Son haftaya girdik. Pazar günü sandık başına gidiyoruz. 14 Mayıs unutulmaz ve tarihi bir seçim olacak. Bir dönüm noktası... Peki nedir bu seçimin farkı ve ayırt edici özellikleri?
Her şeyden önce 21 yıllık tek parti iktidarı bitecek mi, devam mı edecek?
Her beraber bunu yanıtını vereceğiz. Politik islamcı köklerden gelen bir partinin iktidarı demokratik usullerle sona erecek mi, ermeyecek mi?
Şunu kabul etmeliyiz:
Bu seçim adil rekabet koşullarında gerçekleşmiyor. Orantısız bir güç kullanımı var. İktidar devletin bütün olanaklarını kendi lehine seferber etmiş durumda. Medyanın çok büyük bir bölümü iktidara çalışıyor.
14 Mayıs'ın en önemli özelliklerinden birisi büyük deprem sonrasına denk gelmesi. Hala 800 binden fazla çadır ve konteynerlarda 3,5 milyon yurttaşımız barınıyor. 11 kent yıkıldı. Resmi rakamlara göre 50 bin can kaybı var. 100 binlerce yurttaşımız göç etti ve hepimiz halen yas tutuyoruz.
Bir diğer önemli ayırt edici özellik ekonomi. 21 yıllık iktidar süresinin ekonomik açıdan en zor dönemindeyiz. Çok ciddi bir yoksulluk gerçeği ile karşı karşıyayız. Hayat pahalılığı her kesimi etkisi altına aldı. Seçmen sandık başına gittiğinde en çok bunu değerlendirecek.
İşin siyasi boyutuna bakınca bir referandum ile karşı karşıya kalacağız. Çok yalın bir soruyu yanıtlayacağız: Erdoğan ile devam mı, yoksa Kılıçdaroğlu ile değişim mi?
Bu seçim iki liderli bir halk oylaması niteliğinde. Bunun devamında partili cumhurbaşkanlığı sistemi mi yoksa demokratik parlamenter sistem mi? Buna karar vereceğiz. Bu bağlamda seçimin 1. turda bitip bitmeyeceği de son derece önemli bir kriter olacak.
Bütün uzmanlar ve güvenilir araştırmacılar seçimin 1. turda bitebileceğini söylüyor ve ekliyorlar: Muharrem İnce ve Sinan Oğan'ın alacakları toplam oy yüzde 6'yı bulursa seçim 2. tura kalıyor. Demek ki seçmen İnce ve Oğan'a oy verirken 2 kere düşünecek. Seçim 2. tura kalsın mı, kalmasın mı?
Halkımızın son derece sakin, sağduyulu ve kararlı olduğunu görüyoruz. Halk kararını verdi. Doğrusunu söylemek gerekirse ben de kararımı verdim. Neyi seçeceğimi, neyi seçmeyeceğimi biliyorum. Şunu ifade etmeliyim ki, meydanları yarıştırıyorlar. Bu yanlış. Miting alanlarındaki kalabalıklar üzerinden karşılaştırma yapılıyor. Kesinlikle doğru değil. Bu, seçim sonucuna ilişkin bir gösterge olamaz.
Olsa olsa o mitingleri düzenleyenlerin organizasyon becerilerini ve maddi gücünü gösterir. Sandık için bir etkisi yok. Aynı mantık sosyal medya için de geçerlidir. Sosyal medyadaki etkileşim önemlidir ama tek başına gösterge olamaz. Seçim yüz yüze iletişimle ve sandık başında kazanılır.
Tarihi seçime işte bu şartlar altında giriyoruz. Siyasilerden beklentimiz halkımızdan olduğu gibi sakin, soğukkanlı, sağduyulu ve yurtsever bir bilinçle hareket etmeleri... Cumhuriyetimizin 100. yılında bütün dünyaya demokrasimizin nasıl güçlü olduğunu göstermek için olgun davranmaları... Halkın tercihine saygı duymaları... Her türlü kışkırtıcı ve kutuplaştırıcı söylemden uzak durmalarıdır. Hiç kimse tarih önünde büyük bir sınavda olduğumuz gerçeğini unutmasın.
14 Mayıs demokrasi şöleni olsun. Türkiye kazansın.