Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in iki günlük Suudi Arabistan ziyaretinin önemi üzerinde pek durulmadı sanırım. Özellikle ABD’nin bu geziyi stratejik değil, ticari bir gezi olarak görmesinin de bunda etkisi olabilir. Oysa hayli önemli bir gelişmedir bu ziyaret.
Her şeyden önce, Şi iki yıldır bir yere gitmeme tutumundan vazgeçmiş oldu. İkincisi bu bir Çin devlet başkanının Suudi Arabistan’a yaptığı beşinci ziyaret. Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren eski Devlet Başkanı Jiang Zemin döneminde 1999’da başlayan ikili ilişkilerin daha da geliştiğini bu gezi bir kez daha göstermiş oldu.
Biden’ın çabası yetmedi
Şi’nin ziyareti ABD Başkanı Joe Biden’ın, İstanbul’da Suudi konsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonra "parya yapacağım" diyerek tehdit ettiği Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’la Temmuz ayında Riyad’da sessiz sedasız görüşmesinden, Suudilerin Biden’ı kızdırırcasına petrol üretimini kısma kararı almasının ardından geldi. Bu nedenle de son derece dikkate değer. Yani ziyaret petrol üretimi, Ukrayna savaşı, insan hakları ihlalleri nedeniyle Riyad ile Washington arasındaki ilişkilerin gerildiği bir döneme denk gelmesi bakımından da önem taşıyor.
Çin petrolünün yaklaşık yüzde 18'ini Suudi Arabistan‘dan alan bir ülke. İki ülke arasındaki ticaret 2021'de 80 milyar doların üzerindeydi. Çinli şirketler 2005'ten bu yana Suudi Arabistan'da 36 milyar dolardan fazla iş yaptı. Suudi Arabistan için de Çin, bir numaralı ticaret ortağı, önemli bir teknoloji tedarikçisi, uzun vadeli bir enerji müşterisi, nihayet Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde daimi üyeliği bulunan kapsamlı bir stratejik ortak. Bu nedenle ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktasını oluşturuyor. Çin-Arap zirvesi ile Çin-Körfez İşbirliği Konseyi konferansını da kapsar biçimde yapılan ziyarette Şi, en az 14 Arap devlet başkanıyla görüşme olanağı buldu.
Büyük ticaret ortağı
Çin artık Ortadoğu ülkeleri için önemli bir ticaret ortağı durumunda. Bu ziyaret aslında Şangay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) batıya doğru genişlemesinde önemli bir adım da sayılır. Şi ile Veliaht Prens Salman arasındaki görüşmede ticarette ABD doları yerine yuan para biriminin kullanılması konusu da gündeme geldi bildirildiğine göre. Yuan’da karar kılınırsa bu enerji ticaretinde kullanılan ABD dolarına vurulan büyük bir darbe olacak.
Ziyaret aslında Çin için "tam zamanı" denecek bir dönemde gerçekleşti. ABD- S. Arabistan ilişkileri her zamankinden daha soğuk. Biden’ın özür içerikli ziyareti bile ilişkileri "ısıtamadı". Çünkü iki ülke petrol üretimi konusunda ciddi bir anlaşmazlık yaşıyor. Bu anlaşmazlık ekim ayında Suudi liderliğindeki petrol karteli Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü‘nün (OPEC)’in fiyatları "dengelemek" amacıyla üretimi günde iki milyon varil azaltmasıyla iyice derinleşmişti. ABD tepki göstermiş, kararın ABD’deki enflasyonu körükleyeceğini, Moskova'ya da Ukrayna'daki savaşını sürdürmek için kullanabileceği bir gelir sağlayacağını belirterek Suudi Arabistan’ı suçlamıştı.
Kaybeden ABD
Tayvan konusundaki kışkırtmaları, Çin firmalarına yerli yersiz yaptırımları, Ortadoğu’da Çin’in Kuşak – Yol Projesi’ne engel çıkarması ABD’ye herhangi bir şey kazandırmadı. Aksine Ortadoğu’da gittikçe büyüyen Çin’in cazibesi bölge ülkelerini Çin’le yakınlaşma noktasına getirdi.
Şi, iyi karşılanacağını bildiği bir geziyi, durumun ABD aleyhine döndüğü bir zamanda yapmakla gayet akıllı bir adım attı. Unutmayalım, Çin sorunlu alanlara askeri güçle değil, ticaretle gitme akıllığını gösteren bir ülke.
"Bir gece ansızın gelebilirim"den de daha çok etkili.