“Mansur Yavaş ne yapsın size kardeşim; bu hırsızlar dururken…!”

Hatırlarsanız ‘Deniz Feneri’ davasının Türkiye ayağını soruşturan bir savcı vardı; Abdülvahap Yaren. Şöyle demişti; “Zekat hırsızlarını...

Hatırlarsanız ‘Deniz Feneri’ davasının Türkiye ayağını soruşturan bir savcı vardı; Abdülvahap Yaren.

Şöyle demişti;

Zekat hırsızlarını koruma altına alan bir güç var. Ben bu güce ‘Hırsızların İmparatoru’ diyorum. Bu imparator hem altındaki figüranları koruyor, hem de kendisine ulaşılmasını engelliyor”.

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin toplam bütçesi 26 milyar lira civarında. Toplam borcu ise tam 9 milyar lira. Yani eski parayla 9 katrilyon lira. Ankara’nın yeni belediye başkanı Mansur Yavaş neyi tutsa elinde kalıyor. Her yerden yolsuzluk ve usulsüzlükler fışkırıyor. Gerçi “Devr-i sabık” yaratmayacağım demişti ama olanları görünce vicdanı elvermiyor ve savcılığın yolunu tutuyor.

Savcılığın yolunu tuttuğu ilk olay; “Saraydan kız kaçırma” gibi belediyenin kasasından seçimlere üç gün kala jet hızıyla para kaldırma. Sayın Yavaş, ayrıntılarını pek anlatmadı ama olayı Yeniçağ gazetesi köşe yazarı Murat Ağırel özetledi.

Olay kısaca şöyle;

“Seçimlerden 5 gün önce Mansur Yavaş’ın kazanacağı kesin olarak belli olunca belediyenin ANFA kuruluşu jet hızıyla kasasında kalan toplam 1 milyon 600 bin lirayı eritmek için bir ihale açıyor. 25.03.2019’da hazırlanan ihalenin ertesi gün duyurusu yapılıyor ve 26.03.2019 tarihinde ihale açılıyor. İhaleyi açan kişi Erdal Türk tarafından ANFA genel müdürü. İhale kabul komisyonu kuruluyor. 2 gün içinde. 27.03.2019 tarihinde ihale yapılıyor. Kurul oluşturuluyor. Ceylin adlı reklam ve organizasyon firması KDV dahil 1 milyon 510 bin liraya ihaleyi alıyor. 30 gün süreli işin tamamlanması beklenmeden ihaleden iki gün sonra 29.03.2019 tarihinde seçimlerden iki gün önce şirket yetkilisini imzası olmadan ANFA şirketinin yetkilileri tarafından ihalenin kabul tutanağı düzenleniyor. İhale oldu bittiye getirilip kabul tutanağı ile bağlanıyor. Yine aynı gün 29.03.2019 tarihinde şirket fatura düzenliyor (Murat Ağırel Halk TV’deki bir televizyon yayınında bu faturayı gösterdi). Seçim olacak telaşıyla hemen faturayı kesip parasını alıyor. Seçimden iki gün önce para firmanın hesabına geçiyor. Mansur Yavaş bununla ilgili ANFA yetkilileri ve şirket yetkileri hakkında suç duyurusunda bulunuyor.”

İnanı bana “Sülün Osman” yaşasaydı bunlara şapka çıkarırdı. Nasıl bir uyanıklık, nasıl bir ahlaksızlık, nasıl bir gözü karalık.

Sadece bu mu…!

Hayır…!

Belediyenin su parası ve vergiler dışında tek gelir kaynağı olan otopark ve belediyelere ait işyerleri de var. Bakın onlarda tablo nasıl; Murat Ağırel’den dinleyelim;

“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı 2014’ten itibaren belirli bir şirkete düzenli olarak belediyenin elinde bulunan ve gelir getiren otoparkları “yok pahasına” birilerine dağıtmaya başlıyor. 11 tane otopark 2 tane sosyal tesisi bir tane halı sahası ve tenis kortu yine “kilit firma” ANFA üzerinden üçüncü kişilere kiraya veriyor. Ama ilginçtir o kadar çabuk hareket edilmiş ki; belediyenin kiraya verdiğin 53 işyerinin işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı yok. Sayıştay’ın uyarısı var ama Türkiye’de artık yargıyı dikkate alan var mı. Bakın; otoparkları sıralayalım; Keçiören Gökçek parkı 2015 yılında kiraya verilmiş. Bahçelievler semt hali 1 haziran 2016, Dikmen vadisi otoparkı 2014’te, Gençlik Parkı otoparkı 2016’da kiraya verilmiş, Altınpark otoparkı 2017’de kiraya verilmiş. Harikalar (hani şu belediyeye 2 milyar liraya mal olan ve yapım parasını hangi şirketlerin arasında nasıl paylaştığı bir türlü belli olmayan Anka Park) otoparkı daha bitmeden önce 2017’de kiraya verilmiş.”

Peki yalnız bu mu Mansur Yavaş’ın kafasını yoran…?

Hayır…!

Bir de belediyeye bağlı kurumların sermaye yapılarında bile inanılmaz bir dengesizlik ve yanlışlık var. Sayıştay’a saç baş yolduran hesap şöyle; “

“ Ankara Halk Ekmek Fabrikasının sermayesi belediye hesabında 19,6 milyon lira görünüyor. Şirket hesabında ise 38,8 milyon lira gözüküyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi sermayeyi düşük gösteriyor. Yine belediyeye bağlı BELKO AŞ belediye hesabında sermayesi 18,4 milyon lira görülüyor, şirketin kendi hesabındaki para ise 53,8 milyon lira gözüküyor.”

Neden böyle işlere girersiniz, bu belediyeye bağlı şirketlerin üzerinden ne gibi fırıldaklar çevirdiniz, bu sermaye arasındaki inanılmaz boyuttaki rakamsal farkların nedeni ne?

Mansur Yavaş bu problemleri çözmeye çalışıyor. Ancak ona da gelen fısıltılara göre; Yavaş’ın ağzıyla; Ankara’daki kulislerde hırsızların imparatoru şöyle diyormuş; “Siz bakmayın buna. Önce İstanbul alınacak 6 ay sonra sıra Mansur Yavaş’ta”.

İstanbul’a gelince;

Ekrem İmamoğlu dün Habertürk televizyonundaki programında İstanbul ile ilgili rakamları verdi;

İstanbul Büyükşehir belediyesinin gider bütçesi yaklaşık 58 milyar lira. Geliri 23,8 milyar lira Büyükşehir’in kurumsalı. Bugün baktığımızda en az yüzde 10 civarında belediyelerin harcamalarından tasarruf edilebileceğini görüyoruz. Bu da 6 milyar lira civarında. İstanbul Büyükşehir belediyesinin toplam borcu 26,7 milyar lira. Gelir bütçesi 24 milyar lira civarında. Yani borcu bütçesinden fazla.”

Ama son 1 yılda sadece; çoğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocuklarının ve yakınlarının dahil olduğu 18 vakıf ve okullara Büyükşehir’in bütçesinden ayrılan para 847 milyon 592 bin 858 lira.

Yani…!...Siz bitmişsiniz be kardeşim…kim gelirse gelsin ‘merhumu nasıl bilirdiniz’…

“Mansur Yavaş ne yapsın size kardeşim; hırsızların imparatoru dururken…!”

Türkiye Haberleri