Raportörün “adaletsizliği kanıksama” uyarısı

Uğur Ergan yazdı: Raportörün “adaletsizliği kanıksama” uyarısı

23 yılı geride bırakıp, 24’üncü yılına giren AKP iktidarında güya “3 Y” olarak bilinen ama artık esamesi okunmayan “Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar” olmayacaktı.

Oysa çok uzun süreden beri yaşadıklarımız gösteriyor ki, bırakın “3 Y” ile mücadeleyi, bu iktidar döneminde kurumlar ve kurallar bilinçli olarak çökertildi, liyakatın yerini itaat aldı.

Bireylerin haklarını arayacakları adalet sistemi, seslerini duyuracağı medyanın önemli bir kesimi tamamen iktidarın borazanı haline dönüştürüldü.

Türkiye’nin, bireysel-toplumsal kötülüklerle çöküşün yaşandığı, hak, hukuk ve adaletin umursanmadığı bir ülke sürecine girmesi, artık yabancıları bile şaşırtıyor.

“Yapanın yanına kar kalıyor anlayışı” her kesime yayılmış vaziyette.

Sadece son bir iki ay içerisinde yaşadıklarımıza bakar mısınız?

Adli emanet depolarının yağmalanması, TBMM’de kız stajyerlere cinsel istismar, futbolda bahis ve şike skandalı, İstanbul Erkek Lisesi’nde akran zorbalığı, Antalya’da Ukraynalı yetim kız çocuklarına cinsel taciz, Bursa’da otizmli çocukların iple bağlanarak şiddet görmesi…

Ve bir türlü sonu gelemeyen kadına yönelik şiddet, yüzlerce insanın ölümüne neden olan kaçak alkollü içki üretimi…

Son olarak da bazı ekran yüzleri hakkında uyuşturucu kullanma, temin ve teşvik etme iddiaları…(Suç sabitlenip cezaya çarptırma olmadığı sürece herkesin masum olduğunu unutmamak gerekir.)

İnsan hangi birini yazacağını şaşırıyor.

Eminim ki, hatırlamadıklarım da vardır.

Futbola olan ilgiden dolayı, futboldaki bahis ve şike skandalında nelerle karşılaştığımızı tekrarlamanın alemi yok.

Ciddi geçim sıkıntısı çeken insanların, büyük paralar kazanma hayaliyle yasal veya yasadışı bahise ilgi duyduğu bir gerçek.

Ancak bu konuda acı bir gerçek var ki, o da varını yoğunu bahis şebekelerine kaptıranlar arasında intihar edenlerin sayısının artması.

Sınırlı sayıda rapor edilmiş olsa da, ne yazık ki yasa dışı bahis borcu nedeniyle beylik tabancalarıyla yaşamına son veren emniyet mensuplarının da olduğu bir gerçek.

Alkollü içkilerde sürekli fiyat artışından dolayı, insanları ölüme sürükleyen kaçak içki üretiminin önüne geçilemiyor.

Resmi verilere göre, bu yıl içinde şimdiye kadar kaçak içkiden ölenlerin sayısı 590’ı geçmiş vaziyette.

Gözü dönmüş çeteler, düşük maliyetle elde edildiği için sanayide kullanılan ve insanı ölüme götürdüğü bilinmesine rağmen bilinçli olarak metil alkolle kaçak içki üreterek piyasaya sürüyor.

Bakalım bu yılbaşında neler duyacağız?

Siyaset sahnesinde de, CHP’li belediyelerin, iktidarı eleştiren gazetecilerin, toplumun ileri gelenlerinin, STK’ların başlarına neler geldiğini bilmeyenimiz yok.

Yazının başında, Türkiye’de yaşanan adaletsizlik ve toplumsal çöküşe rağmen, olan bitene bir kesimin tepkisiz kalmasının yabancıların da dikkatini çektiğini ifade etmiştim.

Sanırım bu yöndeki en çarpıcı tespit geçen hafta Türkiye’yi ziyaret eden Avrupa Parlamentosu Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor’dan geldi:

“İmamoğlu davasında ortada sadece hukuksuzluk değil, toplumun çok büyük bir kesimini etkileyen büyük bir adaletsizlik var. Daha da üzücü olan, toplumda bu adaletsizliği kanıksamaya başlayan bir kesimin oluşması.”

Raportör haksız değil ama özellikle devletin adli kurumlarına hakim tek adam rejiminin topluma “korku dalgası” yaydığı da bir gerçek.

Dolayısıyla muhalefetin önemli görevlerinden biri de, tüm zorluklara rağmen toplumsal duyarlılığı daha da artırmak ve canlı tutmak olmalı.

Türkiye Haberleri