Ya mangal yürekli bu savcı olmasaydı.
Ya makamında tehdit edildiğinde geri adım atan biri olsaydı.
Bebeklerin teker teker Bebek katilleri tarafından öldürüldüğünü asla öğrenemeyecektik.
Asla, devlete kafa tutan böyle bir çetenin varlığından Türk halkı haberdar olmayacaktı. Ve bebekler sıradan ölümler gibi defter kayıtlarının içinde kaybolup gidecek, çete üyeleri de aldıkları haram paralarla lüks içinde yaşayacaktı.
Bebeklerini kaybeden aileler ise kendi yaslarını tutarken sadece kendi evlerinin sınırları içinde kalacaktı.
Ve bir gün mangal yürekli cesur yürek bir savcı çıktı.
Kendisini ve ailesini ölümle tehdit eden çetenin karşısında 2400 yıllık devlet geleneğini sürdürerek Bebek Katillerinin üstüne gitti.
Sonuç ortada, artık bu çeteyi ve katilleri sadece Türkiye değil tüm dünya biliyor...
Ve, bu cesur yürek Savcı'yı ve Savcı'nın cesurca yürüttüğü davayı tüm dünyaya duyuran bir gazeteci ortaya çıktı.
Devleti soymak için hastanelerde yapılan bebek cinayetleri bir bir ortayla dökülünce ve sanıklar adaletin eline düşünce uzun zamandır adalet konusunda yüreği yaralı olan Türk halkı derin bir nefes aldı.
Kendisi ve ailesi ölümle tehdit edilen savcının ise paylaşımı tarihe geçecek bir not şeklindeydi.
Savcı bu notu paylaştığında ise tüm Türkiye bu cesur savcıyı alkışlayacaktı:
"Şahsım ve ailem yönelen eylemler nedeniyle başlatılan soruşturmada,
başta Adalet Bakanlığı HSK'yı temsilen Mehmet Akif Ekinci başkanımız ve Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılarımız olmak üzere,
özellikle soruşturmaya cesaretle yürüten Önder savcımıza,
katkı sunan Mehmet Emir savcımıza ve İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'na ve vatandaşlarımıza şükranlarımı sunarım.
Kurt kapanına girerek kucağımıza düşen bu şahıslar Türk adaletinin elindedir. 2400 yıllık Türk devlet geleneğine kafa tutanlar pişman olacaklar ve bizimle hiç tanışmamış olmayı dileyeceklerdir.
Bana destek sunanlar ve sunmayanlar daima hafızamda olacaktır. "
Hele hele, tüm çeteyi 'Kurt Kapanına' sokan cesur Savcı'nın Bolu'ya geldiğinde katiller tarafından ölümle tehdit edilmesine verdiği cevap ise dünya durdukça adalet adamlarına örnek olacaktı.
Bu öyle bir cevaptı ki, Cumhuriyet Savcısı ve Hakimlerin hiç kimse önünde iliklenmeyen cübbeler giydiklerini hatırlattı!
"Bolu'ya geldiğini biliyoruz, ensendeyiz" diyen çete üyelerine,
"16 tane mermim var, gelin hepinize yeter" diye cesur cevabı vermişti
Peki neler olmuştu:
Türkiye, Yenidoğan Çetesi ve ona ortak olan hastanelerin 'Bebek Cinayetlerini' Gazeteci Emrullah Erdinç'in ağzından duyacaktı.
Böylece yenidoğan bebeklerin özel hastanelerde para için katledildiği ortaya çıktı.
İnsanlıktan çıkmış çete üyelerinin aralarındaki 'bebeği öldür' talimatı gibi kan donduran konuşma kayıtları da kayda geçti.
Aileler ve devletten para almak için el kadar bebekleri öldüren çetenin faaliyet gösterdiği hastanelerde de teker teker kapatılmaya başlandı.
Erdinç, makam odasında ölümle tehdit edilen Cumhuriyet Savcısı'nın gelen ölüm tehdidi telefonuna ne yanıt verdiğini aktardı.
Erdinç, X hesabından şunları paylaştı:
Halk TV'ye çok teşekkür ediyorum. "Masum bebeklerin canını bir saniye dahi tereddüt etmeden alanların, ne yaparsak yanımıza kâr kalır zihniyetiyle her türlü ahlaksızlığı yapanların, "Devlet biziz, senin savcı olman fark etmez" diyen küstahlığın ve bu hadsizliği o tiplerin omzuna apolet gibi asan düzenin...
Kısacası;
Milletin kanını emen, huzurunu kaçıran herkesin hem peşinde hem de karşısında olmaya devam edeceğim.
Bu uğurda yapılan her haber, her ihbar, her takip çok değerli.
Ama asıl teşekkürü;
Kendisine telefonda "Bolu'ya geldiğini biliyoruz, ensendeyiz" diyen çete üyelerine,"16 tane mermim var, gelin hepinize yeter" diye karşılık veren ve makamında tehdit edilmesine rağmen cesaretle bu işin peşine düşen Sayın Savcımıza borçluyuz."
İyi ki tam adaleti savunan böyle cesur Cumhuriyet Savcıları var...
İyi ki mangal yürekli bağımsız gazeteciler var...
Her şeyden önemlisi, adaletin ağırlığını hissettiren iyi ki Cumhuriyet Savcıları ve Hakimleri var....
Ve elbette bu olay,
bir kez daha, Kurtuluş Savaşı'nın efsane komutanı İsmet Paşa'nın ünlü sözünü akıllara getirdi:
"Bir ülkede namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o ülkede kurtuluş yoktur"