Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz dün 5 saatlik bir toplantıdaydı.
İlgili tüm bakanların katılımı ile yapılan 2024 yılının ikinci Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu Toplantısı (YOİKK)’na başkanlık etti.
28 Eylül’de gerçekleştirilecek Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı’na uluslararası yatırımcıları davet ettiklerini anlattı. İş dünyasından katılan kuruluşların temsilcilerini bilgilendirdi:
“2025-2027 yılarını kapsayacak OVP için de katılımcı bir anlayış ile istişarelerimize başladık; işçi ve işveren temsilcileri, kanaat önderleri, akademisyenler, iş dünyasının farklı sektörlerden temsilcileri ile görüşüyoruz. Bu ay boyunca farklı sektörlerden paydaşlarımızla görüşmelerimiz devam edecek.”
Sanırım Yılmaz “istişareler” derken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in iş dünyası kuruluşları TÜSİAD, MÜSİAD, TİM, TOBB ve TİM’in yönetim kadrolarıyla, basına kapalı teke tek yaptığı görüşmeleri kastediyor.
***
Türkiye’ye özellikle Batı’dan doğrudan yatırım gelmiyor. Hatta Türk sermayesi, buradan kazandığı parayı sermaye yaptı, Avrupa’da, Afrika’da, Orta Asya’da, Balkanlar da yatırımcı oldu.
Sermaye girişlerinden çok çıkışların olmasının bir nedeni olmalı. Katılımcılardan bir iş insanına soruyorum, “Neden doğrudan yatırımcı gelmiyor? Firmalar batıyor, satın alan çıkmıyor?”
Önce “Çin’den geliyor…” dedikten sonra devam ediyor: “Hukuka güven ve nitelikli iş gücü eksikliği…”
Almanya’da 1990’ların başında Avrupa Türk İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD)’nin kurucuları arasında olan ve uzun bir dönem de başkanlığını yapan iş insanı Prof.Dr. Recep Keskin’e de aynı soruyu yöneltiyorum, aldığım yanıt şu:
“Özel sektörün bağımsız hareket etmesi istenmiyor. 1996 yılında Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan o yıl emekli olan Ertuğrul Önen başkanlığında kurduğumuz Türk Ticaret Vakfı ile birlikte Dünya Türk İş Konseyi (DTİK)’ni biz kurduk, sonra hükümet organı gibi oldu. Artık hükümetler düzeyinde iş yapıyorlar. Çoğu ülkede DTİK Temsilcisi Türk işadamı bile yok, atama yapıyorlar. Hükümetin adamı olmadığı yerde bir şey yapılamaz.”
ATİAD geçtiğimiz 16 Eylül’de Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)’na bağlı DTİK’nin 10. Kurultay’ına Almanya’dan, Hollanda’dan 300 üzerinde katılım sağlamış, yine toplantıya ağırlıklarını koymuşlar.
“T.C Cumhurbaşkanı himayelerinde” düzenlenen Kurultay’da 900’ün üzerinde üyenin katılımı ile yeni konsey başkanları seçildi.
6 kıtadan kurultaya davet edilen iş insanlarına verilen 150-200 Euro’luk uçuş, ayrıca 3 günlük konaklama desteği, İhracat Genel Müdürlüğü’nün Kurultay için ayırdığı 1 milyon dolarlık fonundan karşılandı.
Türkiye-Almanya Temsilciliği’ne , ATİAD İstişare Kurulu Başkanı ve Türk Dış Ticaret Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Kemal Şahin; DTİK Avrupa Bölge Başkanlığı’na; turizm ve paslanmaz çelik yatırımları olan Orka Grubu’nun sahibi ve Hollanda Türk İşadamları Derneği Başkanı Turgut Torunoğulları seçildi.
