Türkiye’de “bu da olmaz” dediğimiz ne varsa oluyor.
Son örneği İstanbul’da ortaya çıkarılan yenidoğan çetesi.
Aralarında doktorlar ve hemşirelerin de bulunduğu bir çetenin SGK’dan daha çok para alabilmek için bebekleri yoğun bakım servislerinde ölüme terk ettikleri ortaya çıktı.
İhtiyacı olsun veya olmasın yoğun bakıma aldıkları bebeklere yeterli tedaviyi uygulamadıkları, daha fazla para alabilmek için yoğun bakımda kalma süresini uzattıkları, ailelerine gerekli bilgiyi vermedikleri, bebeklerin ölümüne neden oldukları hatta doktorun hemşireye “çek fişini, öldür” diye talimat verdiği anlaşıldı.
Akıl alır gibi değil.
Böyle doktor, böyle hemşire nasıl olur?
Bırakın doktor, hemşire olmayı böyle insan nasıl olur?
Fark gözetmeksizin hayat kurtarmak için Hipokrat yemini etmiş bir doktor, hemşireye nasıl “fişini çek, öldür” diyebilir.
Bir hemşire bunu nasıl uygular?
Çete üyeleri arasında geçen şu konuşmaya bakın:
-Bu sevk olacak hastayla ilgili var mı?
-Gelecek haber ondan bugün. Konuştum anasıyla, babaannesiyle.
-Ödeme için mi? Sen hocayla kesinleştirdin mi, kesin mi yani?
-Kanka ben onu halledeceğim. Bugün bizim para yatsın, en azından kendi paramız yatsın onu bir kurtaralım. Ondan sonra aile ile ameliyat için konuşacağım. 150 bin fiyat çekeceğim. Uygun mudur?”
-Tamam ama hasta çok dayanmaz haberin olsun, akciğerleri boydan boya kapanmış, sabah kötüleşmiş, kaymış yine.
-Bu çocuk ölecek rüyamda gördüm dedim”
-Satürasyonu 10’a kadar düştü yani çok yaşamaz. Sevkini hızlıca yapmamız lazım. Ölürse başımıza da sıkıntı olacak bak, bu çocuk kardiyak hasta, uğraşırız yani göndermemiz lazım.
-Sen çocuğu bugün yaşat tamam mı? Ben ne yapacağım biliyor musun? Gidip babayla, anayla görüşeceğim, şimdi bugün parayı alacağım. Kanka bugün bir alem yaparız o parayı bir kurtarayım.
Çocuğun sevkini hızla yapıp, aileden 150 bin lira alacak ve akşam alem yapacak.
Sağlık ekibi çürümüşlüğün boyutunu gösteriyor.
Elbette işini doğru yapan doktorları ve hemşireleri ayrı tutmak gerekir.
Hayat kurtaran meslekler olarak doktorluk da hemşirelik de saygın mesleklerin başında gelir.
Tartışılması gereken, para için bebekleri ölüme terk eden böyle bir çetenin oluşumudur.
Bunun temel nedeni denetimsizlik ve cezasızlıktır.
Sağlık Hizmetleri Kanunu’na göre kamu ve özel hastanelerini denetleme yetkisi ve görevi Sağlık Bakanlığı’nındır.
Sağlık Bakanlığı şu soruların yanıtını vermelidir:
Yenidoğan çetesi 1,5 yıldır soruşturulduğuna göre Sağlık Bakanlığı adı geçen hastaneleri denetlemiş midir?
Denetlemişse denetim raporundaki bulgular nelerdir?
Bu hastanelerde denetim yapılmamışsa gerekçesi nedir?
Skandalın kamuoyuna yansımasından sonra bu hastanelerden bazılarının ruhsatı iptal edilerek kapatıldı.
Soruşturmada ortaya çıkan bulgular 1,5 yıldır bilindiğine göre ruhsatlar daha önce neden iptal edilmedi, hastaneler neden kapatılmadı?
Sağlık Bakanlığı kamuoyunu aydınlatmalıdır.