Hafta sonunda çok önemli bir kurultay var. Seçim yenilgisinden sonra CHP’nin nasıl toparlanacağını, 5 ay sonraki yerel seçimlere ve geleceğe nasıl hazırlanacağını anlayacağız.
Ancak biraz daha büyük resme bakalım.
Nasıl bir muhalefet?
Nasıl bir siyaset?
Nasıl bir Türkiye?
Hepinizin bildiği üzere demokrasi iktidar/muhalefet dengesine dayalı bir rejimdir. Muhalefet etkili ve güçlü olmalı ki; iktidarı sınırlandırsın, keyfiliği önlesin.
Hayatta her şey gibi siyaset de PSİKOLOJİYE DAYANIR. ‘Devlet bunların elinde. Zaten hile de yapıyorlar. Şartlar eşit değil vs’ gibi mazeretler üreterek (ki bunlar doğru da olabilir) aynı kalıpları tekrarlaya tekrarlaya seçim kazanılamaz. BU ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİĞE ÇIKAR.
Şartlar ne olursa olsun oyun değiştirici bir politika üretmek gerek. Söylem ve eylemde yenilenme, kadro ve teşkilatlarda tazelenmeye ihtiyaç var.
Kadrolara bakınız... Bir noktadan sonra iş siyaset memurluğuna dönüyor. Bir çeşit esnaflık. Profesyonel iş. Aksi halde 6 dönemdir bir muhalefet partisinden milletvekili olabilmek nasıl izah edilir? Düşünsenize partiniz her şeyini kaybediyor ama sizler her dönem milletvekilisiniz. Bir terslik yok mu? Benim bildiğim KAZANAN TAKIM DEĞİŞTİRİLMEZ. İşler yolundadır. Burada KAYBEDEN TAKIM DEĞİŞTİRİLMİYOR.
UZUN MUHALEFET DE ÇÜRÜTÜR
‘İktidar yozlaştırır’ ya hani. ‘Mutlak iktidar mutlak yozlaştırır.’
Çok uzun sürmüş iktidar çürümeye yol açar. Kabul etmeliyiz ki; çok uzun sürmüş muhalefet de aynı şekilde çürür.
21 yıllık iktidar keyfiliğe kayar.
21 yıllık muhalefet de öyle. Baksanıza seçim yenilgisinden sonra özeleştiri yapma gereği bile duymuyorlar.
Muhalefette kalmaya razı.
Uzun süren iktidarlar nasıl ki çürütürse uzun muhalefet de o partiyi çürütür. Bir grup siyasetçi için konfor alanları oluşuyor. Genel merkezlerde, belediyelerde, Meclis’te veya teşkilatlarda.
Oysa ki; siyaset uzakları ve tuzakları görme ustalığıdır. Konfor alanlarında uzağı göremez tuzağı sezemezsiniz.
Peki hafta sonu kurultayda ne olur?
Görebildiğim kadarıyla CHP’de şanslar eşit. İkisi de kazanabilir. Esas olan toplumdaki değişim arayışı ve yenilenme heyecanı, karşılığını bulacak mı bulmayacak mı? Bu yerel seçimleri ve gelecek dönem siyasetin akışını etkileyecek.
Ben doğrusu Kemal bey mi Özgür bey mi hiç işin orasında değilim. Çok güçlü bir değişim/dönüşüm olacak mı onunla ilgiliyim. Kadrolar tepeden tırnağa yenilenecek mi? Siyaset yapma biçimi değişecek mi? Zihinsel dönüşüm gerçekleşecek mi? Ben bunlara bakacağım.
GAZETECİLERE KİM SAHİP ÇIKACAK?
Bakın CHP kurultayı nasıl bir Türkiye tarihine denk geliyor: Gazeteci Tolga Şardan'dan sonra Cengiz Erdinç de gözaltına alındı. Birgün Gazetesi'ne soruşturma açıldı. Operasyonlar dalga dalga büyüyor. Eğer güçlü ve etkili bir muhalefet olsa bu ülkenin gazetecileri bunları yaşamazdı. Şimdi soru şu: Gazetecilere kim sahip çıkacak?