Burada asıl sorulması gereken soru; “İYİ Parti artık ittifak ortağı CHP’ye güvenmiyor mu?” olacaktı. Çünkü son günlerde İYİ Parti’nin önemli isimleri ve yazarları peşpeşe CHP’ye karşı aslında çok da anlamlı olmayan eleştirilerle yüklenmeye başladı. CHP’nin ise canını sıkan asıl konu İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 30 Ağustos’ta saraya gidip Erdoğan’la neredeyse el ele tutuşmasıydı.
İlk işaret fişeği yine sessiz kalan ve ittifakın uyum içinde sürmesini amaçlayan CHP’den gelmedi. İYİ Parti'nin yayın organı Yeniçağ’ın milletvekili olan sahibi İYİ Parti İstanbul milletvekili Ahmet Demir’in CHP’li belediyelerden sitemle söz etmesi ve ardından yine bu gazetenin İYİ Parti üzerinde etkili kalemlerinden biri olan Arslan Bulut’un yazılarından ortaya çıktı.
Çizgisi ve duruşu nedeniyle genel anlamda CHP ile ilgili yumuşak bir tutum alan Yeniçağ yazarı Arslan Bulut; pek de İYİ Parti’den habersiz diyemeyeceğimiz ve gazetesi Yeniçağ tarafından manşete çekilen bir yazı yazdı. Arslan Bulut bu yazısının başlığında aslında doğrudan CHP’yi hedef aldı. Bulut yazısında başlık olarak; “ABD, yeni çözüm süreci için AKP-CHP koalisyonu mu istiyor?” sorusunu gündeme getirdi.
Bulut yazısında şu satırlara yer verdi;
“ "Amerika'nın Sesi" sitesi, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem tarafından hazırlanan bir rapora yer verdi. Amerika'nın Sesi, Erdem'in ağzından "Kürt Sorununda Yeni Bir Dönem Başlar mı?" diye sordu!
Erdem, "Türkiye ile SDG arasında Suriye konusunda asgari bir mutabakata varılması halinde Türkiye'de yeni bir çözüm süreci için adımlar atılabilir. CHP'nin Kürt meselesine olumlu yaklaşımı, oy kaybına uğrayan AKP'nin de MHP bagajından kurtularak reformist çizgiye dönmesi, AKP ile CHP'nin kalıcı bir çözüm üretmede bir araya gelmesi ile sonuçlanabilir" diye yazdı.”
Karşılıklı bir güvensizlik havası var gibi görülse de aslında İyi Parti CHP’ye siyaset anlamında muhtaç. Çünkü son anketlere baktığınızda İyi Parti beşinci parti konumunda. MHP’nin AKP’yi eriterek kısmen yükselmesiyle İyi Parti biraz tabanını yeniden MHP’ye kaptırmak durumunda. Yani MHP’nin AKP’yi yavaş yavaş tırtıklaması İyi Partiyi de olumsuz etkiliyor. MHP’nin bu örgütlü yükselişi İyi Partinin de doğal tabanını bir parça eritmiş durumda.
CHP’nin de kurulacak bir Ali Babacan partisine karşılık merkez sağı kısmen domine etmek ve AKP’den veya MHP’den kopup doğrudan CHP’ye gelemeyenleri İyi Parti’de absorbe etmek için İyi Parti ile iyi geçinmesi gerekir.
Tablo bu ama bir şeyler oluyor…!
Örneğin yeni Çağ gazetesi sahibi İyi Parti İstanbul milletvekili İyi Partinin kurucularından Ahmet Çelik de genellikle pek bulaşmadığı gazetesinde twitlerinden oluşan bir yazı yazarak CHP’ye ince ince sitem gönderiyor. Sayın Çelik’in de kendi başına böyle bir karar alması ya da CHP’li belediyeleri Meral Akşener’in bilgisi dışında böylesine eleştirmesi çok mümkün görünmüyor. Ne diyor Ahmet Çelik;
“Millet İttifakı'nın Sayın Genel Başkanlarının karşılıklı gösterdikleri nezaket ve hassasiyetleri CHP'li belediye başkanlarından da bekliyoruz".
İlginç bir tablo…!
Ahmet Çelik’e göre;
“CHP’li belediye başkanları İYİ Parti’ye gereken nezaket ve hassasiyeti göstermiyor”…!
Şimdi asıl sorulması gereken soru şu;
Bu iki ismin kendi insiyatiflerini kullanarak böyle bir uyarıda bulunmayı (mevcut siyasi koşullar nedeniyle) çok da göze alamayacaklarına göre;
“İYİ Parti ile CHP arasında bilinenin dışında bir şeyler mi oluyor…!”
Her ne oluyorsa;
“CHP ile İYİ Parti arasında köprülerin atılması hem CHP’nin hem de İYİ Parti’nin yararına olmaz. Buradan önce AKP sonra MHP karlı çıkar…!”