“Kendini yaşadığı topraklara ait hisseden ama pek çok konuda ayrışmış ve siyasete müdahil olmayan bir toplum manzarası var.”
Bu tespit İstanbul Ekonomi Araştırma genel müdürü Can Selçuki’ye ait. “100 yılın sonunda Cumhuriyet devrimleri halk için ne anlama geliyor” sorusuna yanıt arayan bir araştırmanın tespiti!
Araştırma çok hassas -neredeyse mayınlı diyebileceğimiz- bir alanda dolaşmış. Onlardan yalnızca ikisini paylaşacağım.
Araştırma TÜRK KİMLİĞİ açısından en önemli kriterin ne olduğunu soruyor.
Yanıtlarda en yüksek puanı alanlar; yüzde 91 ile Türkiye’nin tarihini benimsemek ve yüzde 87 ile TC vatandaşlığı kriterleri olmuş.
Özellikle Cumhur İttifakı liderlerinin her fırsatta köpürttüğü iki konu başlığı ise son sırada yer almış.
Müslüman ve Türk soyundan olmak en az önem atfedilen iki unsur olmuş.
*. *. *
Gelelim ikinci soruya:
Bu kez konu, dinin siyasetteki / kamudaki yeri.
Mesela, “Türkiye’de yönetimde dini bütün siyasetçilerin olması çok önemlidir” önermesine EVET diyenler 2.72 ortalama puanla sonuncu olmuş.
Bu soruya yanıtta çoğunluk HİÇ KATILMIYORUM demiş.
Can Selçuki’nin özetiyle toparlayalım, “Toplumun yüzde 53 oranındaki ÇOĞUNLUĞUNA GÖRE SİYASETÇİNİN DİNİ BÜTÜN OLMASI ŞART DEĞİL.”
*. *. *
Aşağıda -araştırmaya göre- durum bu merkezde.
Nitekim Cumhuriyet’in 100. Yılı kutlamalarında, her yaştan ve inançtan insanın muazzam buluşmasıyla bunu gördük.
Peki ya yukarıda? Yani siyasi mahfillerde.. Karar vericilerin karargahında.. Algı operasyon merkezlerinde..
Oralarda hava fena halde sisli puslu!
Erdoğan 29 Ekim’i Vahdettin Köşkü’nde kutlayarak zaten çoktandır gördüğümüz eli açtı. Hem de REST çekerek.
Halkın / vatandaşın bu durumda ne yapacağına, yapabileceğine gelince: Araştırmaya göre toplum siyasete müdahil değil.
Daha doğrusu “nasıl müdahil olacağını” bilemiyor. Yüzde 60 “söz sahibi olmamız için imkan yok” diyor.
*. *. *
Oranları, hatta araştırmanın bütününü bir kenara koyun.
Son yıllarda ortaya çıkan tablo tam da bunu göstermiyor mu!
Siyasete müdahil olmanın yolları bizzat siyaset tarafından kapatılmış ya da daraltılmışsa Cumhuriyet daha kaç yıl dayanır sizce?
İkinci yüzyılın daha ilk gününde BİR BAŞKA RESTLE, Anayasa Mahkemesi’ne, yani Anayasa’ya rağmen Can Atalay içerde tutulabilir miydi?
Hukukun katledilmesine böyle seyirci kalınabilir miydi?
Açık açık konuşalım lütfen!
REİS’İN SEYİR DEFTERİNDE YÜZYIL ARTI BİRİNCİ GÜN bu başlıkla kayıt düşülmüşse sonraki günler ne vaat edebilir?
İktidar yargıyı / hukuku kuşatmışsa.. Ve adalet için artık Anayasa Mahkemesi’nin bile hükmü kalmamışsa..
Vatandaşa siyasete dahil olup değerlerine sahip çıkma yolu / fırsatı yaratılmalı.
*. *. *
Bu çağrım özellikle Atatürk’ün kurucusu ve ilk genel başkanı olduğu CHP’ye.
Hafta sonunda yapacağınız kurultayda kimin kazanacağı, inanın sokaktaki vatandaşın, hatta en kıdemli seçmenlerinizin umurunda değil.
Cumhuriyet’e GERÇEKTEN VE CESARETLE sahip çıkmazsanız yarın öbür gün sandıkta size sahip çıkacak kimseyi bulamayacaksınız.