Recep Keskin’in anlattığı DTİK’in kuruluş hikayesi şöyle:
1996 yılında Çırağan Sarayı’nda düzenlenen ilk DTİK Kurultayının başkanlığını TÜSİAD üyelerinden Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı merhum Sakıp Sabancı yapıyordu. Sabancı’nın başkanlığı 6-7 yıl sürdü. 2004 yılında ATİAD’ın kurduğu yapı değişikliğe uğradı, kurultayın başkanlığı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’nin ticaret diplomasisi yürüten bağlı kuruluşu Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)’na geçti.
TOBB/DEİK Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen aynı kurultayda, Coca-Cola Company CEO’su Muhtar Kent’in moderatörlüğünde küreselleşme tartışıldı.
Rivayet oydu ki Kent DTİK Başkanı olacak, küresel sermaye ile Türk iş insanları ortak iş yapacaktı. Söylenti fos çıktı; Kent, Atlanta’daki Coca-Cola merkezinden, Ayvalık’taki zeytinliğine indi!
ATİAD’ın, Düsseldorf Kongre Merkezi’nde geçtiğimiz 4 Mayıs’ta düzenlenen “8.Türk Alman Ekonomi Günü” toplantısında, Batı’dan yatırımcı avına çıkan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek konuşmacıydı.
Keskin’e; Almanya Federal Cumhuriyeti 10. Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un DEİK/Türk – Alman İş Konseyi’nin karşı kanadına yeni kurulan Almanya-Türk İş Konseyi Başkanı olduğunu söylediğimde pek şaşırmıyor.
“Kendisi yalnızca 2 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptı, hakkında yargı süreci işletiliyordu, beraat etti. 2011 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ziyaret etmiştik. Tarsus’u, Kayseri’yi, Kapadokya’yı gezmiştik. Bir Türk şirketine danışmanlık yaptığını duymuştum. Onun memleketine de ben gitmiştim” diye anlatıyor.
***
1985 yılında kurulan DEİK, 2014 yılına kadar iş dünyasının yarı kamusal nitelikteki çatı kuruluşu TOBB bünyesinde faaliyet gösteriyor, başkanı da TOBB Yönetim Kurulu Başkanı ile aynı oluyordu.
2014 yılında yapılan bir yasal düzenleme ile DEİK Ekonomi Bakanlığı’na (Bugünkü adıyla Ticaret Bakanlığı) bağlandı.
Böylelikle DEİK’in, hükümetlerden bağımsız siyaset dışı karakteri yok edildi. DEİK Başkanlarını atama ve görevden alma yetkisi Bakanlığa verildi.
TOBB ne kadar siyaset dışı/sivil bir kurum diye sorabilirsiniz, haklısınız. Önceki TOBB Başkanları Necmettin Erbakan, Mehmet Yazar, Ali Çoşkun, Yalım Erez gibi isimler; bakanlık, başbakanlık yaptılar; mevcut başkan Hisarcıklıoğlu kürsü konuşmalarına “Sayın Cumhurbaşkanımız tensipleriyle” diye başlayıp, “Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun” temennisiyle bitiren bir başkan!
***
AKP iktidarı DEİK’in gücüyle ilgili gel-gitler yaşamadı değil. 2000’lerin başında aynı yıllarda yürüdüğü ve o günlerde “Hocaefendi” diye anılan Fetullah Gülen’in kurduğu TUSKON’u, DEİK’in önüne koymuşlardı.
Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın (halef selef konumda Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül) ve ekonomi bakanlarının, bürokratlarının yurt dışı gezileri katılımcı listeleri, program DEİK tarafından değil TUSKON tarafından hazırlanır olmuştu.
15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminden sonra kapanan TUSKON’un “FETÖ terör örgüne yardımdan” yargılanan başkanı Rızanur Meral halen firari…
2014 yılında DEİK’in statüsünün değişmesiyle başkanlar Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) başkanlarından atandı. Ömer Cihad Vardan ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve mevcut DEİK Başkanı Nail Olpak gibi…
Bu girizgahı yapıyorum ki, Erdoğan’ın iktidarını güçlendirmek için iş dünyası kuruluşlarını nasıl araçsallaştırdığını görelim.
