Rahmi Koç. Çok zengin. Ama onun zenginliği çoğu zengine benzemiyor.
Zenginler Türkiye gibi gelir düzeyi düşük insanların çok olduğu ülkelerde sevilmez ama. Rahmi beyin yeri bir başka.
Zengin fakir dar gelirli farketmez. Rahmi Koç herkesin Rahmi babası.
Onu bulunduğu konuma getiren; sevilmesine, saygı duyulmasına neden olan ise hayata bakış açısı, değişmeyen çizgisi, Türkiye sevdası, Atatürkçü yapısı, eğitime verdiği önem ve yardımları, kazandığını Türkiye için harcaması...
Bakın bir de örnek vereyim; yeni hem de.
Koç Holding ABD merkezli Forbes’in her yıl açıkladığı "Dünyanın En İyi İşverenleri" listesinde sekizinci kez üst üste zirvede yer alması.
Rahmi Koç'un bir başka özelliği daha var; bunu herkes biliyor: Beşiktaşlı olması.
Milyonlarca taraftarı olan Beşiktaş'ın da 'BABA KARTAL'ı.
Beşiktaş'ın efsane başkanı Süleyman Seba'ya yakınlığı ile bilinen, gerektiğinde yardıma koşan, her zaman elini taşın altına sokan 'BABA'sı hem de.
Koç'un 9 Ekim doğum günü. Dün doğum günüydü yani. Sosyal medyada Beşiktaşlıların şu paylaşımı dikkatimi çekti:
"Ne zaman ihtiyacımız olsa oldun yanımızda, bu büyük taraftar bunları unutmaz asla. Doğum günün kutlu olsun Rahmi baba."
Ben de Rahmi Koç ve Beşiktaş'la ilgili bazı bilgileri paylaşayım dedim bu doğum gününde. Yaptıklarının anlatılmasını, duyulmasını pek sevmediğini, bir elin verdiğini diğer el görmeyecek diye düşündüğünü biliyorum ama. Affına sığınarak anlatıyorum.
* * *
Rahmi bey Süleyman Seba'yı severdi, sayardı. Beşiktaş Kulübü'nün onunla duruşunun sağlamlaştığına inanır, her zaman destek olurdu.
Mektup yazarlardı birbirlerine.
O zamanlar cep telefonu yok. Sabit telefonlar var ama onların tercihi yazışmaktı nedense.
Süleyman abi sıkıntıya düştüğü zaman bunu sezer, dolaylı yoldan (Direkt elden değil. Sanırım bunu da inceliğinden yapıyordu) gerek kendi parasından gerekse şirket sponsorluğundan maddi destek sağlardı kulübe.
Hatta bir tanesinin belgesi var.
Hikayesini anlatayım önce.
Beşiktaş para ararken Rahmi bey otomobil piyangosu önerisinde bulunuyor. Piyangodaki otomobiller ise yine Koç'tan. Tofaş Kartal marka. Piyango düzenleniyor düzenlenmesine de... Biletleri kim alacak? Sağa sola oraya buraya gönderiliyor. Rahmi bey o yıllarda yönetime de soktuğu Uğur Ekşioğlu aracılığı ile 50 bin tane aldırıyor.
Sonrasında Süleyman abiye yazdığı mektup. İşte belge bu:
Sayın Süleyman Seba
Beşiktaş J.Kulübü
Akaretler
Beşiktaş'ımız: yenilmez unvanını korumak ile birlikte, beraberlikle neticelenen maçlarının sayısı artmaktadır. Tabi insan hep yenmeye alışınca, bir puan almak dahi tatmin etmez oluyor.
Önümüzdeki çetin maçlar var. Arkadaşların çok iyi hazırlanmaları ve taraftarı tatmin edici neticeler almalarını canı gönülden temenni ederim.
Tertip etmiş olduğunuz piyangodan Uğur Ekşioğlu bey 50.000 adet almıştı. Bunları şirketlerimiz ve bayilerimizin gayreti ile satmaya muvaffak olduk.
Zatıalinize, 1.276.571.298'lik bir çek takdim ediyorum. 1.250.000.000 TL bilet ücreti, 26.571.298'de satılan biletlerin bu aradaki faiz farkıdır.
