“İntifada küreselleşti”. Fransız düşünür Bernard-Henri Lévy, İngiltere’de 100 yılı aşkın bir süredir yayınlanan The Jewish Chronicle’nin son sayısındaki başyazısında söylüyor bunu. (The intifada has been globalised - The Jewish Chronicle - The Jewish Chronicle)
Beş gün önce Avustralya'nın Sydney kentindeki Bondi Plajı'nda Hanuka bayramını kutlayan Yahudi cemaati üyelerinin hedef alındığı, 11 kişinin öldüğü saldırı sonrası kaleme almış yazısını. Elbette o saldırının savunulacak yanı yok. Sevgili Işın’la yaptığımız programda da söylemiştim: “Gazze’de İsrail devleti tarafından öldürülen siviller ne kadar masumsa, plajda katledilen Yahudiler de o kadar masumdur” diye.
Henry Levy, o korkunç plaj saldırısından yola çıkarak yeryüzünde neredeyse hiçbir yerin Yahudiler için güvenli olmadığını söylüyor özetle: “Sidney'de olanlar bir kaza değil, bir işarettir. Aynı nedenlerin aynı sonuçları doğurma riski olduğu göz önüne alındığında, yarın New York, Londra, Roma, Madrid veya Paris'te de aynı şey olabilir. Aslında dünyanın herhangi bir şehrinde bu olay yaşanabilir” diyor. Haklı. Tüm bunlar, ne yazık ki olabilir. (Oldu da, şaşkın Henry Levi olmadığını sanıyor). Aklı başında hiç kimse de olacak olana onay vermez. İşte tüm bunlardan ötürü “İntifada’nın küreselleştiğini” iddia ediyor filozof.
Dünyadan haberi olmayanlar, gerçekten de adı geçen kentlerde Yahudilere yönelik saldırıların hiç yaşanmadığını, sadece “Filistinli teröristlerin” sözkonusu kentlerde Yahudileri katlettiğini sanabilir. Henry Levi, meseleyi saptırmada hayli başarılı gerçekten. O kentlerde, faili Filistinli ya da İslamcı olmayan yüzlerce saldırının gerçekleştiğini arama motorlarından bakarak bile bulabilir dileyen.
“Görmek istemeyenden daha körü yoktur” derler. Sadece Henri Levy için söylenmiş olsaydı bu vecize, yadırgamazdı kimse. Bir tehlikeye dikkat çekerken hedefe yine Filistinlileri koyuyor hiç sıkılmadan. İntifada diyerek sadece Filistinlilerle özdeşleşmiş bir olguyu yükselen tehlike olarak gösterme ayıbını sürdürüyor. Hiç vicdanı yok.
Eğer İsrail dışında Yahudileri hedef almak İntifada’nın “küreselleşmesi” ise, Filistin dışında Lübnan’da, Mısır’da, Tunus’ta, G.Afrika’da Filistinli öldürmek de İsrail devlet terörünün “küreselleşmesi”dir. İsrail’in, bölge sınırları dışında, hem de çok uzaklarda yüzlerce Filistinliyi yıllardır öldürdüğünden hiç söz etmiyor Henry Levi.
Birilerinin bu filozofa küreselleşenin İntifada değil, ne yazık ki antisemitizm olduğunu anlatmalı. İsrail devletiyle Yahudi halkını birbirinden ayıramayan aptallarla, Filistinlilere yaşatılanları hastalıklı düşünceleri için bahane yapan ırkçı/faşistlerle dolu dünya. Asıl tehlike burada.
Hem Sidney’de hem de Ekim ayında İngiltere’nin Manchester kentinde Yahudilere yönelik saldırıların failleri İslamcıydı, doğru. Ama Yahudi topluluklar için asıl tehlike sanıldığı gibi bu bir avuç İslamcı değil, aşırı sağcılardır.
Financial Times’ın konuyla ilgili bir analizinde Avustralya’da 2024 yılında Melbourne'daki bir sinagogun bombalanması da dahil olmak üzere, antisemitik saldırıların arttığından söz ediliyor. Analize göre Avustralya Yahudileri Yürütme Konseyi, 2025 yılının Eylül ayı sonuna kadar 1.654 antisemitik olay kaydetmiş. Bu sayı, Ekim 2023'ten önceki 10 yıllık ortalamanın beş katıymış üstelik.(bkz: Australia’s tragedy and the global rise of antisemitism) Bunların tümü aşırı sağ kaynaklı saldırılar.
İsrail devletinin yapıp ettikleriyle ilgisi olmayan masum Yahudi topluluklar için asıl tehlikenin Filistinliler ya da İslamcılar olduğunu söylemek ırkçıları/faşistleri görünmez hale getirir. Avrupa’nın neredeyse tüm kentlerinde Yahudi işyerlerine saldıran, Yahudi okullarını kundaklayan, Yahudi mezarlarını tahrip eden aşırı sağcıları görmüyor Henry Levi.
Maalesef hızla yükselen antisemitizmden en son 70 binden fazla, çoğu çocuk, Gazze’liyi öldüren İsrail devletinin sorumlu olduğundan da söz etmiyor.
Antisemitizm için haklı gerekçe elbette yoktur. Olmayacak da…
Ama İsrail’in de antisemitizmin yükselmesinden sorumlu olduğunu söylemek gerekir. Henry Levi bunu yapmıyor.
Çünkü o da “küreselleşen” körlükten muzdarip.