Barış serbest..
İnsan sevinemiyor.
Çünkü Metin gitmiş. Hem de taburcu edileceği gün. Ansızın. Zamansız.
O kadar çok yakınımı, dostumu kaybettim ki.. Kimisi daha 20’lerinde, 30’larındaydı. Gençliğimizin, hayatımızın orta yerinde çekip gitmişlerdi.
Bazılarının ölümünü zihnim kaydetmedi. Kabullenemedi.
Feyzi mesela. Siyaset Meydanı’nın koordinatörü Feyzi Öktem. Ama aslında.. Hepimizin, en çok da kendisinin benimsediği tanımla Deli Feyzi.
Biliyor musunuz, ben Feyzi’yi en az 5 kez öldürdüm. Yakınlarına, ortak dostlarımıza her “selam söyleyin” dediğimde yüzlerindeki ifadeden anladım ki, yine unutmuşum. Yine hatırlamak istememişim.
Metin’in haberini aldığımda da aynı şeyleri hissettim.
O da, telefon numarasını silemeyeceğim, öldüğünü hatırlamayacağım dostlardan.
*. *. *
Metin Uca, hepiniz tanıyorsunuz elbette, ekrana en yakışan isimlerden biriydi. Gülümsemesi, enerjisi, az önce eline tutuşturulan kağıttan okumadığı besbelli bilgisi ve o müthiş mizahı.. Ekrandan çıkıp sarmalardı insanı.
İşte bütün bu özellikleri Metin’i aynı zamanda Saray açısından “istenmeyen adam” yapıyordu.
Ne demek mizah.. Ne demek eleştiri.. Hele bir de üstüne kahkaha, öyle mi!
Giderek daha karanlık, daha korkunç hale gelen yeni medya düzeni en önce onu sildi.
CNN Türk’te çok kısa süren bir “yetkili” olma halinde ilk arayıp “hadi gel” dediğim isim oydu.
En çok da o yüzden “linç” yemiştim. “Kanalı çökertme operasyonumun bir adımı” diye…
*. *. *
O karanlık kafalar giderek çoğaldı. Ekranları, mikrofonları, gazete köşelerini.. Ve son yıllarda bunlara eklenen yeni mecrada internet sitelerini işgal etti.
Dün mesela, bir yandan Metin’in, ölümünden sonra bile nefret suçunun hedefi olduğunu gördük.. Bir yandan da RTÜK eliyle “saçılan” cezalara ve gerekçelerine tanık olduk.
Aksi olsa şaşırırdım, kurumun ceza listesindeki 7 kanaldan biri Halk TV oldu.
Bu, neredeyse yeni medyanın rutini. Dediğim gibi, aksi olsa şaşırırdık.
Ancak..
A Haber’in internet sitesinde bu konudaki haberi veriş biçimi -şaşırtmasa bile- “yok artık, bu kadar mı” dedirtti.
Anlatayım:
Haberde, genel bir takdimden sonra bazı kanallara özel ilgi sergileniyor. Halk TV de hiç kuşkusuz bu ilgiden fazlasıyla nasipleniyor. Önce başlığı görüyorsunuz: TERÖR SEVİCİ HALK TV’YE YAPTIRIM.
Aynı anda haberin o bölümü için seçilen fotoğrafı fark ediyorsunuz.. BENİM FOTOĞRAFIM!
Yakın geçmişteki bir programdan alınmış bir kare.
Hani 30-35 yaş daha genç olsam, haberi renklendirmek için “konu mankeni” seçmişler diyeceğim. Tabii demiyorum.
Amaç başka. Okuyucu cezalardan birinin benim yüzümden alındığını zannetsin.. Daha önemlisi, birilerinin benim hakkımda oluşturmaya çalıştığı “terör sevici” algısına hizmet etsin.
*. *. *
Şimdi dönüp hatırlatsam: “2013 Nevruzu.. Diyarbakır’daki mitingde Öcalan’ın mektubu okundu. Hem Türkçe hem de Kürtçe” diye hafızanızı tazelesem..
Erdoğan’ın o süreçte başbakan olarak söylediklerinden dem vursam..
Ne kadar manasız olur değil mi!!!
Oysa birileri Halk TV hakkında yalan söyleyip beni de hedef gösterme cesaretini buluyor. Söylemeye bile gerek yok, bu yüzden ceza falan almayacaklar. Tam aksine görevlerini yerine getirdikleri için alkışlanacaklar.
Ne mi görevleri?
“BİZLERİ.. YANİ GAZETECİLİKTEN VAZGEÇMEYEN, KORKMAYAN, HALKA GERÇEKLERİ ANLATMAYA HER KOŞULDA DEVAM EDENLERİ” son ferdine kadar silmek, yok etmek.
Canım Metin.. Mizahına bile dayanamadılar.
Ama milyonların seni sevmesine, bağrına basmasına engel de olamadılar.
Güle güle canım.