Her zaman belirttiğim gibi, zatıalinizin dirayetli ve ciddi idarenin sonucu, kulüpte, ahenk, birlik ve dirlik vardır.
Bunun böyle devam etmesini diler. Zatıalinize, Uğur bey ile birlikte idare heyeti üyelerine sevgi ve saygılarımızı sunarım."
Rahmi Koç
KİMİN BAŞKAN OLMASINI İSTEDİ
Süleyman abi başkanlıktan ayrılma kararını alınca Rahmi bey yine yanındaydı.
Tamam ayrılacaktı ayrılmasına da... Peki başkan kim olacaktı?
Rahmi bey Seba çizgisinin devam etmesini istiyor, bunu da Seba'ya iletiyordu.
Düşündüler, taşındılar. Sonunda bir isimde karar kıldılar.
O isim Türk siyasetinin sevilen ve saygı duyulan ismi, büyük Beşiktaşlı Hikmet Çetin'di.
Hikmet Çetin bunu yıllar sonra anlattı, sevgili Faik Gürses'le birlikte yazdığımız Süleyman Seba eski dostlar anılar kitabında.
Aynen aktarıyorum:
"Süleyman Seba, Beşiktaş'ın efsane bir başkanıydı. Duruşu, saygınlığı, kulübe kazandırdıkları unutulmaz. Türk futbolunun, Türk sporunun örnek alınacak kişisiydi.
Başkanlıktan ayrılmaya karar verince yeni başkan arayışları da başlamıştı.
O günlerde beni Rahmi Koç aradı. İstanbul'a gelmem halinde Süleyman Seba ve kendisiyle buluşmamı istedi. Ben de belirlenen tarihte İstanbul'da oldum ve üçümüz Divan Otel'de yemekte buluştuk.
Rahmi bey, Süleyman beyden sonra Beşiktaş'a başkan olacak kişinin taşıması gereken özellikleri anlattı. Bugünkü duruşun, ilke ve politikaların devam etmesi gerektiğini söyledi. Ve sonunda benim başkan adayı olmamı önerdi. Bunu ilk kez duyuyordum.
- Bu öneri benim için sürpriz oldu. Ankara'da oturuyorum. Oradan kulübü yönetmeye çalışmam yanlış olur. Şu anda da İstanbul'a gelmem güç, dedim.
Süleyman bey de;
- Bunu ben de hep düşünürüm ve isterim. Ancak acele edilmemesi gerekiyor. Gelişmelere bakmamız lazım. Hikmet beyi hemen riske edemeyiz, dedi.
Bir süre sonra Süleyman beyle yine bir araya geldik. Bu kez yemekte Metin Keçeli ve Hasan Arat da vardı. Ben pek niyetli değildim ve aday olmadım. Sonraki her buluşmamızda Süleyman bey aday olmadığım için hep sitem etti bana."
SÜLEYMAN SEBA'NIN HASTALIĞI VE RAHMİ KOÇ
Rahmi Koç, Süleyman abinin hastalığında da yanında oldu hep.
Tedavi olup da ayağa kalkması için elinden geleni yaptı.
Amerikan Hastanesi'nin kapısı, en iyi doktorlarıyla ardına kadar açıldı.
Süleyman abi eve çıktığında bile bir görevli bulundurdu yanında 7/24. Her şeyiyle ilgilendi.
Süleyman Seba'nın sonsuzluğa uğurlanmasından sonra da elini çekmedi Beşiktaş'tan; nasıl ki Türkiye'den de çekmediyse.
Onun için işte yazının girişinde Beşiktaşlıların kutlama mesajı:
"Ne zaman ihtiyacımız olsa oldun yanımızda, bu büyük taraftar bunları unutmaz asla. Doğum günün kutlu olsun Rahmi baba."
Ben de Beşiktaşlıyım. Türkiye sevdalısı Atatürk milliyetçisi bir insanım.
Rahmi Koç'un yaptıklarını unutmadım, unutmayacağım da.
Doğum günün kutlu olsun RAHMİ BABA.