Lord Kinross'un ünlü "Atatürk" kitabının alt başlığı, okuyanlar bilir , "Bir Milletin Yeniden Doğuşu"dur (The Rebirth of a Nation). Bu alt başlık, kurtuluş mücadelesinin özeti gibidir. Ülkesi emperyalistler tarafından işgal edilmiş olan bir devletten, büyük dehanın önderliğinde bu millet, bu devlet yeniden yaratılmıştır. 19 Mayıs 1919, O yeniden doğuş için atılan ilk adımdır.
19 Mayıs 1919 Türkün Anadolu’da kendi kendisinin efendisi olabileceğinin canlı örneğinin ilk adımıdır.
Türk milleti için bu kadar önemli olan bir olayın 100. yıl dönümünde alelacele ve göstermelik bir "devlet" töreni düzenleyerek, bunun için sadece birkaç gün önceden davet yapmak, Akşener'in dediği gibi, devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz.
Daveti reddederken Akşener'in ileri sürdüğü "protokol" gerekçesi haklıdır; ancak, işin esası değildir.
Davetin reddedilmesine esas olması gereken gerekçe, Türkiye'yi yönetenlerin, Türkiye’nin kurtarıcısı ve kurucusu Atatürk'e yaklaşımları olmalıdır. Atatürk ve onun en yakın silah arkadaşına “İki Ayyaş” diyenlerin ve hatta ulu önder Atatürk’ün annesine en çirkin iftiraların atılmasına sessiz kalanların, Atatürk'e ve onun devrimlerine saldırıları saymakla bitmez.
Bu nedenle bu davet reddedilmeliydi.
Ayrıca bu davet, Recep Tayyip Erdoğan’ın ben istersem onlara dilediğim gibi hakaret ederim, canım istediği zaman başlarını okşarım, gel derim onlarda gelirler imajı yaratmaya yöneliktir.
Bu oyuna gelinmemeliydi.
Sadece son birkaç günde; Bursa'nın AKP'li belediyesi 19 Mayıs için Atatürk'ün adının geçmediği afişler astığı, Cumhuriyet'in başkentinin belediye meclisi salonuna Atatürk resminin yeni başkan Mansur Yavaş’ın seçilmesiyle seçilmesiyle mümkün olabildiği, Mansur Yavaş seçilmeseydi o resim oraya asılmayacağı görüldü. Bütün resmi kurumlarda Atatürk ve Recep Tayyip Erdoğan'ın resimleri yan yana asılı duruyor. Belli ki resimler şimdilik yan yana. Büyük ihtimalle bir süre sonra Atatürk resmi oralardan kaldırılacaktır!
Bu zihniyettekilerin sırf göz boyamak için düzenledikleri, samimiyetten uzak 19 Mayıs törenine yapılan davete katılmak, o zihniyeti paylaşmak anlamına gelir ki, bu, Atatürk ve Cumhuriyet sevdalılarının affedebileceği bir davranış değildir.
"Devlet kuran Parti " niteliğiyle ara sıra da olsa haklı olarak övünen Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Türk Milleti'nin yeniden doğuşuna yol açan 19 Mayıs 1919'un ve önümüzdeki dört buçuk yılda gelecek diğer mucizevi olayların yüzüncü yıllarının anılması, halka ve özellikle gençlere anlatılması için yıllara yayılacak kapsamlı bir hazırlık yapmamış olduğu anlaşılıyor. Bu Cumhuriyet Halk Partisine gönül verenler için hüzün verici ama parti yöneticileri içinde kendilerini sorgulamaları gereken bir durum.
Gazinin iki büyük eserimden biri dediği Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk'ü ve 19 Mayıs'ı anmak için "devlet'in düzenleyeceği samimiyetsiz törenlere katılmak mecburiyetinde mi kalmalıydı!
Bu durum gerçek Cumhuriyet Halk Partililerin içlerini acıtıyor.
Unutulmaması gereken bir diğer konu ise, göstermelik 100. Yıl kutlama davetinin, Atatürk’ün kurduğu partinin Genel Başkanı birkaç gün önce linç teşebbüsüyle karşılaştığında geçmiş olsun demeyi bile çok gören AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldiğidir.
Hadi Kemal Kılıçdaroğlu kendisine ve temsil ettiği partiye yapılan saygısızlığı, nezaketsizliği unutup bir hata yapıp bu daveti kabul etti, etrafında doğru davranışın nasıl olması gerektiğini anlatacak Atatürkçü, vatansever, Cumhuriyetçi kimseler demi yok?
Zira yapılan davet tam bir “yasak savmadır”
Daveti reddederken ki tepkisini eksik bulmakla beraber, Meral Akşener’in tavrını kutluyorum.
Yasak Savma
Lord Kinross'un ünlü "Atatürk" kitabının alt başlığı, okuyanlar bilir , "Bir Milletin Yeniden Doğuşu"dur (The Rebirth of a Nation). Bu alt başlık, kurtuluş...