Türkiye İstatistik Kurumu’nu (TÜİK) daha çok tartışacağız gibi görünüyor. Sadece seçime kadar değil, seçimden sonra da. Hatta TÜİK, asıl iktidar değişikliğinden sonra Türkiye’nin gündeminden düşmeyecek...
İktidar değişikliği sonrasında enflasyon, işsizlik gibi çok tartışmalı verilerin arka planında neler yaşandığına dair bağımsız incelemeler başlatılacak. Enflasyon verisinin alınacağı günden önce marketler aranarak indirim kampanyası yapmaları istenmiş miydi, sanayide sadece bir ay içinde nasıl 500 bin kişi işe girmişti, araştırılacak.
Sonra? İnceleme sonuçlarına dair raporlar açıklanacak, kamuoyu verilerin nasıl manipüle edildiğini öğrenecek. Daha sonra? Dönemin sorumlularına yönelik kanuni soruşturmalar başlatılacak...
Peki orada bitecek mi? Keşke. TÜİK’in açıkladığı veriler sadece maaş zamlarını değil aynı zamanda sözleşme büyüklüklerini, ticaret mahkemelerinde cezaları, ihale büyüklüklerini vb. de belirliyor. Verilerin saptırılması nedeniyle hak ettiklerinden daha az ödeme aldıklarını fark eden yatırımcılar ne yapar? Bir bardak su mu içip konuyu kapatırlar mı?
Yerlilerle bir şekilde anlaşmak mümkün, peki uluslararası yatırımcılar? Onlar ne yapar?
Uluslararası yatırımcılar Arjantin’e dava açmışlardı. Hem de yüz milyonlarca dolarlık tazminat davaları...
Resmi istatistiklerin çarpıtıldığı iddiası ilk kez Türkiye’de gündeme gelmiyor. Daha önce Yunanistan ve Arjantin’de ekonomiyle ilgili verilerin iktidarların talimatıyla manipüle edildiği ortaya çıktı.
Yunanistan ve Arjantin çok ağır ekonomik krizler yaşadılar, çöküşün eşiğine geldiler.
Krizden sonra yapılan incelemelerde ekonominin olduğundan çok daha iyi gösterilmesi amacıyla verilerin manipüle edildiği ortaya çıkarıldı. Bu işe özellikle Yunanistan ekonomisinin çöküşün eşiğinde olduğunu son ana kadar anlayamayan Avrupa Birliği, bilhassa da Almanya çok bozuldu.
Ama onlar meseleyi kendi aralarında, Yunanistan’a çok ağır koşullar dayatarak kapattılar. (Avrupa Birliği ve IMF’nin baskısıyla Yunanistan’da emekli maaşlarında indirim yapıldı.)
Arjantin’de ise mesele kapanmadı. Arjantin’in ekonomik büyümeye endeksli borç enstrümanlarına yatırım yapan hedge fon’lar (Yüksek getiri peşinde yüksek riskli enstrümanlara yatırım yapan firmalar), uluslararası mahkemelerde dava açarak, ödeme, kupon tutarlarının manipüle edildiği gerekçesiyle 645 milyon Euro tazminat talep etti. Bu davalar halen Londra’da sürüyor.
Türkiye’ye yatırım yapan yabancı yatırımcılar açısından da enflasyon çok kritik bir veri.
Çünkü reel getiriyi belirliyor ve bu nedenle yatırım kararlarını doğrudan etkiliyor. Para politikası ve kur gelişmeleri de enflasyon verisinden etkileniyor, önemli ölçüde bu veriye göre şekilleniyorlar. Bunlar da yabancı yatırımcının hem kararlarını hem getirilerini etkiliyor.
Öte yandan Halkbank gibi kamu bankalarının enflasyona endeksli tahviller ihraç ettiklerini de unutmayalım.
İstatistiklerin çarpıtıldığı ülkeler Yunanistan ve Arjantin’le sınırlı değil. Brezilya’nın kamu borcu büyüklüğünü ve kamu bankalarının bilançolarını manipüle ettiğini ortaya çıktı. Çin’in de verileri çarpıttığına dair büyük kuşkular var. Son yıllarda bu ülkelerde istatistiki verilerin nasıl çarpıtıldığına dair akademik araştırmalar yapıldı. Meraklısına, Hollanda’nın Amsterdam Üniversitesi’nde 2019’dan yayınlanan bir araştırmayı tavsiye ederim.
Yakında TÜİK’in verilerinin de uluslararası araştırmacılar tarafından incelemeye alındığını görmek şaşırtıcı olmaz. Paradoksal biçimde iktidar değişikliği sonrasında TÜİK’le ilgili gerçeklerin açığa çıkarılacak olması, uluslararası incelemeleri hızlandıracaktır.
Yunanistan rezil olmakla paçayı kurtarırken, Arjantin rezil olmanın üzerine bir de yüz milyonlarca dolarlık davalarla yüz yüze kaldı.
Türkiye, Arjantin’den daha büyük bir ekonomi. Olası davaların büyüklüğü milyar doları hayli hayli geçer…
Rezil olmakla kurtarır mıyız yoksa?