Sansür yasası

AKP ve MHP’nin TBMM’ye sunduğu “sansür yasası teklifi” gazeteciler tarafından siyah maskelerle Genel Kurul basın locasında protesto edildi. Fikret Bila, sansür yasa teklifi hakkında bir yazı kaleme aldı.

İktidar üç ay önce geri çektiği sansür yasasını dün yeniden Meclis’e getirdi.

Yasayı geri çekmesinde; muhalefet partilerinin, basın meslek kuruluşlarının, sivil topum örgütlerinin, sosyal medyanın gösterdiği sert tepkinin etkisi büyüktü.

Yeni yasama yılı açılır açılmaz iktidarın Meclis Genel Kurulu’na getirdiği ilk yasa teklifi üç ay önce çektiği sansür düzenlemesi oldu.

Bu kez de muhalefet partileri, basın meslek örgütleri Meclis’te sert tepki gösterdiler. CHP milletvekilleri Genel Kurul’da pankart açarak, basın meslek örgütleri adına da Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş, Meclis’in basın kapısında açıklama yaparak yasa teklifini protesto ettiler.

İktidarın Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi adı altında getirdiği düzenleme, sosyal medyayı karartmayı, toplumsal muhalefeti ve muhalif vatandaşı susturmayı amaçlıyor.

Bu adım tıpkı en kıdemli yargıç yerine kur’a ile seçilecek yargıcın seçim kurulu başkanı olması düzenlemesi ile iktidara yakın yargıçların seçim kurulu başkanı olmaları için zemin hazırlamak gibi seçim sandığını kuşatma adımlarından biri.

İktidar istiyor ki seçime giderken halk gerçekleri öğrenmesin. Yazılı, görsel basında, sosyal medyada iktidar aleyhine haber çıkmasın, kimse eleştiride bulunmasın, iktidar ne söylüyorsa halk sadece onu dinlesin, onu izlesin, onu okusun.

Böylece oluşacak dikensiz gül bahçesinde iktidarın çizdiği pembe tablo içinde iktidar önümüzdeki seçimleri de kazansın.

Böyle bir düzenleme demokratik hukuk devletlerinde olmaz, otoriter rejimlerde olur.

Yasa teklifinde Türk Ceza Kanunu’nun 127’nci maddesine eklenmesi istenen hüküm şöyle:

“Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili, gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.”

Bunun anlamı, iktidarın işine gelmeyen haberi yapan, sosyal medyada paylaşan kişilerin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alacak olmasıdır. Habere veya sosyal medya mesajına erişim engellenecek. İktidarın istemediği hiçbir bilgi veya yorum sosyal medyada yer almayacak. Vatandaş susturulacak.

Bilginin veya haberin gerçeğe aykırı olduğuna kim karar verecek?

Buna iktidarın atadığı bir kurul karar verecek.

İktidar, beğenmediği haberi, bilgiyi, paylaşımı bu hüküm içinde değerlendirerek dilediği kişiye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmesini sağlayabilir.

Böyle bir teklifin yasalaşması insanları ürküteceği için zaten var olan otosansürü daha da yaygınlaştırır ki bu da iktidarın hedefleri arasındadır.

Neresinden bakarsanız bakın böyle bir teklifin yasalaşması anayasaya aykırılık oluşturduğu gibi demokratik kurulları da rafa kaldırmak anlamına gelir.

İktidar zaten özgür gazetecilik yapmaya çalışan basın yayın kuruluşlarını ve gazetecileri büyük baskı altında tutuyor. Kendi kontrolü altında propaganda aracı haline getirdiği medya organları dışında kalan televizyon ve gazeteleri susturmaya çalışıyor. Televizyonlara RTÜK, gazetelere Basın İlân Kurumu eliyle ceza yağdırıyor, Bunu yaparken de anayasa ve yasaları hiç dikkate almıyor. Bu kurumlar, siyasi iktidarın işine gelmeyen haber yapan basın yayın organlarını batırmaya, yayın yapamaz hale getirmeye çalışıyorlar.

Düşünün ki Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun video demecini yayımladığı için Halk Tv’ye, Tele1’e ağır ceza kesebiliyor. KRT’yi de atlamıyor. Basın İlân Kurumu, Evrensel gazetesinin ilân hakkını iptal ediyor. Birgün’e, Cumhuriyet’e, Yeni Asya’ya resmi ilân vermiyor. İktidar yanlısı televizyon ve gazetelere ise ilân yağıyor.

İfade ve basın özgürlüğü anayasanın güvencesi altındadır.

Anayasa “basın hürdür sansür edilemez” hükmünü taşıyor.

Anayasanın ilgili hükümleri dururken böyle bir yasa çıkarmak anayasayı askıya almak demektir.

Sansür yasaları ancak otoriter rejimlerde görülür.

Demokratik, laik, hukuk devletlerinde yeri yoktur.

Siyaset Haberleri