Bir magazin olayı deyip geçilecek türden değil, Will Smith’in şu tokat skandalı. “Dünya kadar sorunumuz var, bize ne bundan” diyenler de haklıdır kuşkusuz ama tanık olduğumuz skandal aslında her gün yakındığımız “toksik erkeklik” le ilgili bir olay.
Rock’un önceki densizliği
Şimdi “maçoluk” vs deyince olayda “tek bir maço” olduğu düşünülebilir; yanlış tabii. Ben orada iki maço erkek gördüm. Tokat atan da yiyen de maçonun önde gidenleridir. Tamam, tokat yiyenden yanayız elbette ama, tokadı ya da herhangi bir şiddeti hak etmese de berbat ötesi bir maçodur sunucu Chris Rock denen adam. En iyi Belgesel ödülünü sunmak için sahneye çağırırken Javier Bardem ile Penolope Cruz’dan “Javier Bardem ve eşi” diye söz ettiğini anımsatmış olayım. Densizlik tabii.
Rock denen gevezenin maçoluğuna bir örnek de şudur; diline doladığı kadın, yani Jada Pinkett, kafasını kendi isteğiyle kazımış değil, saçlarının dökülmesine neden olan alpoesi hastalığından mustarip. Bir araştırmaya göre tüm kadınların yüzde 30’unu, 70 yaş üstü kadınların da yüzde 55’ini etkileyen böyle bir hastalığı toplum içine çıkmaktan çekinmeyerek “görünür” hale getirmiş cesur da bir kadındır ayrıca. Hastalığıyla barışık biri belli ki ama olgunluğun da bir sınırı var, Rock’ın sözlerini duyduğunda asılan yüzünü gören “şaka”dan rahatsız olduğunu fark etmiştir mutlaka. Şaka herkesi güldürebilirse şakadır.
Feodal ya da modern fark etmez
Modern dünyada(!) yaşıyoruz malum, ama yüzyıllar önce saç yüzünden kadına uygulanan sosyal baskıların etkisini hala günümüzde görmek mümkün. Erkek egemen anlayışa göre saç kadında sağlık, güzellik, erotizm demek. Cinsel kimliğin de bir sembolü aynı anlayışa göre. Yüzlerce yıl önce böyleydi bugün de böyle.
İsteği dışında kafasını kazıtmış bir kadın olarak Pinkett, tüm bu özelliklerden mahrum, kimilerine göre (tabii ki benim için öyle değil). Buna pek aldırmadığı ortaya çıkmasından belli zaten ama birilerinin de onun saçsızlığını espri konuşu yapmasına tahammül etmesi beklenemezdi. Etmedi de, ama en fazla yüzünü ekşitip oturdu Rock denen densizin sözlerini duyduğunda.
İkinci maçonun sahneye çıktığı an da tam burasıdır işte. Rock’a tokatı indirdikten sonra, kimi kadınların duyduklarında pek hoşlandıkları “karımın adını ağzına alma” haykırışı Will Smith için “erkekliğinin bir kez daha onaylanması” demek her şeyden önce. Densizi, densizliğiyle bırakmak yerine, “koruyorum” kılıfıyla yaptığı saldırganlıkla “eşini” de (isteği dışında) şiddetin bir ortağı haline getiriverdi. “Karısının adını ağzına alan” dünya kadar insan yaratmış da oldu böylelikle.
Tokat, bakın yumruk demiyorum, tokat, son derece küçültücüdür de. Toksik erkeklikte bu nedenle çok popülerdir. Muhatabın yumruğa değil, tokada layık olduğu anlamına geldiği için özellikle. Bu yüzden olsa gerek yumruklayacak gücü de varken, Hristiyanlığı ikiye bölen ünlü İznik Konsili’nde aziz Nikolaos, İsa’nın Tanrı olmadığını savunan Arius'a okkalı bir tokat savurmuştur. Yumruk asillere atılır çünkü. Dinler tarihinin ilk büyük tokat olayı budur.
Kadın maçolar da var
Chris Rock yediği tokatla onuru incindiği için kahrından ölecek değil elbette. Ama 14. Yüzyıl papalarından VIII. Boniface, Giacomo Colonna adlı kardinalden yediği tokadın ardından, bir buçuk ay gibi kısa bir süre sonra ölmüştü. Kimileri gururuna yediremedi derler. Bu da dinler tarihinin en önemli tokat vakıalarındandır. Yani tokat en maço, en toksik cezalandırma, küçümseme eylemidir sonuçta. Öğretmenimizin, babamızın vurduğu tokattan da bambaşka bir şey elbette. Bizim Osmanlı Tokadı toksik erkeklikte, karşısındakini küçük görmenin de cezalandırmanın da en uç noktasını temsil eder örneğin.
“Ne ilgisi var, Hande Ataizi’ni tokatlayan Sevda Demirel de mi maço?" diye sormadan önce toksikliğin kopya edilir bir tutum olduğunun, kimi kadınların da buna başvurduğunun bilinmesi gerekir. Sevda hanımın da maço olduğu, doğrudur. Erkek egemen güç sistemindeki kadınlar, kısmen de olsa eril tutumlar alırlar zaman zaman. Marianismo deyimini duymuşsunuzdur, maçoluğun kadınlardaki karşılığıdır. Şiddete başvurdu diye Smith’i eleştiren Nagehan Alçı da böyle bir maçodur örneğin. “Bizim askerlerin eşleri, sevgilileri Güneydoğu'daki gaziler için maarif takvimine soyunsun" diyerek kadın bedeninin cinsel bir obje olduğuna inanmış bir maçodur üstelik.
Neyse.
Oscar töreni sırasında sahnede, bir kadının saçsızlığını diline dolayıp sözüm ona espri konusu yapan bir maço ile ona tokat atan bir başka maço vardı azizim.
Biri diğerinden daha haklıydı demenin anlamı yok.