İktidar, CHP’li belediyelerin kamu hizmetlerini engellemek için elinden geleni yapıyor.
Yerel seçimleri kaybeden ve ikinci parti konumuna gerileyen iktidar önce CHP’li belediyelerin Hazine’den aktarılması gereken kaynaklarını kısıtlamaya yöneldi.
Zamanında tahsil edilmeyen, AK Partili belediye başkanlarından kalan SGK borçlarını CHP’li belediye başkanlarından istedi. Hazine’nin belediyelere vermesi gereken parayı kaynağında kesme girişiminde bulundu.
Vatandaşın takdirini toplayan kent lokantalarını eleştirmeye başladı, engellemeye çalıştı.
Şimdi de CHP’li belediyelerin özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açtığı ve yaygınlaştırdığı kreşleri kapatmak istiyor.
Nedeni aynı.
Kreş uygulamasından vatandaşın duyduğu memnuniyet.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı’na yazı yazarak CHP’li belediyelerin yeni kreş açmamasını, açılanların da kapatılmasını talep etti.
İmamoğlu bu yazıyı kamuoyuyla paylaştı.
Ayrıca meydan da okudu, “sıkıysa gelin kapatın” dedi.
Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın CHP kaynaklarından aldığı bilgiye göre, 2024 Ekim ayı itibariyle CHP’li 14'ü büyükşehir, 21'i il olmak üzere 35 belediyede toplam 653 kreş hizmet veriyor. Bu kreşlerde 58 bin 843 çocuğun bakımı sağlanıyor.
İktidar şimdi 58 bin ailenin hizmet aldığı, annelerin bu sayede işe gidebildiği, iş bulabildiği bu hizmeti ortadan kaldırmak istiyor.
Sırf CHP’li belediyelerin başarılı sosyal belediyecilik hizmetini ortadan kaldırmak, aileleri, çalışan anneleri mağdur etmek için.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, Bayar’a kreş hizmetleriyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şöyle diyor:
“Bunun topyekün adı ‘Yerel Eşitlik Eylem Planı.’ Bu planın bir parçası da kreşler. Halka direkt dokunan bir uygulama. Asgari ücret alan bir baba ancak ev kirasını ödeyebiliyor, annenin çalışması lazım. Anne çok cüzi rakamlarla çocuğunu güvenli bir kreşe teslim ediyor. Bu uygulama o kadar çok talep görüyor ki belediyelerimiz kreş yetiştiremiyor. Mesela Adana Büyükşehir'de 9 kreş var, 11 yeni kreş de önümüzdeki dönemde hizmete girecek. Sadece Seyhan'da belediyemiz yakında altıncı kreşi açacak.”
İktidar tam da bu nedenle belediye kreşlerini kapatmak istiyor.
Ancak tarikatların, cemaatlerin anaokullarına, ilköğretim okullarına, liselerine, üniversitelerine dokunmuyor. Onlarla övünüyor, destekliyor.
Tarikat okullarında ana sınıfında 5-6 yaşındaki kız çocuklarının başını örtüyor. O yaşta çocukların kafasını hurafelerle dolduruyor.
Yurda sokulan on binlerce radikal İslamcı Suriyeli, Afgan, Afrikalı tarikat yurtlarında misafir ediliyor.
Milli eğitim derseniz zaten bilimsellikten ve akıldan uzak dini eğitime dönüştürüldü. Bakan Yusuf Tekin’in laiklik karşıtı açıklamaları nasıl bir eğitim anlayışa sahip olduğunu da ortaya koydu.
Bilimsel eğitim almış, dünyayla rekabet edebilecek, Atatürk’ün izinden gidecek gençler değil dindar ve kindar nesil yetiştirmek peşindeler.
Laik sisteme geçmemiş, din kurallarıyla yönetilen ileriye giden var mı?
Dinle yönetilmenin ülkeyi ne hale getirdiğini görmek için Afganistan’a bakmak yeterli. Kadınlara, kız çocuklarına çektirilen çile bariz bir insanlık suçu.
Taliban yönetiminin yarattığı felaketi en çok kadınlar ve kız çocukları çekiyor.
Atatürk’ün 100 önce yarattığı aydınlık yoldan ilerlemeyi reddedip, Taliban’ın, Müslüman kardeşlerin yolunda yürümek felaketten başka bir şey getirmez.