Aslında çok önceden de açık bir eşcinsel olarak sağcı Likud partisinde de, Binyamin Netanyahu’nun kabinesinde de görev yapıyordu. Nedense İsrail Meclisi’nin (Knesset) başkanlığına seçilince bu kez daha fazla konuşulur oldu hakkında Amir Ohana’nın.
Olağanüstü bir durum değil aslında. Politikada sağın, toplumda mufazakârlığın egemen olduğu İsrail’de bir LGBTİ bireyinin nasıl olur da politikada bu kadar yükselebileceğine şaşırılıyor. The New York Times’da Ohana hakkında yazılan bir makalede “İsrail sağı Amerikan sağına benzemez. İsrail’de sağcılık Araplara karşı katıdır ama genelde esnektir” denilerek açıklanıyor durum. Parlamentoda Ohana’dan başka hepsi solcu dört açık LGBTİ bireyi daha olduğu düşünülürse İsrail sağı gerçekten -Araplara bakışları dışında- hayli hoşgörülü.
Erkeklere ilgi duymak…
Ohana’nın muhafazakâr toplumda nasıl öne çıkabildiğinden çok (elbette çıksın tabii) bir LGBTİ bireyi olarak sağcı olması dikkatimi çekiyor benim. LGBTİ bireyi de kendisi gibi “ötelenmiş” bir halka daha anlayışlı yaklaşır diye düşündüğümden durum bana biraz tuhaf geliyor. Böyle bir beklentinin olması doğal. Ohana "Erkeklere ilgi duymak, bir Filistin devleti kurulmasına inanmak zorunda olduğunuz anlamına gelmez" diyerek reddetse de aslında bu beklentinin ne kadar yaygın olduğunu kabul etmiş oluyor.
İsrail toplumu hem batıdan hem de doğudan gelenlerle oluşmuş bir toplum. Bu iki ayrı “dünya görüşü”nün olduğu anlamına geliyor. Batı kökenliler daha esnek, genellikle solcu iken doğudan gelenlerin kökleri İslam toplumlarında kaynayıp gitmiş Yahudi topluluklara dayanıyor. Ohana, Fas kökenli bir aileden gelen (soyadı Kuzey Afrika’dandır) biri olarak ikinci kategoriye mensup. O nedenle “Filsitinlilerin İsrail askerlerine yapıklarını gören İsrailli solcuların çoğu sağa kaydı son yıllarda ama ben zaten sağcıydım” diyor.
Engelsiz tırmanış
Cinsel yönelimini 15 yaşındayken açıklayabilmiş anne babasına. Tabii ki kötü karşılamış ailesi. “Ama ben buydum. Yapabileceğim bir şey yoktu” diyor haklı olarak. Aslında benzerlerinden daha kolay bir hayatı olduğu söylenebilir. 18 yaşındayken katıldığı orduda askeri polis olarak görev yapması İç istihbarat örgütü Shin Bet’te çalışması bunu gösteriyor. Engelsiz tırmanmış basamakları belli ki. Her yerde böyledir bu. “Rejim”, işine yarayan herkesten yararlanır. Eşcinsel evllik yasak olduğu için sevgilisi Alon ile 14 yıldır birlikte yaşıyor. Taşıyıcı bir anneden edindikleri iki de çocukları var.
Netanyahu tarafından Ulus-Devlet Yasası’nı hazırlayan komitenin başına atanmıştı Ohana. Canla başla savunduğu bu yasa 2018’de Meclis’te kabul edilmişti. Sol, elbette doğası gereği bu yasaya “azınlıkların statüsünü zayıflattığı, Arapçanın statüsünü düşürdüğü, tehlikeli etnik şovenizm belirtileri göstertiği” için karşı çıktı. Sol ahlak demektir.
Ohana kendisi de zulüm gören bir azınlığın üyesi olmasına rağmen desteklediği yasayı son derece demogojik şu sözlerle savunmuştu: “İsrail Yahudi halkının ulus-devletidir. Diğerleri burada tüm medeni haklara sahip olarak yaşamakta özgürdür, ancak devletin Yahudiler için bir sığınak ve yuva olma niteliğini değiştirme hakkına sahip değildir. Bu yasaya karşı çıkan kişi de Siyonist değildir."
Yahudilerin güvenlik ya da varoluş kaygılarını anlamazlıktan gelemeyiz, sözlerinde doğruluk payı var ama bu İsrail’de yaşamayı seçmiş başta Araplar olmak üzere “diğer” etnik toplulukları yok saymayı savunmak anlamına gelmez.
'Demokrasi kurmak için gelmedik'
İyi bir demogog olduğu belli Ohana’nın. İsrail demokrasisine yönelik eleştiriler için “Irak’tan, Yemen’den dünyanın başka yerlerden gelen Yahudiler buraya demokrasi kurmak için gelmediler. Devlet kurmak için geldiler. İhtiyacımız olan oydu" diyor. İsrail sağının tümünün düşüncelerini ifade ediyor bu cümleler.
Bir LGBTİ bireyi olarak geldiği yer önemlidir. Bu LGBTİ adına bir kazanım elbette. Ama Ohana iyi bir seçim değil. İsrail işçi hareketinin son derece saygın sol düşünce kuruluşu Berl Katznelson Eğitim Merkezi Direktörü Rami Hod, Ohana için son derece yerinde tanımlamalar yapıyor: "Ohana liberal değerler adına konuşuyor ama aslında en aşırı dinci sağın politikalarını destekliyor. Yerleşim yerlerinin ilhakı, ulus-devlet yasası, Yüksek Mahkeme'nin gücünü kırmak, açık ırkçılarla ittifak yapmak gibi." Hod’un en vurucu cümlesi ise şu: "Ohana liberal İsrail sağının ölümünü temsil ediyor."
Herhangi bir yerde liberalinin de ılımlısının da aşırısının da ölümüne üzüldüğüm yok sağın tabii. Hod da üzülmüyordur kuşkusuz. Söylemek istediği, Ohana’nın “tolere edilebilir israil sağcılığını bile öldürecek kadar" fanatik olduğu.
Kötü tabii ki.