Cumhurbaşkanı seçimi, ikinci tura kaldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bedava doğal gazdan, son dakikada bulunan milyarlarca varillik petrole uzanan müjdeler ve sürprizlere; emekliye, asgari ücretliye ve memura yönelik sınırsız vaatlere; devlet olanaklarının bugüne dek görülmemiş biçimde AKP'ye çalışmasına karşın ilk turda baraja takıldı. Örneği ancak totaliter rejimlerde görülen aynı anda onlarca televizyonun yaptığı ortak yayınları da unutmamak gerekiyor.
Muhalefete, zor ve tahakküm uygulandı. Açık ya da örtülü tehditler, korkutmalalar, sözlü ya da fiili şiddet ve terörist suçlamaları havada uçuştu. Muhalefet ve muhalif seçmen, kelimenin tam anlamıyla kriminalize edildi.
Erdoğan, asimetrik koşullara karşın 14 Mayıs'ta kazanamadı. Cumhurbaşkanı seçimi 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci tura kaldı.
MÜCADELE EDEN KAZANABİLİR
Yeni bir seçim yapılacak. Yeni seçim; umutlarımız, özgürlüğümüz, hayallerimiz ve geleceğimiz için yeniden örgütlenmeyi, bir an önce harekete geçmeyi zorunlu kılıyor.
Seçim sonuçlarına göre iki aday arasındaki fark 2 milyon 520 bin 164. Sinan Oğan, 2 milyon 829 bin 634 oy aldı. Muharrem İnce'nin oyu 238 bin 630. Geçersiz oy 1 milyon 36 bin 565. Seçime gitmeyen 8 milyon 429 bin 206 kişi.
Akıl, sağduyu ve soğukkanlılıkla kurulacak doğru strateji ile Sinan Oğan'a ve Muharrem İnce'ye oy verenler, "değişim" için ikna edilebilir. Sandığa gitmeyen milyonlarca seçmen de etkilenebilir, seçime katılım oranı artırılabilir.
Felsefeci Prof. Dr. Doğan Göçmen, ünlü Alman şair, tiyatro yazarı Bertolt Brecht'in, “Mücadele eden kaybedebilir, mücadele etmeyen çoktan kaybetmiştir” sözününü bugünün gerçekliğine şöyle uyarlıyor:
"Mücadele eden kazanabilir, mücadele etmeyen çoktan kaybetmiştir.”
METİN AKPINAR NE DİYOR?
Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyen seçmenin içine girdikleri psikolojiden hızla çıkması gerekiyor. Öfkenin yerini akla bırakması gerekiyor. Öfke, aklı tutsak alır.
Kanımca, bu konuda entelektüel ve ahlaki liderlik üstlenen sanatçılara da büyük görev düşüyor. Dün, usta sanatçı Metin Akpınar'ı aradım. Akpınar'a, seçim sonuçlarının ardından toplumun bir kesiminin içine düştüğü psikolojiyi sordum.
Akpınar, büyük bir nezaketle bu konuda birkaç gün içinde bir açıklaması olacağını söyledi. Tekrara düşmek istemediği için bir şey söylemek istemediğini vurguladı.
Anlayışla karşıladım ve ısrar etmedim. Ama anladığım kadarıyla Akpınar, sanatçı duyarlığı, demokrasiye bağlılığı ve geniş bakış açısıyla bu konuda üzerine düşeni yapacak. Değişim isteyen kesimlere yönelik bazı mesajlar verecek.
SANDIK DEĞİŞİM İSTEYENLERİ BEKLİYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün bir TV kanalında, seçim sonuçlarını değerlendirdiklerini, 28 Mayıs'ta yapılacak seçime yönelik olarak, "Asla rehavete kapılmayacağız" dedi.
Erdoğan, daha önceki seçimlerde olduğu gibi 28 Mayıs'ta da "istikrar" ve "güven"i öne çıkartacak.
Erdoğan, "Burada iki kelime çok önemli istikrar ve güven. İstikrar ve güven için yürütme ve yasamanın eşgüdüm içinde olması da çok önemli. Eğer istikrar ve güven varsa o ülkede huzur olur, refah olur. Geride bıraktığımız son 5 yılda biz bunu gösterdik. Geçmişteki koalisyon dönemini düşünün, ne çileler çektik. Buralarda istikrar olur mu? Olmadı. Cumhur İttifakı’nın parlamentodaki güçlü duruşu, hükümet olarak bizi de güçlü kılıyor. Vatandaşlarımız, 21 yıldır olduğu gibi güven ve istikrara oy verecektir" dedi.
Erdoğan da seçmenleri sandığa davet etti: "Şimdi Mayıs ayındayız. Özellikle Karadeniz’de çaya giden olabilir, fındığa giden olabilir. Ben diyorum ki bunu erteleyin. 28’inde oyunuzu kullanın, ondan sonra bu seyahatleri yapın. Yazlıklarına gidecek olanlar da olabilir, bunların değerlendirmesini de iyi yapmamız lazım.”
Evet, yeni bir seçim ve yeni bir süreç söz konusu. Erdoğan'a ve temsil ettiği ideolojiye karşı "değişim" ve "çoğulculuk" diyenleri sandık bekliyor.