Tabii ki rastlantı ama ziyaretin 14 Şubat Sevgililer Günü’ne denk gelmesi her türden esprinin türetilmesine gayet uygun. İki ülke İlişkileri AKP Genel Başkanı tarafından bozulmadan önce de pek “sevgililiğe” benzer değildi ama mesafeli de olsa karşılıklı çıkarın gözetildiği istikrarlı bir ilişki vardı.
Şimdi “Sevgililer Günü”nde AKP Genel Başkanı “değerler politikası” adı altında içişlerine karışarak ilişkileri kopardığı Mısır’a, Sisi ile barışmak amacıyla gidiyor. Daha önce Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Katar’da Sisi ile ayaküstü yaptığı tokalaşmayı Türk medyasına açıklarken, ilişkileri bozan başkasıymış da düzeltmeye çalışıyormuş gibi konuşması unutulur gibi değildi genel başkanın. Bozan da yapan da o. Ülkenin yeni “idare tarzı” bu artık, malum.
Tuhaf olanın normalleştirilmesi konusunda iktidarın, yandaş medyanın da yardımıyla tabii, dünyada bir eşi benzeri daha yoktur herhalde. Mısır’la başlatılan bu diyaloğun aslında bir skandal olduğu ustalıkla gizleniyor, her şey normal seyrinde gidiyormuş gibi gösteriliyor. Oysa hiç de öyle değil. En az Türkiye’nin Mısır’a olduğu kadar Mısır’ın da Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu bilmesine rağmen Sisi ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda ağırdan alıyor, takındığı tavırlarla barışmaya istekli tarafın AKP Genel Başkanı olduğunu ustaca sergilemiş oluyor.
Hatırlayalım; iki yıl önce Mısır, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesine ilişkin görüşülmesi için 12 maddelik bir koşullar listesi sunmuştu. Bunların arasında Mısır hükümeti karşıtı Müslüman Kardeşler’in mensuplarının sınır dışı edilmesi, televizyonlarına yasak getirilmesi idi. Türkiye’nin en azından bu iki şartı kabul ettiği biliniyor. Müslüman Kardeşler destekli devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yüzünden Mısır’la ipleri koparan Erdoğan, ilişkiler düzelsin diye Müslüman Kardeşler’in yayın organlarına Türkiye’de yasak getiriyor.
Buna rağmen Mısır’ın tavrında bir değişiklik var mı? Hayır. Sisi’nin ilkeli, kafasına göre davranmayan biri olduğunu anlamamıza yarayan bazı gelişmeleri anımsatalım. Daha önce de yazmıştım. Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el Sisi’nin geçtiğimiz yıl 28 Temmuz’da Türkiye’ye gelmesi bekleniyordu. İki ülkenin diplomatik ilişkileri büyükelçilik düzeyine çıkarmasının ardından böyle bir ziyaretin yapılması ilişkilerin yeniden kurulmasında zirve noktası olacaktı.
Ancak, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın Ankara’ya geleceğini açıkladığı Sisi’nin, Mısırlı bir diplomatik kaynağa göre, Rusya-Afrika Zirvesi’nin yapıldığı Rusya’nın St. Petersburg kentine gittiği ortaya çıkmıştı. Yani Sisi, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesine Ankara kadar heyecanla yaklaşmadığını bu yolla da göstermişti.
Ancak, Ankara’ya gelmemesinin nedeni sadece zirve olamazdı. Aslında Sisi, ilk ziyareti yapan olmak istemiyor. Halk tv portalda 28Temmuz 2023’de yazdığım yazıda şunu vurgulamıştım: “Sisi gelmedi çünkü ilk ziyareti yapan olmak istemiyordu. Bunu ben değil Mısır’ın Türkiye meseleleri konusunda önde gelen uzmanlarından Bashir Abdel-Fattah (Beşir Abdülfettah) söylüyor. Russian Today’a (RT) yakın bir tarihte yaptığı açıklamada Abdülfettah, Kahire’de Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fattah El-Sisi'nin Ankara'yı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da Kahire’yi ziyaret olasıklarının dışlanmadığını belirterek, ilk ziyaretin Türkiye cumhurbaşkanından beklendiğini açıkça vurgulamıştı”.
Böyle yazmışım.
İki ülke arasındaki ilişki düzelsin elbette. İlk adımı kimin attığının da bir önemi yok aslında. Ama olanı tamamen farklı yansıtıp milletle alay etmenin anlamı yok. Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın lafını ettiği, belediye başkanlığı seçimlerinde kötü örnek olarak gösterdiği Sisi’nin yanına gidiyor. Neden? Sisi gelmedi de ondan.
Beşir Abdülfettah’ın doğru söylediği şimdi kanıtlanmış olmadı mı sizce de? Sisi ilişkiyi bozanın ayağına gelmek istememiştir, bu kadar basit.
Olan biten normalmiş gibi yazıp anlatmazlar mı bir de.
Delirmek işten değil.