeri bölge sivil bölgeye dönüştürülecektir. O zaman yapılacak işler daha rahat yapılacak. Şu anda adım atmak için çok erken orada. Dört yüz tane kasa var şu an orada, içlerinde kimse ne olduğunu bilmiyor. Önce kasaların sahiplerini bulalım dedik. O kasaları alıp banka kasasına yerleştirelim ve sonra orayı sivile dönüştürelim dedik hatta. Çünkü o zaman asker tüm gün beklemeyecek orada, Kuzey Kıbrıs'ın her bölgesi gibi sivillere açık bölge olacak. Sivilleştirilmesi için yasal veya anayasal engel yok. Çok uzun sürmeyecek."
Tatar, Kıbrıs'a ilişkin konuşmasında şunları söyledi:
"Kıbrıs eski Kıbrıs değildir, şartlar değişmiştir, halklar da değişmiştir. 1960'larda insanlar birbirini tanıyordu. Şimdi bizim tarafta Rum tarafını tanıyan çok az insan var. Genel anlamda benim o tarafa gittiğim yok, onların bu tarafa geldiği yok. İnsan farklı, din farklı, kültür farklı. Geçmişin verdiği sıkıntılar var, acımasız olaylar var. Sen bu iki halkı nasıl birleştiriyorsun? Mümkünatı yok. Artık iç içe ve üniter bir devlet yapısı bizim için asla kabul edilebilir değildir."
"Keşke böyle bir şey olabilse"
"Bu konuda Rum tarafıyla herhangi bir seviyede zemin yoklama amaçlı görüşmeniz oldu mu?" sorusuna Tatar şu yanıtı verdi:
"Anastasiadis'in böyle bir yaklaşımı olduğuna dair bunu bize ilk Sayın Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu söyledi. Keşke böyle bir şey olabilse. Ortak bir yönetim ve paylaşım Rumların kolay kabul edebileceği bir şey değil. Dolayısıyla Anastasiadis, kabul ettirebilsem iki devletli çözüme ben de evet derim, diyebilir. Rum basınında da yer buldu, demek ki bu adam bunları söyledi. Ama oradaki siyasi muhalifleri 'böyle bir şeyi nasıl kabul edersin?' diye taarruz ettiler, o da 'Ben öyle demek istemedim' diye geri çekildi. Dilediklerini rahat rahat söyleyemiyorlar."