Türkiye’de birileri isim listeleri yapıp ortalarda dolaşıma sokuyorsa, ülkeyi de karanlık döneme sokmak isteyenler vardır demektir.
Şimdi de, yeni bir isim listesi çıktı ortaya.
Sinan Ateş Davası’na eklemlenmek istenen bir isim listesi.
Barış Terkoğlu’nun Cumhuriyet’teki “MHP’nin hedefindeki 154 isim” yazısından öğreniyoruz ki, partinin avukatları tarafından dilekçe ile Sinan Ateş Davası’na bir liste eklenmek istenmiş.
Siyasetçi, gazeteci, hukukçu, akademisyen gibi kategorize edilen 154 kişiye biçilen suç ne? MHP’yi eleştirmek…
Terkoğlu’nun deyişiyle “MHP ile Türklük” birbirine eşitlenerek, suç isnatı icat edilmeye çalışılıyor.
Ne diyelim; bunu da gördük mü?
Mahkeme red etmiş; ama reddedileceği herhalde verilirken biliniyordu. Mesele başka.
Mesele hedef göstermek.
Terkoğlu’nun yazısından alıntılarsak:
“Dilekçede MHP ise şöyle tanımlanıyor: “MHP, Türk milletinin kadim hikâyesini temsil eden ve tarihsel tecrübenin bugünkü adresi ve kurumsal merkezidir.”
Bu tanıma göre, “MHP’nin eleştirisi” “Türk milletinin eleştirisi” sayılıyor!
MHP’nin dilekçesinde, Sinan Ateş cinayeti üzerinden MHP’yi eleştirenler şöyle anlatılıyor: “Bölücü, liberal, marksist, FETÖ’cü yapıların elemanları, sistematik ve istikrarlı bir şekilde, küresel çeşitli güçlerle ittifak içinde ve siyasi meşreplerine de uygun paylaşım, haber ve yazılarla MHP’ye iftira etmektedir.””
Söz konusu avukatlar, MHP’ye “Türkiye üzerindeki hesapları nedeniyle” saldırdıklarını iddia ettikleri 154 kişinin mahkemeye çağrılması ve ifadelerinin de alınmasını istemiş.
Bir kere, benim de aralarında bulunduğum isimler, MHP’yi değil, Sinan Ateş cinayetini konuşuyor ve eleştirilerini bu siyasi suikastin karanlıkta kalmaması yönünde odaklıyor.
1969’da kurulan MHP, eşittir; Sinan Ateş cinayetine adı karışanlar mı?
Birilerinin öyle sandığı ve o hale getirmek istediği kesin de; MHP ile asıl derdi olan da, tam da bu kişiler.
İlk liste değil
2018’de de, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin imzasıyla, kendisini ve partisini hedef aldıklarını iddia ettiği aralarında gazeteci, anketçi ve yazarların bulunduğu 70 ismin yer aldığı tam sayfa ilanları gazetelerde yayınlatılmıştı.
İlan da, “Aşağıda isimleri yazılmış zevat-ı muteber (!) aylar süren yoğun ve yorucu bir iftira kampanyasından yüzlerinin akıyla çıktılar (!). Allah var ya, partimizi yılmadan kötülediler. Yüksünmeden ithamlarını sıraladılar. Yorulmaksızın MHP husumetini derinleştirdiler. Kendilerine çok şey borçluyuz(!). Yaptıklarını, yazdıklarını, yıktıklarını, yorumlarını hiç unutmayacağız.” denmişti.
Bu listenin yayınlanmasından sonra, içerisinde yer alan iki isim çok ciddi saldırılara uğradı: Türkiye’de Yeniçağ gazetesinden Orhan Uğuroğlu ve Yavuz Selim Demirağ. Milliyetçi çevrelerin, MHP ve Ülkü Ocakları’nın hiç de yabancı olmadıkları; normalde “zıt kutupta” addetmeyecekleri bu iki duayen gazetecinin hayatlarına kasteden boyutta saldırıya uğramaları, bu “liste işinin” hiç de masum olmadığını gösteriyor.
2018-2022, gazetelerde yayınlanan bu liste ile başlayıp; 2019’da dönemin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na Çubuk’ta linç girişimi, gazeteciler Demirağ ve 2021’de Uğuroğlu’na saldırılar, yine 2021’de Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özadğ’a saldırı, 2022’de de Sinan Ateş suikastine uzanan bir siyasi şiddet sarmalı yaşandı.
Tansu Çiller ve o dönemin ekibinin tedavüle soktuğu türden “listeler” bunlar ve gidecekleri karanlığın; eğer durdurulmazlarsa, ucu açık.
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, ablası Selma Ateş, annesi Saniye Ateş: Ateş kadınları, korkusuzca bu cinayetin üstüne giderek; sadece kendi ailelerinin hakkını aramıyorlar. Türkiye’nin karanlık tünellere sokulmasına da karşı çıkıyorlar. Bu listedeki 154 ismin de tek derdi bu.
Üstüne alınması gereken de, karanlık tünelleri inşa etmeye çalışanlar: MHP değil.