Ethem Sancak’ın doğruyu söylediği için AKP’den ihraç edildiğine inanalım mı? Yoksa ideolojik nedenlerle ayrılık görüntüsü, gerçek sebebi örtmeye yönelik bir tiyatro mu?
Sancak, "Biz Amerika'nın desteğiyle iktidara geldik. Taç giyen baş akıllanır” demiş, bunun üzerine kesin ihraç talebiyle AKP’nin disiplin kuruluna verilmişti. Aynı toplantıda söylediği, “İsrail ile barıştık. İsrail ile barışan hükümet Esad ile niye barışmasın? Birleşik Arap Emirlikleri ile biz kanlı bıçaklıydık. Şimdi bizimle beraberler" gibi AKP’nin politikalarına eleştirel içerik taşıyan sözler de vardı.
Bunca yıl iktidar partisinin politikalarıyla ilgili tek ses etmeyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aşkından dem vuran bir iş insanının birdenbire eleştirel mesafe koyması biraz tuhaf değil mi? Neden bir yıl, üç yıl, beş yıl önce değil şimdi?
Bana öyle geliyor ki, bu sorunun yanıtı Sancak’ın BMC’deki hisselerini geçen yıl Tosyalı Holding’e devretmesiyle yakından ilişkili.
Ethem Sancak’ın özelleştirme ihalesinden satın aldığı BMC ile Savunma Sanayii Başkanlığı arasında 2018 yılında imzalanan anlaşma uyarınca Altay tankının seri üretiminin 2019 veya 2020 yılında başlaması gerekiyordu. Başlayamadı.
Sancak BMC’yi Altay tankını yapamadığı için mi Tosyalı’Iıya devretti?
Bu da çok mantıklı bir neden değil çünkü Altay tankını seri üretime geçememesinin sebebi Almanya’nın motoru vermekten vazgeçmesiydi. BMC Tosyalı’ya geçtikten sonra motor ve transmisyon için Güney Kore ile anlaşıldı ama anlaşmayı yapan Dışişleri Bakanlığı’ydı. Tosyalı’nın herhangi bir dahli yoktu.
Öyleyse Sancak BMC’yi neden bıraktı? Kulislerde ilginç şeyler konuşuluyor. En yaygın iddiaya göre Katarlı ortak BMC’de olan bitenden rahatsız olduğunu, Sancak’la devam etmek istemediğini Ankara’ya iletmişti.
Malum Ethem Sancak BMC’yi aldıktan sonra yüzde 49’unu Katar’a, yüzde 25’ini de Rizeli işadamı, Metro Holding’in patronu Galip Öztürk’ün kardeşi Talip Öztürk’e satmıştı.
Katarlılar BMC’ye ciddi tutarda sermaye koydular. Katar’dan gelen paranın büyüklüğüne dair rivayetler muhtelif, 1 milyar dolara ulaştığını söyleyenler var.
Katarlılar’ın koyduğu parayla BMC’nin İzmir’deki fabrikasına ciddi yatırım yapıldı. Kamyon üretimi için on milyonlarca dolara sanayi robotları alındı. Sırf fabrikanın yenilenme inşaatına büyük paralar (Bir iddiaya göre 200 milyon dolara yakın) harcandı.
Yapılan yatırımlara rağmen BMC’nin nakit sıkıntısı bitmiyordu. Katarlılar yaptıkları yatırım karşılığında kâr alamamaktan rahatsızdı. BMC’de olup biten Doha’da incelemeye alındı. Şirketten ayrılmış olan bazı yöneticiler Katar’a davet edildi.
Ve daha önce Barış Pehlivan’ın yazdığına göre bizzat Katar Emiri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayıp Sancak’tan memnun olmadığını söyledi. Erdoğan da bundan bir yıl önce BMC’nin satılması talimatını verdi.
Sancak ve Öztürk hisselerini Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi Fuat Tosyalı’nın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Tosyalı Holding’e sattılar. BMC’de bir devir kapandı.
Peki Katar’ın Sancak’la ilgili ilettiği şikayetlere ne oldu? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ethem Sancak’a bunları sordu mu? Neler konuşuldu?
Bu soruların yanıtını bilmiyoruz. Fakat Sancak’ın gözden düştüğünü söylemek sanırım yanlış olmaz.
Ethem Sancak kısa süre önce Rusya’da ortaya çıktı. “Rusya-Ukrayna meselesinde ana suçlu NATO'dur. NATO geçmişten gelen kanserdir, urdur. Ukrayna'ya insansız hava aracı Bayraktarları satarken böyle kullanılacağını bilmiyorduk" diyordu. Bunlar AKP’nin resmi ağızlardan telaffuz etmediği, Ankara’nın savaşla ilgili izlediği politikalara ters sözlerdi. Acaba Sancak Moskova’ya iktidar partisinin gayriresmi sözcüsü olarak mı gitmişti?
Böyle olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Ethem Sancak gençliğinde birlikte olduğu Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek’in faziletlerini yeniden keşfetmişti. Perinçek, Ulusal TV’de katıldığı bir yayında, “Bizim parti heyetimiz dün Moskova’ya gitti. Sayın Tugay Şen başkanlığında Şule Perinçek, Erman Sülük ve Ethem Sancak’ın da bulunduğu bir heyet. Çok önemli görüşmeler yaptılar. Rusya’da Dışişleri Bakan Yardımcısı ile görüştüler” ifadelerini kullanmıştı.
Sancak’ın doğru yola dönmesinin BMC’den ayrılmasından kısa süre sonra gerçekleşmesinin rastlantı olduğuna inanalım mı? Şarkıda dendiği gibi “Bilemiyorum Altan”.