CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, elektriğe, doğalgaza, benzine, motorine yapılan zamların vatandaşın taşıyamayacağı bir yük oluşturduğunu vurgulayarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, “Vatandaş nefes alamaz durumda, bu zamları derhal geri al” çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu, görüşmemizde, “Yapılan artışlar artık zam olmaktan çıktı. Bu zam değil Saray soygunudur” yorumunu yaptı ve şu değerlendirmede bulundu:
“Kötü yönetim, israf, adaletsizlik Türkiye’yi maalesef bu noktaya getirdi. Türkiye’de Saray soygunu yapılıyor. Erdoğan gerçekten israfı önleyecekse, adaleti getirmek istiyorsa orta sınıfı koruyacaksa zamları geri almalıdır. Eğer bunu yapamıyorsa en azından makul bir düzeye çekmelidir. Çünkü vatandaşı bu zam yükünü taşıması mümkün değildir. Saray etrafındaki 5’li çeteyi imkan sağlanmasının faturasını halk ödüyor.”
Yangın sokağa taştı
Kılıçdaroğlu, son zamlarla birlikte mutfaktaki yangının artık sokağa taştığına vurgu yaparak hayat pahalılığını şöyle tanımladı:
“Halk mutfakta yangın yaşıyordu. Yangın evin bütün odalarını sardı. Orada da kalmadı sokağa yansımaya başladı. Olay mutfağı aştı, odaları aştı, sokağa taştı.”
Kılıçdaroğlu, iktidarın Türkiye’yi yönetemediğini, sorunların temel kaynağının yönetim beceriksizliği olduğuna şöyle dikkat çekti:
“Türkiye’yi yönetemiyorlar. Yönetecek kapasiteleri, birikimleri, bilgileri yok. Belki vatandaş o zaman bugüne kadar nasıl yönettiler, diye sorabilir. Çünkü bunlar işbaşına geldiklerinde devletin liyakatli kadroları vardı. Merkez Bankası bağımsızdı. DPT vardı. BDDK vardı. Bu kurumlarda işinin uzmanı, siyasi otoriteye hata yatırmayan kadrolar vardı. Bu iktidar bu kadroları ve kurumları bitirdi. Kadroları tasfiye etti. Yerlerine devleti ilmeyen, tanımayan liyakatsiz kişileri getirdi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle liyakatli yapı tümüyle yok edildi. Çalışkan, bilgili, birikimli, nitelikli, devleti bilen ve koruyan insanlar tasfiye edildi. Devlet yatırımlarına DPT değil üç-beş müteahhit karar veriyor. Saray’dan da işleri gerçek bir ihale yapılmadan alıyorlar.. Saray bunlara dağıtıyor. Yönetimin devletten anladığı yandaş müteahhitlere ihale dağıtmak. Her şey 5’li çetenin menfaati için yapılıyor, faturası da halka kesiliyor.”
'Motokuryelerin arkasındayım'
Kılıçdaroğlu’na son günlerde motokuryelerin başlatıkkları iş bırakma eylemi ve diğer sektörlerdeki grevleri sordum. Şu değerlendirmeyi yaptı:
“Motokuryelerin sorunlarını ilk kez ben dile getirdim. Motokuryelerin eylemleri haklıdır. Motokuryelerin eylemlerini destekliyorum ve arkalarındayım. Çok ağır koşullarda çalıştırıyorlar ve çok ağır biçimde sömürülüyorlar. Çalıştıkları şirketlerin değer milyonlarca dolarla ifade ediliyor ama motokuryeler sefalet ücreti alıyorlar. Oysa o şirketlere o değeri kazandıran motokuryelerin emekleri. Yüksek bir hayat riskiyle çalışıyorlar. Büyük baskı altında, siparişi hemen teslim etmeye zorlanıyor ve hayatlarını hiçe sayarak oradan oraya koşturuyorlar. Bazıları kazalarda hayatlarını kaybetti. Bu haberler insanın içini sızlatıyor. Motokuryelerin hak ettikleri ücretleri ulaşmaları ve sosyal güvenceye kavuşturulmaları lazım. Diğer işçilerin eylemleri de haklı eylemlerdir. Onların da hak taleplerini ve eylemlerini destekliyorum. Onların da arkasındayım. Saray yönetimi artık hayatı yaşanmaz hale getirdi. Vatandaş elinde faturalarıyla sokakta tepki veriyor. Orta sınıf yok edildi. Tepkiler haklıdır. CHP olarak sonuna kadar destekliyoruz, hak arayışlarının arkasındayız. Bu sorunların temelden çözümü iktidar değişikliği ile mümkündür. İktidara geldiğimizde emekçilerin haklarını vereceğiz, verilmesini sağlayacağız.”
Erdoğan'ın 3. kez adaylığı
Kılıçdaroğlu’na, Cumhurbaşkanı “Erdoğan’ın üçüncü kez aday olmasına itirazımız olmaz” sözüne gelen eleştirileri sordum.. Anayasanın bir kişinin ancak iki kez cumhurbaşkanı seçilebileceğine ilişkin hükmüne anımsatarak, “Anayasa'ya aykırı olsa da Erdoğan’ın 3. kez adaylığına itiraz etmeyecek misiniz” sorusunu yönelttim. Yanıtı şu oldu:
“Elbette Anayasanın hükmü açık. Eğer seçim normal zamanında yapılırsa Erdoğan üçüncü kez aday olamaz. Benim kastım Meclis’in erken seçim kararı alması halinde Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına bir engel olmadığıdır. Yoksa zamanında seçim yapılırsa aday olmasına Anayasa engeldir. Bunu bildiği için Devlet Bahçeli de Erdoğan’ınz adaylığı için yasal düzenleme yapılması gerekiyorsa elimizden gelen gayreti gösteririz, dedi. O da zamanında bir seçimde üçüncü kez aday olamayacağını biliyor, onun için böyle konuşuyor. Ama biz erken seçim istiyoruz. Hem de hemen. Erken seçim olsun ve Erdoğan karşıma çıksın, O’nu sandıkta göndereyim. Siyasi olarak çağrım budur. Halkın zamanında seçimi bekleyecek hali kalmadı. Hemen erken seçim kararı alınmalı ve Erdoğan sandıkta gönderilmelidir. Benim talebim ve kastım budur.”
'Isparta sahipsiz değil'
Kılıçdaroğlu Isparta’nın kar altında üç gün elektriksiz kalmasıyla ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Isparta, Ispartalılar yalnız bırakıldı. Benim üzüldüğüm bu. Antalya belediyemiz yardım için hemen harekete geçti ama kabul etmediler. Bir felakette bile siyaset yapıyorlar. Ispartalılar perişan edildi. Bu ifade ettiğim yönetmeme halinin bir sonucudur. Yönetemiyorlar. Ama Ispartalılar yalnız değildir. Biz yanlarındayız. Ahmet Akın başkanlığında CHP heyeti ve çok sayıda milletvekili Isparta’ya gitti. Soruları çözmek için gayret gösterdiler. Ispartalılar da merak etmesin. İktidarımızda hiç kimseyi ayırım yapmadan tüm vatandaşlarımıza hizmet götürülecek, sorunları çözülecek.”