İktidarın yarattığı ekonomik kriz emekçiler, emekliler ve küçük esnaf için geçim koşullarını çok ağırlaştırdı.
Toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan düşük ve sabit gelirli bu kesim aybaşını ancak borçlanarak getirebiliyor.
Bunun en önemli kanıtı kredi kartı kullanımının ulaştığı düzey.
Kredi kartı kullanımı 1 trilyon lirayı aşmış durumda.
Ocak 2024’de çalışanlara ve emeklilere enflasyonun çok altında ücret artışı veren iktidar enflasyonu halkı fakirleştirerek düşürmeyi hedefliyor.
Zor geçinen vatandaş bütçesini iyice küçültmek zorunda.
Bu durum orta ve küçük ölçekli işletmeler için de geçerli.
İktidarın enflasyonla mücadele yöntemi ekonomiyi küçülmek.
Bu, emekçi ve emeklilerin yaşam standartlarını daha da düşürmeleri ve işsizliğin artması anlamına geliyor.
Nitekim DİSK-AR’ın araştırmasına göre geniş tanımlı işsizlik yüzde 29’u bulmuş durumda.
Bu sayı önümüzdeki aylarda daha da artabilir.
Türkiye’nin gıda enflasyonunda dünya şampiyonluğuna oynadığı düşünülürse faturanın emekçi ve emeklilere çıkarılacağı çok açık.
Hazine’yi tamtakır hale getiren iktidar yurtdışından kaynağa ulaşamıyor.
Bunu başarabilmesi için Dr. Mahfi Eğilmez’in sık sık vurguladığı gibi önce hukuk alanında reformlar yapıp hukukun üstünlüğünü inşa etmesi sonra da ekonomide refomlar yapması gerekiyor.
Merkez Bankası başta olmak üzere düzenleyici kurumların bağımsızlığını sağlamak gibi.
Ama iktidarın öyle bir niyeti yok.
Onun enflasyonla mücadelede tek bildiği yol, talebi kısmak, bunun için de emekçi ve emeklilerin cebinden daha fazla para almak.
Nitekim elektriğe ve doğalgaza yapılan yüzde 38 zam, köprü ve yol geçişlerinde alınan ücretlerin bir yıl içinde dört-beş kat artırılması bu politikanın ilk işaretleriydi.
Arkası önümüzdeki aylarda gelecektir.
Ekonomistler Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumu “stagflasyon” olarak tanımlıyorlar.
Stagflasyon enflasyon içinde durgunluk anlamına geliyor.
Fiyat artışları sürerken ekonominin büyümemesi hali.
İktidar, hukuk ve ekonomi alanında gerekli reformları yapmak yerine talebi baskılayarak enflasyonun faturasını halka kesmeye devam ederse bunun sonu stagflasyondan da kötü bir durumu ifade eden slumpflasyon.
Eğilmez’in ifadesiyle enflasyon içinde küçülme.
Fiyat artışları sürerken ekonominin küçülmesi.
Bunun sonucu ise daha fazla işletmenin kapanması, küçük esnafın kepenk indirmesi.
Doğal olarak işsizliğin daha da artması.
Talebin düşmesi üretimi de düşürür.
Üretimin düşmesi ekonomiyi küçültür.
Küçülen ekonomide işyerleri kapanır, iflaslar ve işten çıkarmalar artar.
İktidar işsizliğin artmasını umursamadığı gibi mevcut işçi haklarını da kısıtlamaya hazırlanıyor.
Esnek çalışma, süreli sözleşme uygulaması, tamamlayıcı emeklilik gibi düzenlemelerle kıdem tazminatı yaratmayacak kısa süreli çalışmayı, kısa süreli tekrarlanan sözleşmelerle sigortasız geçici istihdamı özendirerek işçi haklarının kısıtlanmayı hedefliyor.
İktidar, Hazine kaynaklarını yandaş şirketlere ve iktidar mensuplarına aktarırken enflasyonla mücadelenin yolu olarak yoksulluğu yaygınlaştırmayı seçmiş görünüyor