Yusuf Tekin ve laik eğitim

Şahin Aybek yazdı: Yusuf Tekin ve laik eğitim

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Batman’da katıldığı AKP ilçe kongresinde 1940'lı yıllarda camilerin kapısına kilit vurulduğunu, camilerin ahıra çevrildiğini, yurttaşın Kuran öğrenmesinin yasaklandığını öne sürerek "Sizin laiklikten anladığınız şey bu. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız. O zaman sizin laiklikten anladığınız şey ile benim laiklikten anladığım şey aynı değil. Laiklikten, bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar; dini inanç ve ibadet hürriyetlerinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Evrensel laiklikten yanayım. Sen Türkiye'ye özgü, kendi icat ettiğin bir laiklik kavramını bana dayatıyorsun. Bu olmaz" ifadelerini kullanmıştı.

LEİBNİZDEN GÜNÜMÜZE EĞİTİMDE ZORUNLU OLARAK ANLAŞABİLMEK İÇİN ORTAK BİR KAVRAMSAL DİL...

Türkiye Cumhuriyeti’nde herkes Allaha istediği gibi ibadet eder ve etmiştir. Sadece dinin siyasete alet edilmesine karşıyız. Örneğin laiklikten kul hakkına girip mülakatla binlerce öğretmenin hayatıyla oynamayı, ÇEDES projelerini, akıllı süpürgelerin halıları kendi başına süpürdüğü bir dönemde daha okulları bile temizleyememeyi, bilimden ve akıldan uzaklaşmayı… anlamıyoruz.

Bu açıklamalarla ilgili diğer taraftan Atatürk ve CHP; Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlaşılsın diye güzel Türkçemize çevirtmiştir, Diyanet İşleri Başkanlığını kurmuştur, ilk kez İmam Hatip Okullarını ve İlahiyat Fakültesini açmıştır. Atatürk, Yunanlıların yıktığı camiyi kendi cebinden para ödeyerek tamir ettirecek ve Hz. Muhammed(S.A.V)'nin kabrinin yıkılmasını engelleyecek kadar dine saygılı bir liderdir. Birleştiren, toplayan, bir araya getiren anlamındaki 'CAMİLER' üzerinden siyaset yapmak bu güzel ülkeyi ayrıştırmaktan, ötekileştirmekten ve kutuplaştırmaktan başka bir işe yaramaz!

Bu konuda çok şey yazılıp farklı boyutlarıyla konuşulabilir. Ama eğitimcilerin hangi kademede olurlarsa olsunlar her ne olursa olsun; eleştiriye daha açık olmaları ve toplumu kucaklayıcı, ötekileştirmeyen, pozitif, örnek bir dil kullanmaları gerekmektedir. Buradaki vurgum dilin tüm açılardan kullanımına.

“…İki muhasabeci anlaşamadığında gel hesaplayalım derler, peki eğitimde iki eğitimci anlaşamadıklarında ne diyecekler. Bunun için eğitimde ortak bir kavramsal dil oluşturmak gerekiyor...” Filozof John Locke bu saptamalarını aşağıda da belirttiğim üzere 1690 yılında yapıyor. Sayın Bakanın ve eğitimle ilgilenen herkesin de eğitimi yönetebilmek için ortak bir kavramsal dil oluşturması gerekiyor. Aksi takdirde Aristo klasik mantığından hareket edersek Sayın Bakanın laik eğitimden de bizimle aynı şeyi anlamadığı sonucu çıkar. Ve buradan hareketle demokratik eğitimden de vazgeçtiğini söyleyebiliriz. Çünkü bize göre laik eğitim demokratik eğitimin vazgeçilmez bir ilkesidir.

LAİK EĞİTİM DEMOKRATİK EĞİTİMİN VAZGEÇİLMEZ BİR İLKESİDİR

Şimdi isterseniz biraz laik eğitimin niye bu kadar önemli olduğunun üzerinde duralım.

Laik eğitim ülkelerin hem geleceği hem de birliği ve beraberliği için önemlidir. Çünkü laik eğitim demokratik eğitime dayanır ve demokratik eğitimin olmazsa olmazı da laikliktir. Demokratik eğitim, demokrasinin ilke ve kurallarının, insan haklarının, yaşatılarak öğretildiği eğitimdir. Böyle bir eğitimle bağımsız, dünyaya bakışında eleştirel ve çözümleyici olan ve demokrasinin kuralları ile uygulamalarını derinlemesine bilen yurttaşlar yetiştirmek amaçlanır.

Bu nedenle de demokratik ülkelerde başta Milli Eğitim Bakanları olmak üzere eğitim sisteminde görev yapan herkesin laikliğin temel ilkelerine uygun davranış göstermeleri gerekir.

LAİK EĞİTİM; DOGMATİK DEĞİL, AKILCI VE BİLİMSEL OLAN EĞİTİMDİR

Laik eğitimde, bireylerin dinsel inançlarına herhangi bir biçimde karışılmaz, öğretim kurumlarındaki çalışmalar ile din işleri birbirinden ayrı tutulur. Laik eğitim; dogmatik değil, akılcı ve bilimsel olan eğitimdir. Laik eğitimde hiçbir dinin ya da mezhebin kuralları zorunlu olarak okutulmaz. Böyle bir eğitimde aynı zamanda eğitim programları ve ders içerikleri de bilimsel ilkelere dayanır.

MODERN EĞİTİM DEMEK LAİK EĞİTİM DEMEKTİR

Modern eğitim sisteminin; günümüzde gelişmiş ülkelerde uygulanan okul öncesi, ilköğretim, yükseköğretim ve sürekli eğitim üzerine kurulu, eğitim sistemi olduğunu düşündüğümüzde bir eğitim sisteminin modern olabilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerekir. Modern eğitim sistemlerinin geldiği son noktada kız ve erkek okulları ayrımları ortadan kalkmakta, diğer taraftan liselerdeki program ve dal farklılıkları en aza indirilmektedir. Dini ve kültürel nedenlerle kızların okula gönderilmemeleri de modern eğitim sistemlerinin aştığı bir problemdir. Ve bu özeliklerin en önemlisi de laikliktir.

Fransa’da yeşermiş olan laik eğitim sisteminde bireylerde bulunması gereken özellikler şu şekildedir: ‘Öğrencileri katı görüşlerden, bağnazlıktan uzak tutan okullar, öğrencilere nesnel davranmanın gereğini kavratır, örneğini verir. Laik eğitim, bilimsel olduğundan bilim de kuşkucu olduğundan, bu sistemde öğretmenler bulguları her zaman sınamak zorundadır. Öğrencilere, toplumun ve insanın tanıtıldığı okullarda zorunlu din eğimi de yer alamaz.’

LAİK EĞİTİM ÜLKELERİN GELECEĞİ, BİRLİĞİ VE BERABERLİĞİ İÇİN DE ÖNEMLİDİR

Ülkemizin yönetiminde ve eğitim sistemimizde laikliğin hâkim kılınması, laiklikten ödün verilmemesi, öncelikle devletimizin geleceği, sonra toplumumuzun birliği ve beraberliği, bireylerin yaşamları için çok önemlidir. Zaten laiklik olmadan demokrasi de daha iyi işleyemez.

Laik eğitim; bağnaz olmayan, özgür düşünceli insanlar yetiştirmeyi hedeflediğinden, demokratik düzenin olmazsa olmazıdır. Ve laiklik aslında en çok da dini korur. Yusuf Tekin laik eğitimden de bizimle aynı şeyi anlamıyorsa demokratik düzenden de vazgeçmiştir! Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

Eğitim Haberleri