Memur ve emekliye kaynak yok! Peki seyyanen 30 bin tl bürokrata nasıl bulundu?

 Sosyal Güvenlik Uzmanı
Mehmet Akif Cenkci yazdı: Memur ve emekliye kaynak yok! Peki seyyanen 30 bin tl bürokrata nasıl bulundu?

Merhaba kıymetli okuyucularım,

Sizlerde sorularınızı macenkci@outlook.com e-posta adresim üzerinden bana kolaylıkla iletebilirsiniz.

Türkiye’de bazen öyle dönemler yaşarız ki, adaletin nasıl işlediğini anlamak için uzun tartışmalara gerek kalmaz; birkaç rakama bakmak yeterlidir.

Bugünkü tabloyu özetleyen üç sayı var: 8.077, 18.000 ve 30.000.

Bu üç rakam bir araya geldiğinde, hem sosyal devlet ilkesinin ne kadar aşındığını hem de emekli memurun nasıl sistem dışına itildiğini fazlasıyla anlatıyor.

8.077 TL ile başlayan kopuş…

2023 yılında çalışan tüm memurlara 8.077 TL seyyanen artış verildi. “Tarihi düzenleme” olarak takdim edilen bu adım, kamu çalışanlarının maaşlarında iyileşme yarattı; bunda elbette bir sorun yok. Sorun, atılan imzanın ardından gelen cümledeydi:

Emekli memurlara da verilecek denilen bu seyyanen artış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kamuoyuna verdiği söze rağmen emekli maaşlarına yansıtılmadı.

Söz verildi, fakat söz bugün hâlâ tutulmuş değil.

O gün yapılan düzenleme katsayılara bağlandığı için 8.077 TL’lik ek ödeme zamanla büyüdü. Bugün 2025 Türkiye’sinde bu tutarın karşılığı yaklaşık 18.000 TL’dir.

Bu ne demek biliyor musunuz?

Eğer memur emeklileri verilen söz doğrultusunda bu düzenlemeye dahil edilseydi, bugün maaşlarında her ay ciddi bir ek ödeme göreceklerdi. Ama sistem öyle kuruldu ki, emekli olunan gün bu hak tamamen ortadan kalkıyor; adeta bir düğmeye basılıyor ve o para yok sayılıyor.

Çalışan memur ile emekli memur arasına görünmez bir duvar örüldü.

Seyyanen artış, çalışan memurun bordrosunda yer bulurken, emekli memur için koca bir “sıfır” olarak kaldı.

Bu durum, yıllarca aynı kurumlara hizmet etmiş insanlar arasında derin bir kırılma yarattı.

Emekli memur ise yılların emeğinin karşılığı olan maaşa bu ilavenin tek kuruşunu bile alamıyor.

Bu, sadece bir ücret düzenlemesi değil; gelecek güvensizliği üreten bir kamu politikasıdır.

Ve şimdi yeni tartışma: Üst düzey bürokrata 30.000 TL seyyanen!

Tam memur emeklisi “Biz ne zaman hatırlanacağız?” diye beklerken, Meclis gündeminde yeni bir düzenleme belirdi:

Genel müdürlere, müfettişlere, merkez teşkilatı kariyer uzmanlarına ve pek çok üst düzey bürokrata 30 bin TL’ye kadar seyyanen artış.

Aynı ülkede…

Emekliye 0 TL,

Çalışan memura sadece çalışırken geçerli olan ek ödeme,

Bürokrasi tepesine 30.000 TL’lik ayrıcalıklı bir kalkan.

Bu tercih, ekonomik olmaktan öte, sınıfsal bir tercihtir.

Merkezdeki belli bir grubu güçlendirirken, milyonlarca emekliyi sistemin dışına itiyor.

“Söz verildi ama tutulmadı” gerçeğinin yarattığı kırılma…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seyyanen artış açıklaması yapılırken memur emeklilerinin de kapsamda olacağını dile getirmişti.

Bu nedenle yüz binlerce emekli memur, yıllarca hizmet ettiği devletin kendisini unutmayacağına inanmak istedi.

Bu durum bir ekonominin değil, bir güven ilişkisinin sorunudur.

Halkın vicdanında karşılığı olmayan zam politikası.

Seyyanen zam doğru tasarlandığında gelir dağılımını iyileştirebilir.

Türkiye’de ise tam tersi sonuç doğurdu:

Emekli ile çalışan arasındaki fark büyüdü,

Taşra ve merkez arasındaki uçurum derinleşti,

Üst düzey yönetici sınıfı daha da ayrıcalıklı hale geldi.

Bir tarafta emeklisine “sıfır” veren bir düzen, ya da sadece enflasyon farkı ve toplu iş sözleşmeden kaynaklı artış…

Diğer tarafta üst bürokrata 30 bin TL ilave kalkan…

Bu çelişki, kamu vicdanında karşılık bulmuyor.

Ne yapılmalı?

Bugün artık çok net:

Seyyanen artış emekli memurlara da yansıtılmalıdır.

Üst düzey bürokrata sağlanan 30 bin TL’lik artış, ancak emekli memur ve taşra teşkilatındaki kamu çalışanlarıyla birlikte ele alınırsa meşruiyet kazanır.

Kamu maaş sistemi, parçalı ve adaletsiz yapıdan çıkarılmalıdır.

Emeklilik gününde bordrodaki yarıdan fazlasının yok olması kabul edilemez.

Kaybolan sadece para değil, adalete olan inançtır

8.077 TL ile başlayan, bugün 18 bin TL seviyesine çıkan seyyanen artış hikâyesi, memur emeklisi için tamamlanmamış bir sözün hikâyesidir.

Üst düzey bürokrata 30 bin liralık koruma kalkanı hazırlanırken, yıllarca devletine hizmet etmiş memur emeklisinin yok sayılması, ekonomik bir hata değil; sosyal bir kırılmadır.

Bu ülkede emekli memurun cebinden eksilen her tutar, aslında toplumun adalet duygusundan eksilen bir paydır.

SORU: Merhaba, Babam bir yerde yazınıza denk gelmiş ve emeklilik ile ilgili doğru bilgiler verdiğinizi söylemektedir. Ben 29.05.1989 yılında doğdum. İlk Sigortalılık Yılım 1.12.2006 ve 4125 günüm var. Normal şartlarda kaç yaşında ve kaç gün prim süresi ile emekli olabilirim? Şimdiden dönüş yaptığınız için teşekkür ederim. Saygılarımla. İyi çalışmalar. ÖZLEM GÖKÇE

CEVAP: Merhaba Özlem Hanım, SSK statüsünden emekli olabilmenizin iki yöntemi vardır. Bunlar birinci şart; 58 yaş ve 7000 prim gün sayısıdır. Diğeri ise; 58 yaş, 25 yıl sigortalılık süresi ve 4500 prim gün sayısıdır. Her türlü yaşınızı beklemek zorundasınız ve ortalama 21,5 yıl vardır 58 yaşınıza. 375 gün daha çalışarak prim gün sayısınız 4500 güne tamamladığınızda hiç çalışmasanız bile 58 yaşında emekli olursunuz.

Ekonomi Haberleri