Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından arama kurtarma çalışmalarına katılmak için Meksika’dan gelen ekibin kurtarma köpeği Proteo hayatını kaybetti. Ekibin o kadar önemli bir parçasıydı ki ölümü “büyük bir kayıp” olarak Meksika Savunma Bakanlığı’nca tüm dünyaya duyruldu. Bakanlığın açıklamasında “Büyük yol arkadaşımız köpeğimiz Proteo'yu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Türkiye'deki kardeşlerimizin aranması ve kurtarılmasında Meksika Delegasyonu'nun bir üyesi olarak görevini yerine getirdin. Kahramanca çalışman için teşekkür ederiz” denildi.
20 bin yıl önce de böyleydi
Ne kadar övülse azdır. Doğanın ona büyük armağanı koku alma özelliğiyle kaç yaşam kurtardığı düşünülürse Proteo gerçekten büyük kayıp. Bu, köpeklerin insan uğruna yaşamını verdiği ilk olay değil tabii. Dünyanın bu en güzel canlısı, tam 20 bin yıl önce de insanın dostuydu. Bilim insanları Neandertallere karşı verilen evrimsel mücadelede türümüzün köpeklerden büyük bir destek almış olabileceğini belirtiyorlar.
Neandertal ya da Neandertal insanı, yaklaşık 250 bin ila 40 bin yıl önce yaşamış insan türü bilindiği gibi. Orada yaşadığı için “Mağara adamı” da denir ama bilimsel adı "Homo neanderthalensis"dir. İlk neandertal fosili Almanya'nın Düsseldorf kenti yakınlarındaki Neander vadisinde 1856'da bulunduğundan Neandertal diye adlandırıldı.
Arkeolojideki en zorlayıcı, en kalıcı gizemlerden birinin, ilk insanların yükselişi, Neandertallerin düşüşü ile ilgili olduğu söylenir. Neandertaller bugün Avrupa olan bölgede yaşamış, evrimleşmişlerdi. Çoğalmışlar, bu bölgeye gelmelerinden sonraki 10 bin yıl içinde nüfusları on kat artmıştı. Sonunda Neandertaller azaldı, giderek yok oldular. Neden? Ne oldu? Yanlış giden neydi?
Onsuz insan olmaz
Buna yıllarca kafa yoran bilim adamları bu yok oluşun çevreyle ilgisi olabileceğini ileri sürüyor. Yani iklim değişimin sonuçlarından biri de bu. Bir başka neden de teknoloji olabilir. Neandertallerin tersine insanlar daha gelişmiş aletlerle, av silahlarıyla hayatta kalmayı başarmış olabilirler. İşte bu aşamada köpeklerle karşılaşıyoruz.
Avrupa'da yapılan fosilleşmiş köpek kemiği kazılarının sonuçları ilk insanların her şeyden önce köpeklere tapınma ritüelleri gerçekleştirdiklerine dair ikna edici kanıtlar ortaya koydu. Çok önem verdikleri için ona tapınmaya da yol açmış bu.
Çek Cumhuriyeti'ndeki Předmostí'de 27 bin yıllık bir alanda bulunan köpek iskeletleri, erken dönem ritüel gömme pozları sergiliyor. İnsanlar gibi köpeklerin de mağara sanatında nadiren tasvir edilmiş olması, mağara ressamlarının köpekleri tasvir etme eğiliminde oldukları av hayvanları olarak değil, yol arkadaşları olarak görmüş olabileceklerini düşündürüyor.
Yük de taşıdılar
O dönemi araştıranların teorilerinden biri şu: Köpekler insanların avlarını tanımlamalarına yardımcı oluyordu; ancak aynı zamanda yük hayvanı olarak da çalışıyorlardı. Paleolitik köpekler başlangıçta büyüktü. İskeletlerinden anlaşıldığı kadarıyla en az 70 kiloluk bir vücut kütlesine, en az 2 fitlik bir omuz yüksekliğine sahiptiler. Hayvan leşlerini taşımak yoğun enerji gerektiren bir iş olduğundan, köpeklere bu işi yaptırmak, insanların enerjilerini avlanma, toplama, üreme gibi daha üretken uğraşlara yoğunlaştırabilecekleri anlamına geliyor.
Yani, alet kullanmaya yeni yeni başlayan türümüzün köpekle yakınlığı, doğayla baş edebilmesinde hayli işine yaramış. Bu arada en iyi dostumuz olan köpeklerle göz teması konusunda da ortak bir yakınlığa sahip olduğumuz biliniyor. Bu yakınlığı birlikte evrimleştirmiş olma ihtimalimiz var. Bu şu demek; avının peşinde koşarken insan türü, hangi tehlike karşısında nasıl davranacağı konusunda köpeklerle kurduğu göz temasından yararlanıyordu.
Meksika’nın kahraman köpeği Proteo da 20 bin yıl önce atalarının yaptığı gibi insan kardeşlerinin yardımına koşmuştu.
Köpek bu. Karşılıksız sever, yardıma koşar. “Onun girdiği eve melek girmez” diyenlere aldırmayın.
Evde o varsa, meleğe gerek yok ki.
Proteo da bizim. Unutmayacağız tabii ki.