Çok zaman önce sayılmaz, 2017’de Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Başkanlık Sistemi’nden vazgeçeceklerini açıklamış, bazı yetkilerini de parlamentoya devrettiğini duyurmuştu. Bu karara ilişkin atılan adımların pek de hızlı olmadığı anlaşılıyor. Tam 5 yıl sonra, geçen Mart ayında güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçildiği belirtilerek “Süper Başkanlık Sistemi”nin yürürlükten kalktığı ilan edilmişti.
Parlamenter sisteme ne kadar dönülebildi tartışılır, ancak tek adam rejimlerinin alışkanlıklarından kurtulmak öyle kolay olmuyor, malum. Sosyalistken halkın daha fazla söz sahibi olduğu, hatta seçtiği temsilcilerini, başarısız olmaları halinde “geri çağırabildiği” (sosyalist bir kuraldır bu) Kazakistan’da bakalım halk sosyalizm sonrasının tek adamlık rejiminin ardından bu yeni “demokratik” sisteme adapte olabilecek mi?
Sadık Tokayev terketti
Bunun yanıtını zamana bırakarak ülkedeki şu yeni gelişmeyi konuşalım. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev başkente bizzat kendisinin verdiği Nursultan adını yeniden Astana olarak değiştirme kararı aldı, duymuşsunuzdur. Bu ayın başlarında, Tokayev'in uzun süredir planladığı reformlarını(!) desteklemek amacıyla Şubat ayında kurulan Zhana Kazakhstan Partisi (Yeni Kazakistan) mensubu olarak bilinen bir grup milletvekili, başkentin adının Astana olarak değiştirilmesini önerince kabul etti Tokayev.
Bunu çok da demokrat olduğu için yaptığını sanmam. Nazarbayev’e son derece bağlı biriydi çünkü, ancak ülkede patlak veren protestoların, onlarca yıllık yolsuzluğun sorumlusu olarak görülen Nazarbayev ile ailesine yönelmesi üzerine sadakatini terk etmiş, olan bu. Nazarbayev'in birçok akrabası ya da yakın müttefikini önemli pozisyonlardan uzaklaştırdı, bazıları hakkında soruşturma açtı. Tokayev, halkın nefretini kazanan Nazarbayev’in izlerini silmek zorunda kalmış demek ki.
Altı kez değişti
Diktatörün adının başkentten silinmesi toplumda sosyalizm sonrası yaygınlaştırılan “kişi kültüne bağlılığa” esaslı bir darbe olacak, bu kesin. Ama nedeni ne olursa olsun başkentin adının bir kez daha değiştirilmesi artık kabak tadı verdi. Tam altı kez adı değiştirilen bir başkenti var ülkenin. Dünyada herhalde çok az kentin başına gelmiştir bu. Yani kısacası zavallı başkent insan olsa kimlik karmaşasından bunalıma girerdi.
Tokayev’i bu da kesmemiş olacak ki, ticari başkent Almatı'daki önemli bir caddeye, bir havaalanına Nazarbayev’in adını verdi. Ülkede halen bir Nazarbayev Üniversitesi, Nazarbayev adını taşıyan okullar, Nazarbayev isimli parklar var. Tuhaflık bedava nasılsa, yetmemiş kimi çiçeklere hatta bir dağa da adını vermişler eski başkanın.
Politik havanın ondan yana estiği bir dönemde, dalkavukça bir tutumla Nursultan Nazarbayev’in adının verildiği başkentin yeniden Astana adını almasının mali külfeti fazla olacak belli ki. Bunu Maliye Bakanlığı’nın “merak edilmesin, masrafları asgari düzeyde tutacağız” içerikli açıklamasından anlamak zor değil. Masraflı olacağını itiraf etmişler işte, ne güzel.
Tek Adamlık da bir yere kadar
Nazarbayev'in hali de ibretlik aslında. Demek ki, öyle tek adamlık falan kalıcı bir kudretlilik hali değil. Onca yılın “tek adamı” Nazarbayev, zamanında ota çiçeğe adının konulmasından sevindirik oluyordu, O kadar başı dönmüştü adamın.
Ülkesinin Tek Adamı’ydı. Önce damadı, sonra kızı terk etti. Halk geç uyanır, uyandı, yakalasalar parçalayacaklardı, onlar da terk etti. Tam anlamıyla “tek adam” oldu şimdi.
Kimse yok yanında.
Heveslileri ders alır umarım.