***
Bu kadar yeter deyip, Mehmet Ali Yalçındağ’ın kritik hamlesini analiz edelim.
İş insanı Yalçındağ, DEİK/Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanlığı’nda edindiği tecrübeyi Almanya’ya taşıyor.
Mada Girişim Proje Yönetim ve Danışmanlık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yalçındağ, 2017-2023 yılları arasında peş peşe üç dönem sürdüğü TAİK başkanlığı sürecinde sepeti, uluslararası ticari diplomasi deneyimleriyle doldu.
Türk-Amerikan ekonomik ilişkilerinde referans noktası olarak görülen ve Türkiye’de yatırım yapan büyük Amerikan şirketleriyle ağ kuran Amerikan Türk Konseyi (ATC)/ American Turkish Business Roundtable (ATBR), 2013 yılında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın desteğiyle kurulmuştu.
NATO Müttefik Kuvvet eski Yüksek Komutanı ve Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik Danışmanı E. General James L. Jones ATBR Başkanı seçildi.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu liderliğinde, 19-26 Ekim 2013 tarihleri arasında Los Angeles, San Francisco, Seattle ve Chicago'ya yapılan ziyaret sonrasında, Amerikan Ticaret Odası bünyesinde dönemin Coca Cola Company Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Muhtar Kent’in başkanlığında Amerikan-Türk Konseyi (ATC) kurulacağı açıklanmıştı.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve DEİK/TAİK tarafından geçen yıl 12’incisi düzenlenen Yatırımcı Toplantısı’nda TAİK ile ATBR (Amerikan Türk İş Dünyası Yuvarlak Masası) mutabakat zaptı imzaladı.
Kurucu Başkan E.General Jones görevine devam ediyor.
Yalçındağ, Amerika’da gelişen bu modeli Almanya’ya taşıyor.
***
DEİK ev sahipliğinde geçtiğimiz 2 Temmuz’da İstanbul’da düzenlenen “Türk - Alman İş Birliği Resepsiyonu” nda, Alman - Türk İş Konseyi'nin Mutabakat Zaptı (MoU) imzalandı. Yalçındağ'ın katılımıyla kamuoyuna kuruluşu duyurulan Alman – Türk İş Konseyi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Wulff oldu.
Wullf Cumhurbaşkanlığı’ndan terk de olsa devletten bir isim; hatırlatırım, Amerikan Yuvarlak Masası’nın başkanı da emekli bir general…
Yola devletin şemsiyesi ile çıkılıyor.
***
1995 yılında kurulan Türk-Alman İş Konseyi’nin resmi olarak karşı kanat tarafında kuruluşu Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DIHK) Başkanı Peter Adrian yer alıyor.
Yeni kurulan Almanya-Türk İş Konseyi; DEİK ve DIHK’nın iş dünyasındaki çalışmalarını güçlendirici kolon vazifesi görecek.
***
Türkiye, ikili ticarette en yüksek kapasiteye ulaştığı ülke Almanya ile 50 milyar dolara yakın, Amerika ile de 31 milyar dolarlık dış ticaret gerçekleştiriyor. Her iki ülke de Türkiye’ye yatırım getirmeye hevesli değil, beklentileri üçüncü ülkelere birlikte gitmek.
Türkiye’nin Afrika ülkelerinde son yıllarda kurduğu siyasi ilişkiler, Orta Asya ile kültürel, ekonomik işbirlikleri kullanmak win-win yapmak istiyorlar. Kolay değil, Çin, Afrika’nın önümüzdeki 50-60 yılı bağlayan yatırımlar yaptı. Kırıntı bile kıymetli tabi. Altını var, tarımı var…
Görüşümü söylüyorum; özellikle ABD’deki ve Almanya’daki bu yarı sivilleşme AKP konforuyla komşu coğrafyalarda iş yapan yandaşları kaygılandırmış olabilir.
Beyler rekabete alışık değil!
Uluslararası yatırım teşviklerinde de davet usulü olacak mı siz onu söyleyin.