İran’ın başkenti Tahran’da Azerbaycan Büyükelçiliği’ne yapılan, bir kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırı son derece tuhaf. Tahran tarafından adli bir vaka gibi gösterilmesine rağmen iki ülke arasındaki gerilim düşünüldüğünde pek de öyle "adli vaka" gibi görünmüyor. Üstelik eşinin Azerbaycan elçiliğinde tutulduğu iddiasıyla binayı basan saldırganın olaydan sonra İran televizyonlarına rahatça röportaj vererek eyleminin gerekçelerini anlatması bir adli vaka sanığına tanınan haklardan değil tabii ki. Bir katilin kendisini anlatma fırsatı bulmasına her zaman rastlanmaz.
Azerbaycan çok haklı olarak saldırı sonrası İran’daki elçiliğini kapatıp tüm diplomatlarını çekmeye karar verdiğini duyurdu. Yani gerilim hayli yüksek. Azerbaycan’ın bu kararı sadece son saldırı ile ilgili değil elbette. İki ülke arasındaki ilişkilerin doğasının sonucu bu aslında.
İlişkiler neden kötü?
İran ile Azerbaycan arasında ciddi sorunlar var. Sınır bölgelerinde anlaşmazlık yaşıyor iki ülke. İran Devrim Muhafızları sık sık Azerbaycan sınırına asker yığıyor. İran’da 25 milyon Azeri yaşıyor, bu nüfusun büyük bir bölümünün İran’dan kopma eğilimi var. İran Azerbaycan’ın bu eğilimi körüklediğine inanıyor. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev geçmişte İran'ın Azeri azınlığa yönelik tutumundan şikayetçi olmuş, örneğin Azerilerin kendi dillerinde eğitim görebilecekleri okulları olmadığını söylemişti. Bu tutumlar İran’ın tepkisine yol açıyor.
İran, Azerbaycan’ın hem Türkiye hem de İsrail ile iyi ilişkiler kurmasından da hoşnut değil. Sınırında özellikle İsrail ile iyi geçinen bir Azerbaycan’ın olması rahatsız ediyor İran’ı. Nihayet Azerbaycan-Ermenistan savaşında İran‘ın açıkça Ermenistan’ı desteklemesi zaten sorunlu olan ilişkileri iyice çıkmaza soktu.
Son elçilik baskınını tüm bunların sonucu olarak görmek zorlama gibi geliyor ama İran’ın saldırıyı tüm yönleriyle araştırma eğiliminde olmaması, polis sorgusunda olması gereken saldırganın televizyonlara çıkıp eylemini anlatmasına izin vermesi bu saldırının "mesaj" amaçlı olduğu iddialarına haklılık kazandırıyor. Azerbaycan’ın "terör olayı" olarak değerlendirip kınadığı saldırıyı İran ısrarla bireysel bir eylem olarak niteliyor. Böyle yaklaşmasında anlaşılır bir taraf var aslında; saldırıyı terör eylemi olarak kabul etmesi durumunda İran ülkedeki yabancı misyonları koruyamadığı algısının oluşmasından çekiniyor. Ama nedeni bu olsa da Azerbaycan İran’ın saldırıya yaklaşımını "kayıtsızlık" olarak değerlendiriyor.
Ailevi nedenler açıklaması
Saldırıdan doğrudan doğruya İran’ı sorumlu tutan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Tahran’dan soruşturma talebinde bulunarak saldırganın elçilik binasına nasıl ulaşabildiğinin açıklanmasını istiyor. İran, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin "tüm yönleriyle araştırılması" talmatına rağmen olayı "adli vaka" olarak soruşturuyor, saldırının "siyasi nedenleri" konusunda Bakü’nün beklediği adımları atmıyor. İran medyasında da hükümetin bu tutumuna destek veren yorumlar yer aldı. Yarı resmi Tasnim haber ajansı saldırganın elçiliğe beraberinde iki çocukla gelmiş olmasını olayın ailevi bir nedeni olduğunun kanıtı olarak yorumladı.
İsrail’e Azeri elçi
İlişkiler açısından tamiri zor bir sürece girdi iki ülke. Gerilimi azaltacak açıklamalar olmasına rağmen durum pek parlak değil. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği‘ne düzenlenen saldırıyı kınayarak, ilişkilerin bu olaydan etkilenmesine Tahran ile Bakü’nün izin vermemesi gerektiğini söyledi. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile bir telefon görüşmesi yapan Abdullahiyan saldırının soruşturulması için iki ülkenin güvenlik birimleri arasında yakın işbirliği de önerdi. Bayramov’un öneriyi kabul etmesi elbette iyi bir gelişme. Ancak buna rağmen Azerbaycan, Tahran’dan diplomatlarını çekerek, muhtemelen büyükelçiyi de geri çağırarak ağır bir diplomatik yanıt verdi.
Sonuçta, sadece rastlantı da olabilir ama saldırının Bakü'nün bu ay İsrail'e ilk büyükelçisini atamasının ardından gelmesi komplo teorisyenlerine iyi malzeme verecek bir gelişme doğrusu.
Tabii saldırı ilişkileri daha ne kadar kötü etkiler bilinmez. Zaten yukarıda sıraladığım nedenlerden ötürü asla "iyi ilişkiler" kuramayan İran ile Azerbaycan’ın sorunları son derece "köklü", saldırı deyim yerindeyse mevcut gerilimin "tuzu biberi" oldu.
İyi olmadı.