Yüksek enflasyonun sorumlusu kim?

Fikret Bila son köşe yazısında enflasyonu ve iktidarın enflasyonu değerlendirmesini kaleme aldı. İşte Bila'nın "Yüksek enflasyonun sorumlusu kim?" başlıklı yazısı...

Bu iktidarın sorumluluk üstlenmeme gibi bir huyu var.

Kendi yanlışlarının yarattığı sorunları başkası yaratmış gibi yapıyor.

En sıcak örnek her gün artan hayat pahalılığı. Başka deyişle milletin belini büken yüksek enflasyon.

İktidar konuyla hiç ilgisi yokmuş gibi davranıyor.

Hemen bir sorumlu buluyor.

“Enflasyon bütün dünyada arttığı için bizde de artıyor.”

Acaba öyle mi?

Enflasyon dünyada ne kadar artmış ki bizde Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre yüzde 61, Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre yüzde 142 artmış?

Dünyadaki enflasyon oranlarına bakalım.

ABD’de yüzde 7.9, Almanya’da yüzde 7.3, Yunanistan’da yüzde 7.2, İtalya’da yüzde 6.7, İngiltere’de yüzde 6.2, Hollanda’da yüzde 6.7, Fransa’da yüzde 4.5, İsveç’te yüzde 4.3, Danimarka’da yüzde 4.8, İsviçre’de yüzde 2.2.

Dünyada enflasyon oranları böyle.

Türkiye’de ise resmi olarak yüzde 61.

Demek ki dünyadaki enflasyon Türkiye’deki yüksek enflasyonun nedeni değilmiş.

Ama iktidar teflon tava gibi olduğu için üzerinde sorumluluk kalmıyor.

“Ben enflasyonun nedeni dünyadaki enflasyondur” diyeyim de kaç kişi inanırsa kârdır diye düşünüyor.

Oysa yüksek enflasyonun nedeni dünyadaki enflasyon, dış güçler, CHP, marketler ve bakkallar değil doğrudan doğruya bu iktidardır. İktidarın yanlış politikalarıdır.

İktidar bile isteye Türk Lirası’nın değerini düşürdü.

Yüksek enflasyonun temel nedeni bu yanlış tercihtir,

Türk Lirası neden değer kaybetti?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “faiz nedendir, enflasyon sonuçtur” diyerek Merkez Bankası’na faizi enflasyonun altında belirlemesi talimatını vermesiyle Türk Lirası’ndaki erime ve kur krizleri başladı.

Ekonomist Barış Soydan’ın da belirlediği gibi düşük faiz politikası nedeniyle Türk Lirası sadece geçen yıl, dolar karşısında yüzde 44 değer kaybetti. Başkanlık sisteminin resmen başladığı 2018 yılının Haziran ayında dolar 4.5 liraydı. Bugün ise15 lira sınırına dayanmış durumda.

Dolar artınca ithal ara malların fiyatları artıyor, bu artış da ürün fiyatlarını artırıyor. Böylece hayat daha pahalı hale geliyor.

Türkiye’den çok daha düşük enflasyona sahip ülkeler faizi artırarak, kamu giderlerini kısarak, tasarrufu ve üretimi teşvik ederek enflasyonla mücadele ediyorlar.

Türkiye ise enflasyonla mücadele etmiyor.

Merkez Bankası, asli görevi olan enflasyonla mücadeleyi bırakmış durumda.

Bağımsızlığı ortadan kaldırılan Merkez Bankası, iktidarın enflasyonu kamçılayacak talimatlarını yerine getirerek faizi düşük tutuyor, enflasyon karşısında TÜİK’e göre eksi 40, ENAG’a göre eksi 120 düzeyinde negatif faizle fiyatları füze gibi yükseltiyor.

Sokaktaki vatandaş için en adaletsiz vergi olan enflasyon fakiri daha fakir zengini daha zengin yaparak yoluna devam ediyor.

Bu durum iktidarın umurunda değil.

Zenginin daha zengin olmasından, vatandaşın cebinden alıp hazine garantili iş yapan müteahhitlerin cebine para aktarmaktan gayet memnun.

Halkı, “enflasyonu ben artırmıyorum, dış güçler artırıyor, marketler artırıyor, bakkallar artırıyor, bunlara acımayacağız” diye kandırmaya çalışıyor.

Artık ne kadar tutarsa.

Türkiye Haberleri